Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Dini Bilgiler ::.. => Hz.Muhammed S.a.v => Konuyu başlatan: мυαммєя αнмєт - Mayıs 02, 2011, 12:25:26 ÖS

Başlık: Son cemre
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Mayıs 02, 2011, 12:25:26 ÖS
(http://img1.blogcu.com/images/g/a/r/garipmatematikcim/en_sevgiliye___by_ihsaniye.jpg)

Cahiliye ve zulmet ufkunu karartmıştı insanlığın. Küfür yağmıştı üstüne dünyanın. O kadar ki, Allah'ın evi bile, şirkin çirkinliğinden mey'us matem tutar gibi; karalar giymişti sanki. Çölleşmişti her bir yer, çoraklaşmıştı topraklar, insanlığa ait en küçük duygular bile yeşermez olmuştu. Kurumuştu insanlığın hem insafı, hem vicdanı...
Besbelliydi, Hakk'ın zuhuru yaklaşmıştı. Çünkü göz gözü görmüyordu, zifiri karanlıklar iyice koyulaşmıştı. Gözler bir nur, kulaklar bir muştu bekliyordu.
Bütün alametler belirmişti. Yaklaşmıştı gelmesi. Saatler ayarlanmış, nefesler tutulmuştu...
Milattan sonra 571'di... Amine'nin doğum sancısı, alemlerin doğum sancısıydı. Doğ ey güneş, doğ artık, doğ üstümüze... Kâinatın beklediği gel artık! Küfrün karanlığı yetişir! Doğ ve boğ!
Alemlerin bir muştu gibi beklediği Sen'din. Hasretle yolları gözlenen Sen... Müjde! Beklenen olmuştu; Sen doğmuştun; gün doğmuştu... Çöle inen bir nurdun Sen... Ay yüzünün şavkı önce yüreklerimize vurdu, sonra yüzümüze... Sonra ayın ondördü gibi aydınlandı dünyamız. Yüreklerimiz sürura ermişti, yollarına dikilmiş gözlerimiz şenlenmişti.
Çöle yağan rahmettin... Damla damla düştün, susuz topraklar gibi yüreklerimizin hasreti son buldu; yediveren gülleri açtı.
İnsanlık yer yer ölmüştü, insanlıktan çıkmıştı yer yer. Sen mevta olmuş yüreklere üflenen sûrdun.
Bahar damarlarımızda ıpılık akıyor, güzellikler tomurcuklanıyorsa, ıtır kokular burnumuza geliyorsa Sen'dendir. Yüreklere düşen son cemresin Sen.
İnsanlığın küllerinden insanlık inşa etmek için gönderilmiştin. Dişini tırnağına taktın, az uğraşmadın. Azgın kalabalıkların hışmı, taş oldu yağdı üstüne. Bu uğurda mübarek dişini dahi şehit verdin. Şahidiz!
Yılmak yoktu, kızmak yok, kırmak yok, lanet yağdırmak yok. Çünkü Sen sevgi peygamberiydin.
Ya Habiballah Sen ne güzel severdin! Ayşe şahit, Fatma şahit, yetimler şahit, geride bıraktığın ümmetin şahit!
Ya Rasulallah! Haddimiz olmasa da, biz dahi umutlanmıyor değiliz. Ol sevgi pınarından bir nebze de bizim payımıza düşer mi acep! Yüzsüzlüğümüzü bağışla, aksini düşünmek Sen'in sevgine hudut çizmek demek olur ki, bu hadsizlik değil midir, münasebetsizlik değil mi, küstahlık değil mi?
Ya Resul, Allah şahit Seni seviyoruz; hiç şüphe yok. Çünkü Seni sevmek Allah'ı sevmektir. Senin sevginden şüphe etmek, imansızlık... Seni anmaktayız her an. Seni özlemekteyiz. Çünkü kalbi çalınmış bu çağ sana hasret.
Seni anmaktan bir an bile gafil değiliz ve Seni özlemekten... Lakin anladığımızı/anlayabildiğimizi söylemek yalan olur. Ki, ayıptır, günahtır.
Seni anmak kolay, fakat anlamak... Kolay mı anlamak! Davete 'la' diyerek başladın sen. 'La ilahe...' "İstediğin paraysa verelim" dediler. "Reislik iddiasıysa davan, Seni başımıza reis yapalım"... "Mekke'nin en güzel kızını sana verelim"...
Bir fani, şu fani dünyadan daha ne beklerdi ki! Ya para ya makam ya kadın... Onların kabulleri böyleydi, hayalleri bu kadarına yetiyordu. Sen hepsine birden 'la' dedin, "Hayır, vallahi bir elime ayı, bir elime güneşi verseniz, yine davamdan vazgeçmem"...
Sana yakışan cevap buydu, ne ki onların beklediği bu değildi. Bir biçimde, satın alabileceklerini düşünüyorlardı. Bir biçimde, Seni yolundan döndürebileceklerini umarken ne kadar da aptaldılar! Ne kadar da sersem! Hiç, Muhammed (SAV) yolundan döndürülebilir miydi! Mücadelenle iz bıraktın yüreklerde. İz bıraktın; ki, izinden yürüyelim.
Yazık ki, Seni sevdiğini, Seni anladığını söyleyen bizler, senin kadar kararlı yürümüyoruz yolumuzda. Kimimiz parayla satın alınıyor, kimimiz makamla mansıpla, kimimiz kadınla... "La ilahe illahlah" diyoruz demesine, ancak ne paraya la diyebiliyoruz, ne makama, ne kadına. Bilmem ki, Senin yüzüne nasıl bakarız, bilmem ki Rabbimizin huzuruna nasıl çıkarız! Zira ayıbımız büyüktür, utancımız büyük, günahımız büyük...
Sana layık olamadık. Sevgine layık olamadık. Ebubekir gibi bütün varlığımızı ayaklarının altına seremedik. Sözümüze sadık olamadık. Ömer gibi, istikamet üzere yürüyemedik.
Cahiliyyenin karanlıklarına teslim oldu yüreklerimiz. Bilincimiz kirlendi yeniden. Ruhumuza kasveti çöktü küfrün. İnancımızın ve yüreğimizin safiyetini koruyamadık.
Doğ ey güneş, yeniden doğ yüreklerimize. Vallahi hasretiz, billahi hasretiz! Ümmetin, ruhaniyetinden istimdat eyliyor. Doğ ki, ay yüzünün şavkı yeniden vursun yüreklerimize ve yüzümüze. Ayın ondördü gibi aydınlansın dünyamız.
Sen yüreklere düşen son cemresin. Burnumuza gelen o ıtır koku Sen'dendir.Ey sevgili! En Sevgili! İzinin tozuna yüz sürmeyi çok görme bize.


Selami Güdener-Milli Gazete
Başlık: Ynt: Son cemre
Gönderen: вαşκαп - Mart 25, 2016, 02:23:02 ÖS
 cgp
Başlık: Ynt: Son cemre
Gönderen: Özgür Kız - Mart 25, 2016, 04:27:27 ÖS
(http://siirfm.org/Smileys/default/cgp.gif)