Birşeye başlamak için, önce kaybetmelisinizhttp://www.webailem.com/fon/8.swf
Her insanın hayatında bazı dönüm noktaları vardır. Dönüm noktası çok iddalı oldu belki de kafasında bir şimşek çaktığı bir şeyi farkettiği ya da anladığı demek daha doğru olabilir.
Birşeye başlamak için, önce kaybetmelisiniz
Ve bir elin beş parmağını geçmez bu büyüklükte olan farkındalıklar. Kişi o zaman önündeki hemen hemen 10 yıllık periyoda bir yön çizer.
Mutlaka sapma olacaktır belirlediği noktadan. Fakat amaç zaten o noktaya varmak değil olabildiğince yaklaşmaktır.
Büyüdüğünüzü hissedersiniz böyle anlarda.
Çok sevdiğiniz birinin ölümünde mesela. Gerçekten aşık olduğunuzda ya da bir bebeğiniz olduğunda. Ya da okuduğunuz bir kaç satırda olabilir bu.
Nasıl olduğu önemli değildir zaten. Önemli olan ne olduğudur.
Artık siz o eski siz değilsinizdir ve geri dönüşü yoktur bunun.
Hani aynı kitabı okuyorsunuzdur da bir sayfa değiştiriyormuşsunuz gibi. Sonra kelime kelime yaklaşırsınız bir sonrakine.
Sonra kararlar almaya başlarsınız. Çoğunu yapmayacaksınız emin olun ama yaptıklarınız zaten yeterli olanlar olacak.
Arada ego'nuz size o kadar baskı yapacak ki sizi korumak için zorlanacaksınız.
Ama eğer gerçekten karar verdiyseniz yeni kararlarınıza bir şekilde başlayacaksınız.
Böyle bir dönemde olmayanların bu yazdıklarımı okuyup geçeceğine eminim çünkü eskiden bende öyle yapıyordum.
Ama benimle bu duyguyu paylaşan bir kaç kişi çok daha iyi anlayacaktır beni.
İşte böyle dönemlerde yani belki de hayatınızın iskeletini oluştururken kendinize biraz zaman tanıyın.
Uzanın yatağınıza şezlongunuza çimenlere ya da herhangi bir yere. Uzanın ve tepenizde ne varsa ona dikin gözünüzü.
Hani bize hiç öğretilmeyen ama en çok ihtiyacımız olan şeyi yapın. Dinleyin kendinizi.
Unutmayın karmaşık ve kötü olan ne varsa insanların kendini dinlememesinin sebebi.
Bu sağlıksız ilişkilerin tümü insanın kendine yabancılaşmasının sonucu. Çünkü biz en romantik en mutlu anlarımızda bile bir eksiklik hisseden bir nesiliz. Varlığımızın eksikliği.
Kendinizi dinleyin hatta konuşun kendinizle. Arabam olsun evim olsun çok güzel bir eşim olsun diye düşünürseniz üzgünüm. Önümüzdeki on yıl daha mutsuz olacaksınız.
Ne hissetmek istediğinize karar verin. Mutlu hissetmek istediğinizi bilirseniz o sizi hayattan soğutan işe parası yüzünden katlanmazsınız çünkü bir gün daha.
Huzurlu hissetmek isterseniz başka insanlara da huzur verirsiniz her saban göz göze geldiğiniz insanlardan gözlerinizi kaçırmak yerine gülümsersiniz.
Şükredebilmeyi öğrenirseniz sizi rahatsız eden şu hırsından kurtulabilirsiniz ve kendinize çok daha fazla değer verebilirsiniz.
Hırs isterseniz yapacağınız en büyük hırs karşınızdakini daha çok sevmek olacaktır.
Ve insan yalnızca kendinden emin olabilir bunu unutmayın.. Ki siz bile değişebilirsiniz.
Garantisiz yaşayın hissettiklerinizi. Bir ilişkiye başlamak için önce bitirmelisiniz unutmayın.
Bir şeyi kazanmak için önce kaybettiğinizi kabullenmelisiniz.
Yükseklerde dolaşırsanız varamazsınız tadına hiç birşeyin.
Böyle anlarda insan önce hiç olduğunu hatırlatmalı kendine. En dipten tekrar başlamalı. Başlamalı ki sevginin başarının mutluluğun huzurun o sabah kızartılmış taze ekmek kokusunu çeksin içine ve yaşadığını hissetsin iliklerinde.
Demem o ki bende böyle anlardan birindeyim işte.. Önce kafamda bir film çektim; aşık olduğum adam gitti okulumu bitiremedim başıma kötü bir sürü şey geldi.. Herşeyimi kaybettim. İşte tam bu karede yüzüme zoomluyorum.
Evet kabullendim bunu.
Şimdi filmi başa sarıp herşeye yeniden ne kadar değerli olduğunu bilerek ve yaşadığımı her zerremde hissederek.. Ve en önemlisi yaşamdan keyif alarak yeniden başlayabilirim.
Şimdilik herşey harika görünüyor.
Siz de bir deneyin derim.. (:
alıntı