Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => Seyide Cinaloğlu Doyran => Konuyu başlatan: Egeden Esinti - Ocak 20, 2018, 01:55:52 ÖS

Başlık: Parktaki Dede Ve Bebek
Gönderen: Egeden Esinti - Ocak 20, 2018, 01:55:52 ÖS
 
Yıl 1970, ilk çocuğuna beş aylık hamile bir kadın rüya görür, yeşillik bir parkta yürürken yaşlı bir dede hamile kadının yanına gelir, elinde bir ekmek vardır ve gülen bir yüzle ekmeği kadına uzatır ‘’al, bu senin. Bir kızın olacak adını ya Cavidan ya da Yüksel koy’’ der ve uzaklaşır. Kadın bu rüyadan çok etkilenir uyanır uyanmaz üvey kayınvalidesine anlatır ondan ricada bulunur ‘’anne babamla konuşur musun? Anlatır mısın rüyamı? Bu iki isimden birini koyalım kızımız olur ise’’ der. Kayınvalide gider eşine rüyayı anlatır, baba sert ve otoriter bir adamdır ‘’ hayır zinhar olmaz, kız olursa adı belli, Yüksel erkek ismi zaten konmaz, Cavidan ise üç aylıkken ölen kızımın adı asla kabul etmiyorum’’ diye çıkışır eşine.  Ne gelin ne de kayınvalide ses edemezler çünkü o atadır, babadır lafının üstüne laf konmazlardandır.




Aylar geçer doğum vakti gelir ve bir kız çocuğu gözlerini açar Dünya’ya. Hastaneden dönünce kayınpeder küçük kızı alır kucağına, kulağına ezanla adını okuyacaktır. Gelin tüm cesaretini toplar utana sıkıla ‘’ baba, kulağına iki isim okuyalım mı? biri senin istediğin diğeri de dedenin söylediği olsun, göbek adı olmuş olur’’ der. Kayınpeder geline hışımla döner ‘’al çocuğunu, madem o kadar iyi biliyorsun, madem benim söylediğim olmayacak, lafım dinlenmeyecek kendin oku’’ diye azarlar. Gelin başını öne eğer ‘’ özür dilerim baba, ne haddime’’  der ve susar.
 


 
Aradan iki yıl geçer yıl 1972 dir gelin bir bebek beklediğini öğrenir. Gebeliğinin ilk aylarında bir rüya daha görür, yine aynı parkta aynı dede ona doğru yürümektetir lakin bu sefer yüzü tepkisiz ve donuktur. Gelin olduğu yerde durur, dede yanına gelir, yüzüne bakmadan elindeki ekmeği ikiye böler ve bir parçasını hiçbir kelam etmeden geline uzatır, gelin ekmeği alır almaz dede sırtını döner ve gider. Rüyanın etkisiyle uyanan gelin sabahı edemez içindeki sıkıntıyla, birkaç gün içinden, gözünün önünden atamaz rüyasını.






 
Birkaç ay sonra doğum için hastaneye gidilir, zor bir doğum olur, gelin gözlerini odada açmış etrafına bakınmıştır ama yalnızdır orada. Annesi, kız kardeşi, kayınvalidesi, eşi hiçbiri yanında değildir, başlar beklemeye, gelen ebelere sorar fakat yarım ağız cevaplar alır. Ağlayan bir bebek sesi duyar ve aynı anda göğsü sızlayıp süt akmaya başlar, bu ağlayan küçük yaramaz kesin onun bebeğidir yoksa neden sütü akıp, göğsü sızlasın ki… Yarım saat sonra gelinin annesi kucağında bebek ve ağlayan gözlerle odaya girer ’’Bak kızım, bir kızımız daha oldu, şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle, doktorlar bebeğimiz doğunca yaşamaz ölür bu deyip doğumhanenin mermerinin üzerine bıraktılar ölsün diye yavrucağızımızı, anneye bebek öldü deyin dediler. Bebeğimiz ise inatla ağlamaya başladı bir süre sonra, dayanamadım gidip kundaklayım sana getirdim, demek ki dedim bu Dünya’da alacak nefesi, görecek günleri var. Allah’tan gelene razıyız razı olmalıyız kızım, bu bizlerin sınavı’’ deyip bebeği gelinin yanına götürdü ve her ikisi de ağlayarak kundağı açtılar. Çok güzel bir bebekti aslında, iri gözleri, küçücük pespembe dudakları, hokka gibi burnu ve uzun düzgün elleri vardı, açtıkları yere kadar bir kusur görünmüyordu. Gelin kafasını kaldırıp annesine baktı soran gözlerle, anne bebeği itinayla çevirdi ve gelin hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, minik bedenin bel bitiminde omurga üzerinde bir zarın içinde gök renkli kocaman bir et parçası acımasızca ona bakıyordu sanki. Anne açıklama yaptı’’ bu hastalığın adı sipina bifida imiş. Bebeğimiz belinden aşağısını hissetmeyecek, yürüyemeyecek, tuvaletini söyleyemeyecek’’




Gelin çıplak minik bedeni yavaşça kucakladı omuzuna götürüp ona sarıldı, bu sırada minik can annesinin omuzuna yapışmış büyük bir açlıkla geceliğini emiyordu. Gelin hamileyken ne yapmış olacağını, nasıl davrandığı için bebeğine bu zararı verdiğini düşünürken aklına o rüya geldi. İlkinde dedenin verdiği ekmek bütündü ve ilk kızı sapasağlamdı, ikincisinde ise ekmek yarımdı ve bebeği de yarımdı. Dedenin sözünü dinlememiş ve bu şekilde cezalandırılmıştı çünkü o inançlı bir kadındı, inancına yakışanı yapmadığı için şimdi çok pişmandı ve ölene dek bunu yaşayacaktı.
 
 20. 01. 2018
Seyide Doyran
Başlık: Ynt: Parktaki Dede Ve Bebek
Gönderen: Özgür Kız - Ocak 20, 2018, 02:56:49 ÖS
 eys alkiss gull alkiss
Başlık: Ynt: Parktaki Dede Ve Bebek
Gönderen: Kuskün Çiçek - Ocak 21, 2018, 01:16:11 ÖS
 eys  bravoo