Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Türk ve İslam Tarihi ve İz Bırakanlar ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Şubat 25, 2014, 03:25:58 ÖS

Başlık: Fatih'in Kış Seferi
Gönderen: Fatih - Şubat 25, 2014, 03:25:58 ÖS
Fâtih, Boğdan (Moldav¬ya/Kuzey Romanya) sefe¬rinden dönüp, Edirne'ye gel¬diğinde (1476 sonları) Ma¬car hududundaki akıncı ko¬mutanlarından Mihaloğlu Ali Bey'den sınır ahvalini bildiren bir rapor geldi. Ra¬porda, Macarların sınırdaki faaliyetleri bildiriliyordu.
Macar kralı Mathias Korvin Türklere karşı gerek Macar hududunun, gerek orta Avrupa’nın kilidi sayı¬lan Belgrad'ın emniyetini temin için, Morava'nın Tuna'ya karıştığı nokta karşı¬sında üç kale kurdurduğu gibi, Türklerin Belgrad'ı teh¬dit eden iki mühim kalesine de taarruza geçmişti. Bu iki Türk kalesinden biri Belg¬rad'ın batısındaki ve Sava nehri üzerinde bulunan “Sabaez” (Böğürdelen) istihkâ¬mı ve diğeri de yine Belgrad'ı hedef alan Semendire kale¬sidir. Bunların birincisi 1471 tarihinde Fâtih'in emriyle birdenbire sevkedilen 20 bin asker tarafından Macarların taarruzlarına rağmen büyük bir süratle inşa edilmiş bir Osmanlı kalesidir (1). “İs¬lâm ucunda (sınırında) du¬rup, müslümanlara ezâ etmek” (2), maksadıyla yapı¬lan kalelerin etraflarına ge¬niş ve derin hendekler ka¬zılmış ve Tuna'dan açılan kanallarla bu hendekler su ile doldurulmuştu. Aynı za¬manda da kaleler gelecek muharebelerde Türklere karşı bir ileri karakol gibi kul¬lanılacaktı (3).

Fâtih, Boğdan seferin¬den henüz yeni döndüğü halde, hiç durmadan tekrar sefere çıktı. Gerçi kış mev¬simi gelmiş, kar ve buzdan yollar kapanmış olduğun¬dan sefer zamanı değil idi. Lâkin sefere çıkılmadığı veya tehir edildiğinde âfet ve tehlike olduğundan, mevsi¬min kış ve havaların soğu¬ğuna bakılmaksızın o kale üzerine gidilmesine ve yı¬kılmasına karar verildi. Bü¬yük tarihçi ve Şeyhü'l-İslâm Sadeddin Efendi'nin ifadesiyle “o günlerde öyle kar yağmıştı ki, yüksek dağların tepeleri yığılan kar¬larla âdeta gökyüzüne değ¬mişti. Yolların buz tutmuş olması, seferin meşakkat ve güçlüğü, şehirlerde kalma¬yı, kışın geçmesini bekle¬meyi gerektirirken, o, kış seferinin zorluklarına kat¬lanmayı “Saadet-i dareyn”, iki cihanda da mutlu olmak için uygun görmüş, Cenâb-ı Hak'ın dergâhına tevekkül ve Fahr-i Resul ruhâniyetine sığınarak sefere çıkmış¬tır (4). Kar o kadar fazla¬dır ki, “atlı yürüse çığırdan çıkamazdı. Ve hem kar atın üzengisinden dahî yukarı idi (5). Buna rağmen bin meşakkatle hisarların oldu¬ğu mahalle vardılar (6).

Tuna kıyılarına geldi¬ğinde, umulmadık bir man¬zara ile karşılaştılar. Tuna soğuktan donmuştu (7). Güya ki, Sani-i Hakim Tuna nehri üzerine cisr-i billuriye (billur köprü) çekmiş ve Os¬manlı askerleri bu buz köp¬rüsünün üzerinden geçmişti (8). Ondört karış kalınlığın¬da buz tutan Tuna üzerin¬den toplar bile geçti (9). Mevsimin şiddetini Kemal-paşazade çok beliğ ve ve¬ciz mısralarla anlatır:

Bozarub benzi sermadan semânun
Yanakları göğermiş asuma¬nın
Soğuktan elleri düşmüş çınarun
Ayakları kurumuş cuy bârun”.

Düşmanın kaleyi savun¬mak için yaptığı hendeklerdeki su da donmuştu. Biraz direnmek istemişlerse de Os¬manlı ordusunun “pençe-i şikencesinde makhur olup” çaresiz olarak kaleleri teslim etmişlerdir. Teslim alınan kaleler derhal yıkılıp, yerle bir edilmiştir (1-Ocak1477).

Kendini rahat ve reha¬vete kaptırmamış, her an her şeyden ayrılmaya hazır, vereceği mücadelenin doğu¬racağı sıkıntıları, önceden yaşamaya alışmış ve bir asker gibi her an sefer em¬rini bekleyen bu dinamik ruhların kan ve terleri üze¬rine cihangirâne bir devlet kuruldu.

Yıldırımlar gibi karan¬lık çağların bağrına inen bu insanlar rahatı zahmette, diri kalmayı ölüm ve ötesin¬deki herşeyi hakir görmek¬te, ebed-müddet varolma¬yı şartlara göre kendilerini yenilemekte gördü ve ters¬yüz edilmiş birer güç hali¬ne geldiler (10).
Dünün fatihleri milletlerine ve insanlığa hizmet için gün, saat, mevsim bek¬lememiş, şartların namüsait oluşu onları yüce idealleri için koşmaktan alı koyma¬mıştır. Yarını fethedecek fatihler de bu evsafta insan¬lar olacaktır.

Kaynaklar:
1) İ. Hami Danişmend; İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, ist. 1947, C. 1. S. 336.
2) Mehmet Neşri; Neşri Tari¬hi, Ank. 1987,c.2. s. 833.
3) Hoca Saadeddin Efendi, Tac'üt—Tevarih, İst. 1280, c.2, s. 561.
4) S. Tansel; Osmanlı Kaynaklarına Göre Fâtih, Ankara 1985, s. 187.
5) Aşıkpaşazâde; Tevarih-i Al-i Osman, ist.1332,s. 186
6) Mehmed Hemdemi Solakzade; Solakzâde Tarihi, ist. 1297, s. 256.
7) Tursun Bey; Tarih-i Ebu’l-Feth, İst. 1977, s. 173.
8) Saadeddin Efendi, a.g.e. s. 561.
9) İbn Kemâl; Tevarih-i Al-i Osman, VII, defter, Ank. 1957, s. 416.
10) M. Abdülfettah Şahin; Yi¬tirilmiş Cennete Doğru, İzmir, 1988, s. 10.
Başlık: Ynt: Fatih'in Kış Seferi
Gönderen: вαşκαп - Ekim 15, 2017, 03:35:17 ÖS
Emeğine Yüreğine Sağlık
Başlık: Ynt: Fatih'in Kış Seferi
Gönderen: Özgür Kız - Mayıs 22, 2018, 11:24:38 ÖÖ
Emeğine Yüreğine Sağlık