Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => İbrahim Karaçay => Konuyu başlatan: İbrahim Karaçay - Nisan 07, 2017, 07:48:43 ÖS

Başlık: MUHTEREM SAKAR (İSMAİL GÜL’E)
Gönderen: İbrahim Karaçay - Nisan 07, 2017, 07:48:43 ÖS
Bir zat-ı muhterem var hem ne zat-ı muhterem
Derbederlik dorukta, duysa kıskanır Kerem

Ne ararsan var onda gerçek şiire dair
Muhterem meşhur biri, velhasıl iyi şair

Lakin nereye bassa o toprakta ot bitmez
Baykuş bile tenezzül edip bağında ötmez.

Yağmur duası yapsa ortalığı sel basar
Bir yılda düzeltilmez, onun verdiği hasar

Sözlerim tümden doğru sakın yalan bilmeyin
Az sonra anlatırım, dinleyin de gülmeyin

Bizim muhterem sakar varır gider Mersin’e
Cennet gibi Mersin’de işler döner tersine.

Hava günlük güneşlik yaklaşırken şehire
Şehire girer girmez yollar döner nehire

Öyle yağmur yağar ki sanırsın gök delindi
Arabadan son sürat suyun içine indi

Yağmurda koşuyorken adresi sora sora
Tepetaklak uzandı suyla dolu çukura

Sırılsıklam doğruldu, saptı şöyle sapaya
Bizim muhterem döndü, sudan çıkmış sıpaya

Millet saçak altında kahkahayla gülüyor
Sakar; şaşkın, sinirli, dişlerini biliyor

Lakin yabancı şehir bir şey de diyemiyor
Yedek elbise var da, yağmurda giyemiyor

Bir dükkâna girerek sorar hemen adresi
O kadar ıslanmış ki zorla çıkıyor sesi

Dükkâncı bakıp dedi; nedir bu halin dayı
Ardından salıverdi son sürat kahkahayı

Tarif edince adam, vardı buldu oteli
Yüzünde güller açtı, unuttu suyu, seli

Daha ilk adımını atmıştı ki içeri
Birden her yer karardı, son sürat çıktı geri

Şaşkın şaşkın bakındı, çekilirken geriye
Bir yandan da soruyor burda ne oldu diye

Resepsiyon memuru, homurdanarak geldi
Sakin olalım dedi elektrik kesildi

Bir yandan şöyle diyor uzanıyorken rafa
On beş yıldan beridir kesiliyor ilk defa

Bizimki bir taraftan titriyor garip garip
Biraz bekleyin dedi memur içeri girip

Memur dönüp bakıyor bir daha bizimkine
Ne uğursuz adammış diyor kendi kendine

Buyurun girin dedi resepsiyon memuru
İçeriye girince arttı gözünün nuru,

Bir süre ilerledi burnunu çeke çeke
Valizden haberi yok gidiyor döke döke

Odasına girince baktı ki valiz bomboş
Dedi kendi kendine aman oğlum çabuk koş

Başladı toplamaya etrafı süze süze
Girişteki memurla yine geldi göz göze

Adam bir daha baktı bela mısın der gibi
Bizimki mahzun mahzun ”valiz açılmış abi”

Kucağı dolu dolu yürürken yavaş yavaş
Bir kadını düşürdü yine başladı savaş.

Şöyle bir toparlandı kadın yerden kalkarak
Ne angutlar var dedi, suratına bakarak

Bizimki sessiz mahçup, odasına yöneldi
Kapısının önünde kısa bir an dineldi

Sonra açtı kapıyı bir oh çekti içerde
Eski bir dostum vardı, dedi acaba nerde

Odasına girmekle, sanki zafer kazandı
Ne kötü gündü deyip yatağına uzandı.

Ah şu eski dostuma bir telefon edeyim
Eğer müsait ise varıp ona gideyim

Rahat bir eda ile aradı numarayı
Karşısından gelen ses depreştirdi yarayı
Falanı aramıştım, kendisi yok mu dedi
Ben oğluyum bey amca, o ayrıldı ebedi

Soran sağ olsun dedi, babam rahmetli oldu
Der demez bizimkinin birden gözleri doldu

Duyduğu bu haberle yine canı sıkıldı
Tabiri caiz ise bir kez daha yıkıldı

Sıkılınca otelden çıktı gitti sokağa
Şu taraflar sakindir, deyip yöneldi dağa

Issız patika yolda yürürken sakin sakin
Başına gelecekten haberi yoktu lakin

Birden bir sızı duydu aniden bacağında
Derken kendini buldu köpeğin kucağında

Köpek bir yapışmış ki dişlemiş pantolonu   
Bizimki toparlandı zorla kurtardı donu

Can havliyle kaçıyor üstünde donla gömlek
Millet bakıp gülüyor, ortada çanak çömlek

Tekrar gülleri açtı yetişince otele
Memur gülerek sordu, kim getirdi bu hale

Sırası değil dedi, koşarken odasına
Biri bağırdı ordan “tosuna bak tosuna”

Anahtar kartı taktı kapıya çabuk çabuk
Kapı bir tür açılmaz, her işi abuk sabuk

Don gömlek dolanırken kapının etrafında
Şemsiyeli bir kadın bitiverdi yanında

Ciyak ciyak bağırdı, kadın; “deli var” diye
Bir yandan kafasına, iner çıkar şemsiye

Herkes toplandı bir bir muhteremin yanına
Kimi gömleğe bakar, kimi ise donuna.

Derken görevli geldi, anlaşıldı mesele
Kapının pili bitmiş, sen şu işe bak hele

Pil takıldı yeniden şükür kapı açıldı
Bizimki paldır küldür yine odaya daldı

Ne yapayım diyerek düşündü kara kara
Perişan eda ile ilişti bir kenara
Düşünürken bir anda kafada şimşek çaktı
Gitmeliyim diyerek elbiselere baktı.

Üzerime başıma bir düzen vermeyelim
Program yapılacak mekânı görmeliyim

Giyindi ışıl ışıl, tertemiz yeni baştan
O an telefon geldi üç adet arkadaştan

Gidiyoruz dediler, çıkalım yavaş yavaş
Bizimki bir hal oldu yine aldı bir telaş

Sora sora mekâna sağ selamet vardılar
Mekânın duvarında koca afiş gördüler

Koskocaman asmışlar bizimkinin resmini
Altına da yazmışlar şair diye ismini

Bizimki görür görmez heybetlice kasılmış
Demiş; bak gördünüz mü benim resmim asılmış

İşte afiş dediğin böyle kocaman olur
Bu afiş bu duvarda en az bir sene kalır

Der demez de sırıttı, göründü bütün dişi
O anda itfaiye söktü gitti afişi

Dedi; bak sen şu işe herkes bize bakıyor
Maşallah, uğursuzluk paçamızdan akıyor.

Bu ne biçim talihtir, hendeği aşamıyor
Maşallah dediğimiz altı ay yaşamıyor

Bizim muhterem sakar Mersin’e tat vermedi
Mersin Mersin olalı böyle zulüm görmedi

Demek Karaçay haklı, adam beni tanıyor
Beni uzaktan gören hırlı bir şey sanıyor

İsmail’in dostluğu sığmaz paraya, pula,
Böyle dost nasip etsin, Rabbim sevdiği kula
Başlık: Ynt: MUHTEREM SAKAR (İSMAİL GÜL’E)
Gönderen: Kuskün Çiçek - Nisan 07, 2017, 08:21:14 ÖS
 eys bravoo  hahay hahay hahay
Başlık: Ynt: MUHTEREM SAKAR (İSMAİL GÜL’E)
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Nisan 08, 2017, 07:45:03 ÖÖ
hocam görünen oku savaş başlamış :D
hadi bakalım cevap beklioruz ismail hocam bu şiire :D