Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Türk ve İslam Tarihi ve İz Bırakanlar ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Şubat 25, 2014, 03:15:42 ÖS

Başlık: Tarihin Yeniden Aklanması
Gönderen: Fatih - Şubat 25, 2014, 03:15:42 ÖS
"Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,
İki dünyada aziz ümmet, Muhammed ümmetiydi."

Birkaç asırdan beri tarih sahnesinde hep mazlumlar, mağdurlar ve mahkûmlar köşesinde tutulduk. Yurdumuzu, yuvamızı gasbettirdik, haczettirdik. Değerli her neyimiz varsa onlardan mahrum edildik. Bizi tarihe hâkim kılan, tarihin efendisi yapan özden uzaklaştırıldık. Biz, zamana hükmediyorduk, zamanın dokularına bizim kafa ve kalp mekiğimiz şekil veriyor, zamanın hücrelerini lif lif bizim ruhumuz besliyor, bizim gönlümüz süslüyordu. Biz zamanı kaybettik, tarihten kovulduk; zaman kokmaya, tarih kirlenip zehirlenmeye başladı. Tarihin bugünkü zehirli ikliminde insanlık ruhu kıvranıp durmaktadır. Coğrafya kirliliğinin de asıl sebebi tarih kirliliğidir. İnsanlık tarihi en kirli dönemini bugün yaşıyor. Kan ve irinle dolu vakitlerin, günlerin beslediği zaman, kipkirli bir tarih doğurur. Bugün, kara insanlık ruhunun doğurduğu tarih, sürekli zulümler ve haksızlıklar işlenen bir tarihtir. Bu tarihin temizlenmesi gereklidir. Bu temizliği kimler yapacak ve ne ile nasıl yapacaktır? İşte asıl mesele de budur. Bu meselenin hiçbir çözümü yok mudur? İnsanlık hepten umutsuz bir istikamette mi yuvarlanmaktadır?
Bu sorunun cevabını yine tarih verecektir, yeter ki samimiyetle tarihten bu cevap istensin. O zaman görülecektir ki tarih en beyaz sayfalarını açmış, insanlığın mutluluk dolu dönemlerinin altın tablolarını gösterip, konuşuyor: Ey İnsan, bana iyi bak, beni ibretle seyret ve sorularının cevabını al. Sen bu ak ve kara tabloları Hz. Âdem'den beri yaşayıp duruyorsun. Senin bembeyaz olduğun, âdeta melekleştiğin dönemler çok oldu, çok oldu ama kısa sürdü. Hemen kararmaya başladın. Ruhuna göklerden gelen bembeyaz ilhamlarla yunup arındığın gün, tarihini de yu-yup arıttın. Millet-i Beyza oldun, Medeniyyet-i Beyzalar kurdun. İnsanlığın som ayar ölçüsü oldun. Devletler ve milletler kendilerini sana göre ayarlıyor, senin mutluluğuna imreniyor, senin Medine-i Fazıla iklimine koşuyor, senin huzur bahşeden kucağında yer ve yuva arıyordu. Ütopyacılar, seni esas alarak devletler düşlüyor, toplumlar hayal ediyorlardı. Sen, insanlık için bir 'Vahid-i Kıyası' idin. Sen Yüce Yaratıcı'nın yolunda olduğun müddetçe hep böyle oldu. Ama sen ne zaman ki O'nun yolundan ve ilhamından koptun, ruhunun kapılarını O'nun İlhamlarına kapadın, o zaman kovulanlardan oldun. Tarihten de kovuldun, talihten de kovuldun. Zulmün ayaklan altına düştün. Emanete ehildin: emanete ihanet ettin, zulmettin. Müntakim olan da senden, sana zâlimleri musallat ederek emanetini aldı. O emanet hâlâ ehlini bekliyor. Hakikat ehlini bekliyor. Saat, vaktini bekliyor. Sen hâlâ zulmün ağında çırpınıyor, zalimin tuzağında kurtuluş arıyorsun.

Sen. bütün beldelere adalet ve huzur taşıyordun. Nerede bir mazlum iniltisi duyulsa hemen oraya koşuyordun. Avrupa senden yardım dileniyordu. Asya, Afrika senden emniyet bekliyordu. Sen bütün bunlara cevap veriyordun. Seni buna memur eden, temsil ettiğin, teslim olduğun hakikatti, benim ak sayfalarımda yaşadığın o hayatı şimdi zâlimler tersinden yaşıyor. Şimdi onlar hakikat adına, insanlık adına, adalet adına ülkelere hükmediyor. Girdikleri yere yokluk, sefalet, haksızlık, hıyanet, zorbalık ve cehalet götürüyorlar. İlim adına, insanlık adına, demokrasi, adalet, eşitlik, kardeşlik adına geliyor, okullar açıyor, hastaneler açıyor, yurtlar yuvalar açıyor, utanmadan insanlık getirdiklerini ve insanlaştıracaklarını(!) söylüyorlar. İçinizde kurdukları üniversitelerde seni arkeolojik bir kalıntı gibi, ilkel bir Afrika kabilesi gibi incelemeye tâbi tutuyorlar. Seni sana öyle gösteriyor ama senin tarihî mirasından azamî derecede yararlanmaya çalışıyorlar. Fakat, bunu hiçbir zaman hissettirmiyor hatta inkâr ediyorlar. Sense bütün bunlardan habersiz, bütün bu olup bitenlere ilgisiz, gününü gün etmekle meşgulsün. Günlük hesaplarınla vaktini çürütüp gitmektesin. Kısa ve kısır çekişmelerle hatta bunları birer kan davasına dönüştürerek, düşmanın işini daha da kolaylaştırıcı düşmanlıkların ağında eriyip durmaktasın. Hakikati kaybettiğin için savaşı da kaybettin. Savaşı hasta bir barış düşkünlüğüne değiştin, savaşın bir barış teminatı olduğunu bile unuttun. Mihrabını kaybettin. Halbuki sen bir "Mihrab Adamı"ydın. Siz bir minber ve mihrab milletiydiniz. İkisini kaybedince milliyetinizi de kaybettiniz. Çünkü
sizi millet yapan önünde el-pençe divan durduğunuz, göklerin ilham çağlayanı olan o minber ve o mihrabtı. Sizin minberleriniz ve mihrablarınız yıkıldı, siz de yıkıldınız. Kıbleniz değişti, siz de değiştiniz. Bu yıkıntılardan yükselen toz duman, bütün tarihi kararttı. İnsanlık bu korkunç toz duman içinde kör dövüşü yapıyor. Sen, tarihin şeref konuğu insan, bendeki kürsüne yeniden kurulmak istiyorsan, aslî görevine geri dön. Hakikate teslim ol. Hakk'ın buyruğuna gir. Hakikat minberindeki sese kulak ver. Hakikat minberindeki ere tâbi ol. Millet-i İbrahim topluluğunu yeniden ör. Osmanlı düşünü tekrar gör. Düşüşünü iyi anla ki kalkışın şuuruna eresin. Diriliş gününü yeniden göresin..." Tarih, bunları ve daha nice şeyleri söyleyip duruyor. Zaman konuşuyor artık. Zamanda hakikat erleri konuşuyor. Tarihin ak sayfalarını birer birer çevirip seslendiren dertli gönüller, o sayfaların ilham sancağı altında minberlerin ve mihrabların iniltilerini yüreklere birer çarpıntı halinde devreden zengin ruhlar konuşuyor ve koşuşuyor. Ve şimdi tarih, yeniden kara sayfalarında bembeyaz çizgiler görüyor. İnsanlık, bunun sevinciyle ürperse yeridir. Tarihi tathir edecek erler sökün etmiştir. Horasan erleri, erenleri hükmünde yiğitler yürüyüşe çıkmıştır. Yunus yolunda yiğit oğlu yiğitler yollara düşmüştür. Tarihin bağrına hakikatin ak beni düşmüştür.
Bu ak ben gitgide büyüyüp yayılmaktadır Allah'ın izniyle. Ey ak benekli, ak kanatlı hakikat sevdalıları, hoş geldiniz. Muhabbet fedaileri, safâ geldiniz. Mihrab erenleri, minber mayalı muhabbet muhafızları yollarınız açık olsun, bahtınız açık olsun.
Başlık: Ynt: Tarihin Yeniden Aklanması
Gönderen: вαşκαп - Ekim 15, 2017, 04:36:36 ÖS
Emeğine Yüreğine Sağlık
Başlık: Ynt: Tarihin Yeniden Aklanması
Gönderen: Özgür Kız - Eylül 29, 2018, 03:42:34 ÖS
 eys