Gönderen Konu: İman İnsanları Değiştirir Derinlik ve Güzel Ahlak Kazandırır  (Okunma sayısı 2117 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İbiter

  • *
  • İleti: 842
  • Rep 830
  • Arkham City
  • Takımınız: GencFB
  • İlişki Durumunuz: Yok
İman insanların hayata bakış açısını nasıl değiştirir?

İman eden bir insanın karakterinde göze çarpan belirgin değişiklikler nelerdir?

İnsanların karakterlerini zevklerini konuşma şekillerini dostluk anlayışlarını ve tüm yaşamlarını şekillendiren inançlarıdır. İnanç insanın hayata bakış açısını belirler ve ahlakını ortaya çıkarır. Bu nedenle dinsiz insanlarla dindar insanların hayatları birbirinden çok farklıdır. Dünya görüşleri ahlakları sevgi saygı sadakat ve kültür anlayışları değer yargıları birbiriyle taban tabana zıttır. Dolayısıyla dinsiz birinin Allah’a iman edip İslam ahlakını yaşamaya başlaması bu insanı bambaşka birisi haline getirir. Eski karakteriyle iman ettikten sonraki karakteri arasında hiçbir benzerlik olmaz. İmanın getirdiği bu üstün ahlak özelliklerinden bazıları şöyledir:

İman egoizmi ve bencilliği ortadan kaldırır:

Din ahlakına göre yaşamayan bir insan sadece kendisine karşı sorumlu olduğu herşeyi kendisi için yapması gerektiği yanılgısındadır. Bu nedenle de kendi hayatını idare etmek ve yaşantısını sürdürebilmek için iyi ya da kötü herşeyi yapabilir. Kendisini yaratan üstün bir gücün varlığını ve O’na karşı sorumlu olduğunu düşünmeyen bu gibi insanlar için kendisi ve çevresindeki tüm insanlar gelişmiş birer hayvandan ibarettir.

Bu durumda hayvanlar arasındaki kurallar ne ise insanlar arasında da bu kuralların geçerli olduğu düşünülür. Bu batıl inancın sonucu olarak da zayıf olanın sürekli ezildiği güçlü olanın ayakta kalabilmek için her türlü yola başvurduğu bir mücadele ortamı doğar. Diğer bir deyişle din ahlakını kabul etmeyen bir insan için tek gaye hayatını idame ettirebilme mücadelesi haline gelir. Bu mücadele sırasında diğer insanların ezilmesi zarar görmesi zayıf düşmesi onu hiç ilgilendirmez. Bu materyalist dünya görüşüne göre herkes kendi gücüyle ayakta durmak zorundadır. Aslında bu düşünce insanlar arasında “yaşam kavgası” olarak tarif edilen Darwinist anlayışın bir özetidir.

Ancak Kuran bu batıl felsefeyi tümüyle ortadan kaldırır. Kuran ahlakı ile birlikte insan Allah’a ve içinde yaşadığı topluma karşı olan sorumluluklarının bilincine varır. Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatlarını bilen Allah’ın şefkatini ve merhametini düşünen ve çevresindeki insanları Allah’ın birer tecellisi olarak gören bir insan doğal olarak yardımsever ve hayırsever bir tavır gösterir.

Din ahlakının getirdiği terbiye insanın nefsini terbiye etmesine dolayısıyla da sadece kendi istek ve arzuları için değil tüm insanlığın hayrı ve iyiliği için çalışmasına vesile olur. İnsanların rahatsızlığını sıkıntılarını zorluklarını ortadan kaldırma konusunda Allah’ın kendisine yüklediği sorumluluğun bilinciyle insanların ihtiyaçlarına karşı duyarlı olur. Maddi zorluk içinde olan insanların bu zorluğu aşması için onlara destek olur sorunları olan insanların sorunlarını çözmeleri için onlara yol gösterir haksızlığa uğrayan bir kişinin hakkını korur adaletsizliklere engel olur kimsenin zulüm görmesine müsaade etmez. Kısacası iman zulmü adalete umursuzluğu duyarlılığa acımasızlığı şefkat ve merhamete bencilliği ise cömertlik ve fedakarlığa çevirir.

Kuran’da Yüce Allah’ın cömertliği ve fedakarlığı tavsiye ettiği pek çok ayet vardır. Bu ayetlerden biri şöyledir:

“Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah’tan korkup-sakının dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından korunursa; işte onlar felah bulanlardır.” (Teğabün Suresi 16)

İman insanlara neşe ve huzur getirir:

Her insan kendisine doğru yolu gösterecek vicdanla birlikte yaratılmıştır. Ancak inkar edenler vicdanlarından yüz çevirerek güzel ahlaka uymayı reddederler. Onlar vicdanları kendilerine ısrarla doğruyu gösterdiği halde bile bile doğruyu uygulamayı reddedenlerdir. Bu tavırlarının bir karşılığı olarak da vicdanlarının sesini dinlemeyen insanlar için Allah dayanılmaz bir iç sıkıntısı yaratmıştır.

Vicdanlarına uymayan insanlar ömür boyu acı ve ızdırap çekerler. Ancak bu bedeni bir ağrı veya herhangi bir sızı gibi değildir. İnsanın kalbine yerleşen bir bunalma duygusudur. Vicdanına karşı yaşayan her insanın içine bu azap hissi yerleşir ve hiç yok olmaz. İnsan nereye gitse onunla birlikte gelir. Bir eğlence yerine tatile işe eve alışverişe kalbindeki bu sıkıntıyla birlikte gider. Dünyanın en güzel evine en lüks kıyafetlerine veya en büyük servetine de sahip olsa vicdanıyla savaştığı sürece içindeki bu sıkıntı geçmez. Bu nedenle vicdanlarının emrettiği hayatı yaşamayan insanlar hiçbir zaman gerçek anlamıyla huzuru ve mutluluğu yakalayamazlar. İçlerindeki azap hissi neşelenmelerine izin vermez hayatlarının büyük bir bölümü sıkılarak şikayet ederek hayıflanarak mutsuz bir halde geçer.

İnsanın bu kasvetli ruh halinden kurtulabilmesinin tek yolu ise vicdanının sesini dinlemesidir. Vicdanının sesini dinleyen kişi herşeyden önce üstün bir Yaratıcı’nın varlığına şahitlik edecektir ve Rabbimiz olan Allah’a teslim olacaktır. Allah’ın göndermiş olduğu din ahlakına da tabi olacaktır. Kuran ahlakını yaşamaya başlayan kişi çok kısa sürede bütün sıkıntılarından arınmış olduğunu mutsuzluğunun yerini neşe ve rahatlığa bıraktığını görecektir. Dinsizlikten sonra kalbini imana açan bir insan vicdanının üzerindeki baskıyı kaldırarak son derece neşeli rahat hayattan ve yaşamaktan zevk alan halinden memnun kanaatkar ve mutlu bir insan olur. Bulunduğu yere neşe sevinç hareketlilik ve canlılık getirir. Kalbindeki azap yerini imanın huzuruna ve mutmainliğine bırakır. Bir ayette Allah müminlerin kalplerinin Allah’ın zikriyle mutmain olduğunu bildirerek iman edenlerin yaşadığı bu huzur ve mutluluğun gerçek kaynağının Allah’a olan imanları olduğunu şöyle bildirmiştir:

“Bunlar iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Rad Suresi 28)

Allah’a iman eden ve Kuran ahlakını tam olarak hayata geçiren her insan imanda derinleşir ve din ahlakına göre yaşamayan insanların basit karakterlerinden kurtulur. Çünkü iman insana Allah’tan gereği gibi korkup sakınmasını her an her yerde vicdanlı davranmasını öğretir ve onu basit düşünmekten basit hareket etmekten tümüyle sakındırır. Böyle bir kişi nefsine uymaktan vazgeçer ve Allah’ın “Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla günahla bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır.” (Şems Suresi 9-10) ayetlerinde dikkat çektiği gibi nefsini kötülüklerden arındırmaya çalışır.

İman dünyaya yönelik bütün korkuları yok eder:

Allah’tan korkmayan bir insanın kalbinde yüzlerce korku vardır. Çünkü Allah’ın gücüne sığınıp dayanmayan bir insan için artık kendisini koruyacağını düşündüğü yardımını umduğu zor bir anda güvenebileceği hiçbir varlık kalmaz. Dolayısıyla dünya hayatına yönelik tüm tehlikeler kalbinde tedirginlik ve korku uyandırır.

Hastalanmaktan yaşlanmaktan fakir kalmaktan sevdiği insanları kaybetmekten yalnız kalmaktan işini kaybetmekten dedikodudan küçük düşmekten ve bunun gibi zarar göreceğini düşündüğü herşeyden korkar. Üstelik bu korkular ve tedirginlikler alınan tedbirlerle ve önlemlerle de azalmaz. Bu insanlar her an kendilerine zarar verebilecek bir olayın başlarına gelmesi endişesiyle yaşamlarını devam ettirirler. Ancak İslam dini tüm bu korkuları silerek yerine tek ve asıl olması gereken bir korku koyar o da Allah korkusudur. Allah’ı inkar ettiği için (Allah’ı tenzih ederiz) sürekli endişe ve tedirginlik içinde yaşayan bir insan Allah’a iman ettiğinde kalbine rahatlık gelir. Çünkü iman ettiğinde hastalıkları ölümleri afetleri güzellikleri neşeyi ve bereketi yaratan herşeyin sahibi olan ve herşeye gücü yeten Allah’a teslim olur.

Yaşadığı her anın ve başına gelen her olayın Allah’ın kendisi için takdir ettiği kader içinde olduğuna iman eder ve Yüce Rabbimiz Allah’ın kendisi için her zaman en hayırlısını ve en güzelini yarattığını bilir. Allah’a güvenip dayanır Allah’ın her an kendisini koruyacağını unutmaz ve başına her ne geliyorsa Allah’ın takdiriyle geldiğinin şuurundadır ve hepsinden razıdır. Allah yalnızca müminlere bir lütuf ve ikram olarak sunduğu bu güven duygusunu Kuran’da şu şekilde bildirmiştir:

“Müminlerin kalplerine imanlarına iman katıp artırsınlar diye ‘güven duygusu ve huzur’ indiren O’dur...” (Fetih Suresi 4)

İman insanlara tavır mükemmelliği kazandırır:

İman bir insanın sahip olduğu tüm olumsuz özellikleri olumluya çevirir. Çevresinde hep sevgisizlik acımasızlık merhametsizlik adaletsizlik vefasızlık sadakatsizlik yalan ve hile görmeye alışmış olan ve tüm bunları olağan karşılayan bir insan imanla birlikte gerçek sevgi merhamet şefkat vefa ve sadakat ile tanışmış olur. Çünkü Allah insanlara güzel ahlakı ve birbirlerine değer vermelerini emreder. Allah Katında her insan eşittir ve güzel ahlak gösterdiği müddetçe her insan güzelliğe layıktır.

Bu nedenle iman alaycılığı ve kibiri tevazuya çevirir. İnsanlara karşı kırıcı küçük düşürücü konuşan bir insan imanla birlikte çevresine iltifat eden onların güzelliklerini öven gönül alan bir insan haline gelir. Öfkeli olan ve çevresindekilere sert davranan biri sakin adaletli ve merhametli olur. Enaniyetli insanlar imanla birlikte değişerek canayakın ve tevazulu bir hale gelirler. Bir zamanlar kindar ya da kıskanç olan insanlar affedici olurlar. Son derece düşüncesiz ve bencil olanlar fedakar ve yardımsever hale gelirler. Kısacası iman insanların tavırlarında ve ahlakında büyük bir değişim meydana gelmesine vesile olur. Böylece daha önce insanların ahlakından rahatsız oldukları için uzak durdukları kişileri bile sevilen ve saygı duyulan insanlar haline getirir.

İman eden insan kanaatkar olur:

İnsanlar içinde bulunduğu halden memnun olan ve içinde bulunduğu durumdan şikayet etmeyen insan sayısı çok azdır. Bulunduğu ev yaptığı iş okuduğu okul yaşadığı muhit sahip olduğu arkadaş çevresi insanlar için hep şikayet konusu olur. Hayır gözüyle bakıp hayır görmeyi öğrenmemiş olan insanların elinde bulunan nimetlerden tatmin olması çok zordur. Bu tip insanlar kolay kolay birşeyden memnun olmazlar. Hayatlarının pek çok anı onlar için yeni bir şikayet malzemesi olur.

Hiçbir güzellik onları tatmin etmez ve yeterli gelmez. Yeni bir kıyafet alsalar akılları alamadıkları diğer kıyafetlerde kalır. Yeni bir araba alsalar daha yeni modeli çıktığında onu alamadıklarına hayıflanırlar. Bir ev sahibi olsalar daha büyüğünü ve daha güzelini gördüklerinde hemen üzüntüye düşerler. Bunların hepsi din ahlakına göre yaşamayan insanların kanaatkar olmamalarından kaynaklanır.

Halbuki iman eden bir insan herşeyden önce Allah’ın yarattığı her nimette binbir güzellik ve hayır görür. Bu gözle baktığı için herşeyden çok büyük zevk alır neşe duyar. Allah’ın kendisi için dilediği herşeyden razı olur. Kalbi rahat ve mutmaindir. Yaşadığı yeri onun için seçenin kıyafetlerini yiyeceği yemeği arkadaşlarını gideceği yerleri ve hayatının diğer tüm detaylarını takdir edenin Allah olduğunu bilir. Her birinin Allah Katından verilmiş bir nimet olduğunun bilinciyle en ufak bir şikayetin en ufak bir serzenişin Allah’a karşı saygıya uygun olmayacağını bilir. Böyle bir tavrın Rabbimizin nimetlerine karşı nankörlük olduğunun farkındadır. (Allah’ı tenzih ederiz)

İnsan imanla birlikte kanaatkar olmayı da öğrenir. Aslında din ahlakından uzak yaşayan bir insanın iman kazanması ölü bir insanın dirilmesi gibidir. İman kişiye insanı insan yapan tüm güzel özellikleri kazandırır. Bu nedenledir ki imanın zevkini tadan imanın nuruyla hayatı aydınlanan bir insanın Allah’ın izniyle tekrar eski karanlık yaşamına dönmesi mümkün değildir. Yüce Allah Kendinden razı olan bu güzel ahlaklı kanaatkar kullarını bir ayette şöyle müjdeler:

“Allah dedi ki: “Bu doğrulara doğru söylemelerinin yarar sağladığı gündür. Onlar için içinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı oldu onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.”” (Maide Suresi 119)

Sayın Adnan Oktar Anlatıyor:

“Din herkesi saran Allah’ın güzelliğinin bir tecellisidir”

ADNAN OKTAR: Din herkesi saran herkese mutluluk veren Allah’ın güzelliğinin bir tecellisidir. Ferahlıktır iyiliktir berekettir. Dünyayı nasıl kullanacağımızı öğretir. Sevgi çok güzel bir şey sevgiyle yaklaşılırsa insana... Din sevgiyi güzelliği istiyor. Açın bakın Kuran’a hep dürüstlük sevgi iyilik aklı başında olmak kimsenin canını yakmamak. Çünkü insan hassas bir varlık. Psikopat biri oldu mu rahatsız oluyoruz. Kötü niyetli birisi oldu mu rahatsız oluyoruz. Allah “bunlar olmasın; iyi niyetli rahat güzel yaşayın. Size sonsuza kadar daha da güzelini vereceğim” diyor. “Şükredin” diyor. Din budur; sevgidir muhabbettir. Eziyet ızdırap yasaklar; sağa döndün yasak sola döndün yasak; böyle bir şey yok... (6 Temmuz 2011 A9 Tv Tv Kayseri Samsun Aks Tv ve Gaziantep Olay Tv sohbetinden)

ADNAN OKTAR: Normal bir insan ne arar? Sevgi huzur arar; akılcılık arar temizlik arar iyi niyet arar; demokrasi bilim sanat arar. Her şeyin müspet olmasını ister. Dostluklar olsun kardeşlikler olsun cömertlik olsun ister; fakirlere yardım edilsin ister. Bir Yaratıcının varlığını kabul eder; işte hepsi İslam dininde tamamı İslam dininde. İnsan fıtratının insan ruhunun beğendiği hoşlandığı her şeyin tamamına İslam diyoruz biz. İnsana zararlı olan her şeyi de İslam engelliyor; ruhunu aklını bedenini bozan her şeyi... (16 Temmuz 2011 A9 Tv Gaziantep Olay Tv ve Kahramanmaraş Aksu Tv sohbetinden)
(makale harun yahya)

Bu makale İlmi Araştırma Dergisi 88. sayı (Ekim 2011) 24. sayfada yayınlanmıştır.
 

Çevrimdışı Özge

  • Radyo Ailemiz
  • *
  • İleti: 1738
  • Rep 347
  • Cinsiyet: Bayan
  • Takımınız: Fenerbahçe
Ynt: İman İnsanları Değiştirir Derinlik ve Güzel Ahlak Kazandırır
« Yanıtla #1 : Aralık 11, 2011, 05:41:05 ÖÖ »
Bilgilendırme  için tşklr

Çevrimdışı Özgür Kız

  • Özel Üye
  • *
  • İleti: 21541
  • Rep 3950
Ynt: İman İnsanları Değiştirir Derinlik ve Güzel Ahlak Kazandırır
« Yanıtla #2 : Mayıs 19, 2018, 02:05:49 ÖS »
 eys
 

 

Related Topics

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
2 Yanıt
1868 Gösterim
Son İleti Şubat 24, 2017, 07:38:14 ÖS
Gönderen: Kuskün Çiçek
2 Yanıt
1735 Gösterim
Son İleti Şubat 26, 2017, 11:28:02 ÖÖ
Gönderen: Kuskün Çiçek
0 Yanıt
649 Gösterim
Son İleti Ağustos 30, 2018, 10:09:35 ÖÖ
Gönderen: Özgür Kız