(https://scontent-lht6-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-0/p480x480/16999009_1767673590227399_5007577411302959099_n.jpg?oh=b223a531b2b19ce9882caaf4ae1cda6e&oe=5972EC14)
Hayat çok nettir, bir şeyi yaşadık mı silemeyiz, çizdik mi bozamayız, zaman aktı mı bir kez geriye çeviremeyiz. Hızlı bir nehir gibi akıp geçer, ömür önüne geleni içine alır ve dahil eder yaşama.
Ruh hassastır, ruh denge ister, ruh romantiktir, ruh sevgi ister, ruh vicdandır, ruh merhamettir.
Biz doğal halimizle çok iyiyiz, o yüzden en doğal halimiz çocukluğumuzdur. Akıl, bu dünyada öğrenmeye başladığında biz kirle ve çamurla ve kötülükle tanışırız. Aklımıza kendimizle yetinebilmeyi öğretmeliyiz, ruhla dengelensin diye.
Yaşam da bizi üzecek şeyler, bizim beklentilerimizle alakalıdır. Çok severiz, bekleriz olmayınca yıkılırız, çok isteriz, hayal ederiz, olmazsa çökeriz, çok değer veririz, değer görmeyi bekleriz, az veya hiç değer görmeyince çökeriz. Yıkılırız... Huzuru nerede ararız, huzur bizim içimizde saklı. Mutluluğu nerede ararız, mutluluk yetindiğimiz yerde saklı.
Kimseden beklentimizi yüksek tutmadan, yaşam bir su gibi akarken, biz su başında durmuş sudan medet ummadan beklemeliyiz. Biz, bize yetecek olmalıyız her zaman.
Hayat çok nettir, bir şeyi yaşadık mı silemeyiz. Bir beklentiye girdik mi bir kez, karşılığını bulmadan mutlu olamayız, huzurumuz kaçar, yaşama karşı enerjimiz azalır.
Ne babamızdan, ne annemizden ,ne çocuğumuzdan, ne kardeşimizden ne dostumuzdan ummamalıyız fazlasını, hatta sıfıra yakın tutmalıyız beklentimizi. Şu atasözünü destur olarak benimsemeliyiz "Önünü kış tut tedbir al, yaz gelirse ne ala’’ Beklentimizi düşük tuttuk mu bir kez, en küçük jestler bile bizleri mutlu etmeye yeter.
Hayat çok nettir, bir şeyi yaşadık mı silemeyiz, çizdik mi bozamayız, zaman aktı mı bir kez geriye çeviremeyiz.
Mirza Tazegül.