Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Paylaşmak İstediklerim ::.. => Hikayeler & Öyküler => Konuyu başlatan: Kuskün Çiçek - Ekim 20, 2017, 07:20:33 ÖS

Başlık: Gülünç Duruma Düşmemek İçin...
Gönderen: Kuskün Çiçek - Ekim 20, 2017, 07:20:33 ÖS
Bir bakkalın yeşil renkli, güzel sesli, söz söylemesini bilen papağını vardı. Dük­kânın bekçisi gibiydi. Müşterilere nükteli sözler söyleyip şakalar yapardı. Birşey sorulunca insan gibi cevap verir, güzel güzel konuşurdu.

Papağanlara has ötü­şü de çok tatlıydı. Efendi birgün evine gitmiş, papağansa bakkalda bekçilik yapıyor­du. Bir kedi kovaladığı fareyle dükkânın içine daldı. Can korkusuyla ne yapacağını şa­şıran zavallı papağan bir o yana, bir bu yana kaçmaya çalıştı. Dükkânın bir köşesi­ne sıçrayınca oradaki gül yağı şişelerini devirdi.

Şişeler kırıldı, yağlar döküldü. Ortalık iyice karıştı. Herşeyden habersiz dükkân sahibi işine döndü. Etrafa bakıp durumu anlayınca çok kızdı. Papağanın üstüne dökülen yağlardan bu işi onun yaptığını dü­şündü. Öfkeyle papağanın başına vurdu, vurmasıyla da olan oldu.

Papağanın başın­daki tüyleri döküldü. Kel kaldı, dili tutuldu, konuşamaz hale geldi. Bakkal yaptığına pişman olup âh vah etmeye başladı ama ne çare? Saçını sakalını yolarak Elim kırıl­saydı da o tatlı dilli papağanıma vurmasaydım!" diye yakınması boşunaydı. Papağan kel başıyla sessiz sedasız sinmiş vaziyette oturuyordu. Bakkal papağanın eski neşeli haline dönmesi için sadakalar, hediyeler dağıttı.

Aradan günler geçmesine rağmen kuş hiç konuşmadı. Bakkal papağanın bir daha hiç konuşmayacağı fikriyle şaşkın ve ağlamaklı haldeydi. Konuşturmak için türlü türlü acayip ve garip sesler çıkararak onu neşelendirmeye çalıştıysa da fayda sağlamadı. Birara dükkânın önünden kel başlı bir derviş geçti.

Papağan onu görünce dile geldi. "Hey arkadaş!" diye dervişe seslendi, "Sen nasıl böyle kel oldun? Yoksa sen de gül yağı şişelerini mi kırdın?" dedi. Papağa­nın bu sözünü duyanlar gülmeye başladı. Çünkü papağan kel başlı dervişin de ken­disi gibi gül yağı şişelerini devirdiği için sahibi tarafından başına vurularak saçlarının döküldüğünü zannediyordu.

Papağanın kendisini dervişle kıyas etmesi kendi bilgi ve tecrübesiyle sınırlıdır. Derviş bağlı olduğu meşrep gereği o halde gezmekteydi. Bunu bilmeyen papağanın yaptığı değerlendirme, insanların kendisine gülmesine sebep ol­maktadır, insanların Allah dostları hakkında yanılgıya düşmeleri de aynı sebepledir. İnsanlar velileri kendi nefısleriyle kıyas ederler.

Acı suyla tatlı suyun berraklığı ay­nıdır. İkisini ayırabilmek tatmakla mümkündür. Allah dostlarını değerlendirebilmek için o makam ve hali yaşayıp tatmak gerekir. Bilgi sahibi olmadan yaptığımız kı­yaslamalar papağan misali gülünç durumlara düşmemize sebep olur.
Mesnevî'den