Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Site Hakkında Gelişmeler »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Güncel Haberler ::.. => Görsel Eğitim Setleri => Kullanılmayan Bölümler => Her Telden => Konuyu başlatan: Fatih - Kasım 19, 2013, 10:59:35 ÖS

Başlık: Galile Davası
Gönderen: Fatih - Kasım 19, 2013, 10:59:35 ÖS
(http://www.sizinti.com.tr/img/spotimg/408/5715.jpg)

Galileo Galilei 15 Şubat 1564’te Pi­sa’da doğdu. Floransalı aris­tokrat bir ailenin ilk çocuğuydu. Onu dört erkek, iki kız kardeş takip edecekti. Babası Vincenzo, mağazası olan bir kumaş tüccarı, matematiğe ilgi duyan bir müzik teorisyeni ve bestekârdı.

Ailece Floransa’ya taşındıkları 1574’te bir Benedikt Manastırı’na bağlı Cizvit Koleji’ne rahip adayı olarak girdi. Ailenin mâlî problemleri sebebiyle oradan alındı, tıp tahsili için Pisa Üniversitesi’ne gönderildi. 1583’te Floransa’ya döndü, Resim Akademisi hocası ve saray matematikçisi olan Ostilio Ricci’den ders almaya başladı. O zamanlar Toskana Sarayı, Noel (Aralık) ve Paskalya (Nisan) arasında Floransa’dan Pisa’ya taşınırdı. İşte, kabiliyetli ve istekli Galile bu dönemde Ricci’nin Öklid üzerine verdiği derslere katılırken Saray kütüphanesine de girme imkânı buldu. Galile’deki cevheri gören aile dostları Ricci, babası Vincenzo’yu ikna edebildi: Galile tıp tahsilini bırakacak ve matematik kabiliyetini değerlendirebilecekti.

1585’te Floransa Akademisi’nde, cisimlerin özgül ağırlığını belirlemek için hidrostatik bir terazi icat etti ve bunu yazıya döktü. Arşimed’den aldığı ilhamla, mekanik teoremleri geliştirdi. Bunlar özel notlar şeklinde elden ele dolaştı ve Galile birçok matematikçinin saygınlığını kazandı.

Toskana Sarayı’nda bıraktığı intiba ve bazı matematikçilerin tavsiyeleriyle, daha önce Pisa’da okuduğu üniversitenin Matematik Kürsüsü’ne 1589’da üç yıllığına atandı. Görevi bitince tekrar geçim sıkıntısı çekmeye başladı. 1591’de babasının vefatıyla, ailenin en büyük erkek evlâdı olarak annesinin ve kardeşlerinin bakımını üstlendi. Aynı yıl evlenen kız kardeşi Virginia’nın çeyiz masraflarını “gücünün çok üzerinde” olmasına rağmen, gelecek birkaç yılda elde edeceği gelirin büyük kısmını ipotekleyerek karşıladı. Ardından ikinci kız kardeşi Livia’nın evliliği sözkonusu oldu. Galile sonraki iki yılda elde edeceği maaşı da yine peşin olarak talep etti ve kabiliyetli bir müzisyen olsa da elinden iş gelmeyen erkek kardeşi Michelangelo ile birlikte büyük bir düğün kontratı imzaladı. Fakat Michelangelo, payına düşen kısmı ödeyemediği gibi kendi eşi ve çocuklarını geçindirmek için de sürekli olarak abisi Galile’den yardım talep ediyordu.

Medici ailesinin tavassutuyla 28 yaşında Padua Üniversitesi’nde matematik profesörü oldu. Yıllık 180 florin olan maaşı daha sonra 520’ye yükseltildi (Felsefe hocasınınki ise 2000 florin idi). Üniversite, bilim ve tıpta Aristo öğretisine bağlılığıyla meşhurdu. Burada hocalığı ve âlet yapma kabiliyetiyle çok başarılı oldu. On sekiz yıl geometri, astronomi ve askerî mühendislik dersleri verdi. Mekanik, istihkâm ve küre geometrisinde neşrettiği makalelere yansıyan dehası daha da tanınmasına vesile oldu. Venedik tersane ve tophane ustalarına mühendislik danışmanlığı yapmaya başladı. Ayrıca, diğer ülkelerden gelen aristokrat çocuklarına özel dersler veriyordu. Evinde onbeş-yirmi öğrenci pansiyoner olarak kalıyordu. Bahçesinde kurduğu atölyede yüzlerce âlet geliştirdi. Oyma ve döküm işinde kendisine yardımcı olması için tuttuğu bir metal ustasıyla ailesini onbir yıl boyunca kalabalığı ve gürültüsü bol olan evinde barındırdı.

Bu yıllarda Venedikli Marina Gambina ile tanıştı. Anne ve kardeşlerine de sürekli yardım eden Galile, o devir geleneklerinin baskısıyla çok tekellüflü hâle gelmiş olan evlilik ve düğünü için gereken masrafları karşılayabilecek güçte değildi artık. Marina ile asla evlenmemesine ve aynı evde oturmamasına rağmen, ikisi kız biri oğlan çocuklarının babalığını kanunen kabul etti. 1610’da yeni bir iş için Floransa’ya taşınırken bu münasebeti bitirdi. İki kızını Floransa yakınlarında bir manastıra yerleştirdi. Kızların hayat boyu manastırdan çıkmaları yasaktı. Normal şartlarda Kilisenin kabul etmeyeceği yaşlardaydılar (oniki ve onüç). Kural ve geleneklere göre kızların bir manastıra girmek için kendi hür iradeleriyle karar verecek yaşta olmaları gerekiyordu. Fakat Galile, Kilise hiyerarşisine tesir edecek bir konum ve saygınlık kazanmıştı.

Burada şu husus merakı celbediyor: kuralları by-pass ederek kızlarını küçük yaşta manastıra yerleştirebilecek kadar Katolik çevrelerine yakın bulunan Galile’nin evlilik-dışı bir hayat sürmesi nasıl oluyordu da Kilise tarafından mesele edilmiyordu?

Büyük kızı Virginia, inziva ve fakirlik prensibine uygun yaşadı. Antonia ise, zihnî ve fizikî rahatsızlık nöbetleri geçirdi. Virginia’nın notları şefkat ve sevgi dolu bir baba-kız münasebetini resmediyor. Galile, oğlu Vincenzo’nun eğitimini finanse etti, evlenince ona ev satın aldı. Fakat çok yakın olduklarına dair bir bilgi yok.

Kopernik’in (1473-1543) Nasıruddin Tusî’den (1201-1274) bire bir alıntı yaparak geliştirdiği, Kilise’nin resmî görüşüne aykırı Güneş-merkezli âlem modeli o sıralarda çok ilgi çekiyordu. Aristo fiziğine uymayan bu modeli birçok akademisyen reddetmişti. Protestanlar da bunu kabul etmemişti, çünkü kelime kelime yorumlandığında, Kitab-ı Mukaddes’in bazı pasajlarıyla çelişiyordu. Vatikan’ın Kopernik faraziyesi karşısındaki tavrı ise yumuşak bir kayıtsızlık şeklindeydi.

Galile, Padua’daki astronomi derslerinde, Pisa’daki gibi Batlamyus sistemi öğretmek mecburiyetindeydi. Fakat Kopernik sisteminin âlemin tasviri ve matematik açısından üstünlükleri olduğuna inanıyordu.

Mekanikteki çalışmalarının çoğunu Padua Üniversitesi’nde yaptı. Niyeti bunları hemen yayımlamaktı. Fakat 1609’da Hollanda’dan gelen ve insanların “küçük dürbün” olarak isimlendirdiği bir oyuncaktan ilham alarak bir teleskop geliştirdi. Bununla Ay’ın yükseltilerini, Jüpiter’in uydularını ve Venüs’ün Ay’ınkine benzeyen safhalarını gözledi. 1610’de, daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmak için İtalyanca yazdığı Göklerin Habercisi (Sidereus Nuncius) kitabında bunları çizerek gösterdi. (Galile tıpkı Giordano Bruno gibi, tabiat felsefesi ve astronomide İtalyanca, matematikte Lâtince yazıyordu). Venüs’ün safhaları Batlamyus sistemine uymuyordu ve Güneş etrafında döndüğünün deliliydi. Jüpiter’in etrafında dört uydunun dönmesi ise Güneş Sistemi’nin bir minyatürünü düşündürüyordu. Böylece Galile, Kopernik sisteminin geçerli tek izah olabileceğine daha da inandı.

Aynı yıl, Floransa’da Büyük Dük İkinci Cosi­mo’nun Saray matematikçisi olarak tayin edildi, ardından Roma’ya gitti. Papa Beşinci Borghese kendisini hususî olarak kabul etti. Kardinaller’in tebrikleriyle karşılaştı.

1611’de teleskobuyla Güneş’teki lekelerin hareketini tespit etti. Yüzen Cisimler Üzerine Konuşmalar kitabı (1612) Pisa Üniversitesi’ni kızdırdı. 1613’te, Güneş lekeleri konusunda Cizvit Scheiner’le ters düştü. Karşı görüşlere, dinî bir gayretin ve Kopernik’i destekleyen görüşlerin yeraldığı açık mektuplarla cevap vermeye başladı.

Destekçileri arasında, yıllar sonra onu savunmak için kitap yazan ve bir Dominikan olan ütopya yazarı (Güneş Ülkesi) Campanella da vardı. Dominikan Nicolo Lorini ise 1615’te Galile’yi Vatikan’a şikâyet etti. Vatikan, Galile’nin yazılarını inceledikten sonra lüzum-u muhakeme görmedi.

Tekrar Roma’ya gitti; fakat bu defa fazla alâka görmedi. 1616’da Güneş-merkezli âlem modeli üzerine bir yazı yazdı ve Papa’ya gönderdi. Vatikan’daki mahkeme Kopernik’in tezlerini Kutsal İndeks kısmına koydu (Bu İndeks, 1542’de Papa Üçüncü Urban tarafından sapkınlıklar ve küfürle mücadele için kurulan bir kurulun hazırladığı ve güncellediği mahzurlu yasak kitapların listesini ihtiva ediyordu. Bu kurul Aralık 1965’te Papa Altıncı Paul tarafından lağvedilecekti.) Kardinal Bellarmin’in gönderdiği bir yazı, Galile’nin savunmasını zora soktu ve saygınlığını sarstı; çeşitli yaptırımların yeraldığı mektupta Galile’den Kopernik sistemini desteklememesi isteniyordu. Galile’nin savunduğu “Güneş merkezli âlem” anlayışı, kelimesi kelimesine mânâ verilen Kitab-ı Mukaddes ile ters düşmüştü. “Güneş’in hareketinin Yuşa Peygamber tarafından bir an için durdurulduğu” şeklindeki bir ifadenin Kitab-ı Mukaddes’te geçmesi (Mezmurlar 19:5), Güneş’in hareket hâlinde olduğunun, yani Dünya’nın etrafında döndüğünün delili olarak kabul ediliyordu.

Galile, yazdığı savunmada Kopernik’ten uzak olduğunu belirtirken fikirlerini de dile getiriyordu. Neticede, Bellarmin’in de bulunduğu mahkemede azarlandı. Bir daha bunlardan bahsetmemesi istendi.

Boylam ölçümüyle ilgilenmeye başladı. 1619’da Cizvit rahibi Grassi ile kuyruklu yıldız tartışmasına girdi. Dört yıl sonra, ona açık bir mektup yazarak yayımladı (Denemeci, Il Saggiatore).

Eski dostu Maffeo Barberini 1624’te Papa seçilince Galile tekrar Roma’ya döndü. Papa tarafından kucaklanarak kabul edildi, madalya ve ecclesiastical pension (Kilise’den yıllık ödenen emeklilik maaşı) ile taltif edildi. Papa, Kopernik sisteminin tanıtılacağı bir eserin yayımlandığını görmekten büyük memnuniyet duyacağını ifade etti. Galile bunu önemsedi ve 1632’de, Dünya, gezegenler ve Güneş’i ele aldığı, İki Kâinat Sistemi Üzerine isimli meşhur çalışmasını bastırdı. Fakat bu, beklemediği gelişmelere sebebiyet verdi. Eser red muamelesiyle karşılaştı, hakkında soruşturma başlatıldı, dağıtımı durduruldu ve Galile 12 Nisan 1633’te Vatikan’da mahkemeye çıktı.

Pişmanlık ifadelerini dinleyen mahkeme heyeti, evine dönüp kararı beklemesini istedi. (1600’de Giordano Bruno, Engizisyon’un kararıyla Roma’da Campo dei Fiore Meydanı’nda diri diri yakılmıştı. Çünkü Bruno, Dünya’nın Güneş etrafında döndüğüne, başka güneşlerin ve başka dünyaların varolduğuna, kâinatın sonsuz olduğuna inanıyor, Hz. İsa (as) öldüğünde etinin ekmeğe, kanının şaraba dönüştüğü şeklindeki Kilise doktrinini kabul etmiyordu.) Açıklanan karara göre Galile dinden çıkmış bir sapkındı. Bunu kamuoyu önünde yüksek sesle ilân etmeli, hapis ve işkence cezası çekmeliydi. Galile kendisini aldatılmış hissediyordu. Hâkimlerin horlayıcı tavırlarını sineye çekmek zorundaydı artık. Dostu Castelli bir mektubunda şunu yazıyordu: “Bu gibi hâkimlerin arasında yaşamak, ölmek ve daha da zoru, sessiz kalmak zorundayız.”

21 Haziran 1633’te tekrar mahkemedeydi. Solunda Papalık savcı yardımcısı Paolo Febei, karşısında ise çoğu muhalif on kardinal-hâkim bulunuyordu. Başkan Marzio Ginetti söyleyecek sözü olup olmadığını sordu. Galile, “yok!” dedi. Ardından, “Bu âlemin merkezinde Dünya’nın değil Güneş’in bulunduğu ve Dünya’nın da günlük dönme hareketi yaptığı düşüncesini savundunuz mu ve hâlen savunuyor musunuz?” sorusu geldi. Galile inanmadığı şu cevabı verdi: “Uzun zaman oluyor, Papalık Kutsal İndeks Kurulu’nun kararından önce, Batlamyus ve Kopernik sistemlerine eşit mesafedeydim. Bugün artık şüphem yok; Batlamyus’un teorilerini tartışılmaz buluyorum.” Heyet Galile’nin düşüncelerini üç defa sorguladı. Her defasında, “inkıyad içindeyim” cevabını verdi.

22 Haziran’da tekrar mahkemeye çıktığında hüküm verilmişti: “Kutsal kanunların koyduğu bütün sıkı denetim ve cezalara çarptırılmış durumdasın. Şu andan itibaren, zikredilen hata ve sapkınlıklardan döndüğünü ve bunları lânetlediğini huzurumuzda samimi bir kalb ve tam bir inançla ifade etmen şartıyla seni serbest bırakıyoruz. Yine de, yaptığın büyük yanlışın, tehlikeli hata ve ihlâlin cezasız kalmaması, ayrıca ileride daha ölçülü olman ve diğerlerine misâl teşkil etmen için, Diyaloglar kitabını resmen yasaklıyoruz. Seni bu Kutsal İdare’nin resmî hapis cezasına mahkûm ediyoruz, ıslah edici bir tövbe ve kefaret için üç yıl süreyle haftada bir defa yedi tövbe Mezmuru’nu okuma mecburiyeti getiriyoruz.”

Galile, yanlıştan döndüğünü kabul sadedinde okuyacağı metin uzatıldığında şunları söyledi: “Sizden iki talebim var, daha sonra yüksek huzurlarınızın istediği herşeyi yapacağım. Birincisi, bana Katolik olmadığım söyletilmesin, çünkü ben bir Katoliğim ve kötülüğümü isteyenlere rağmen öyle ölmek istiyorum. İkincisi, herhangi bir kimseyi aldattığım söyletilmesin, çünkü kitabımı bastırma iznini meşru yollardan elde ettim.”

Bu savunmada Dünya’nın hareketine dair tek bir kelime yoktu. Hâkimler bunu anlayışla karşıladı ve okuyacağı metin üzerinde bazı değişiklikler yaptı. Yetmiş yaşındaki Galile Floransa’daki evinde bir çeşit yarı ağır hapis cezasına çarptırıldı ve susmaya mahkûm edildi. Ölünceye kadar da bu vaziyette yaşadı.

Bu kararda belki de saygın kişiliği, o güne kadarki başarıları, edindiği geniş muhit, Vatikan’daki dostları ve bilhassa dostu Papa VIII. Urban bir rol oynamıştı. Onun yerinde bu avantajlardan mahrum başka biri olsaydı netice daha farklı olabilirdi. Çünkü bir yandan Reform hareketleriyle, diğer yandan dinî ve siyasî sebeplerin beraber rol oynadığı Otuz Yıl Savaşları’yla sarsılan bu dönemde (1618-1648) Kitab-ı Mukaddes’e aşırı serbest yaklaşılmasına izin verdiği için Katolik Kilisesi’ne de tenkitler yöneltiliyor, Kilise’den muhaliflerine daha fazla konuşma hürriyeti tanımaması isteniyordu. Belki, dinden ziyade Kilise’yi korumaya mâtuf bu tepkilerin de tesiriyle Galile muhaliflerinin sayısı artmıştı.

Aslında bu dava, Galile’yi aşan ve birçok ilke sahne olan karmaşık bir sürece şahitlik ediyor. Batı tarihinde, bilim adına konuşan insanların, din adına hüküm veren kurumlarla karşı karşıya geldiği en büyük gerilimlerden biri bu olsa gerek. Davanın bir yanında araştırma, gözlem, ifade hürriyeti kavramları, diğer yanında ise Papalık yeralıyordu. Bu da davanın nasıl neticeleneceği konusunda peşinen bir fikir veriyordu zaten. Sadece cezanın ne olacağı merak ediliyordu.

O dönem zihniyetinin hazmetmekte zorlandığı bir başka önemli nokta, Galile’nin Aristo felsefesine ve skolâstik anlayışa darbe vurmasıydı. Avrupa 12. yüzyıldan itibaren İslâm dünyası kanalıyla keşfettiği Aristo felsefesini Thomas d’Aquino’nun (1225-1274) çalışmaları sonucunda Hristiyan teolojisiyle telif ederek skolastik bir eğitim-öğretim sistemi geliştirmişti. Metinlere sadece hocanın ulaşabildiği, talebelerin sevemediği bu sistem Aristo’nun yorumlarına teslim olmuştu. Dünya’da ve kozmosta farklı kanunların geçerli olduğunu, yeryüzünün sürekli değiştiğini, kozmosta ise herşeyin ebediyen sabit ve değişmez olduğunu savunan Aristo anlayışı ve skolastik 13. yüzyıldan itibaren Roger Bacon (1214-1294), Guillaume d’Ockham (ö. 1350) ve Nicolas de Cuse’ün (1401-1464) öncülüğünde terkedilmeye başlandı. “Bir şey gerçektir, çünkü bunu Aristo söylemektedir!” şeklinde özetlenebilecek otoriteryen hükümler giderek daha fazla tepki çekiyordu. 1572’de bir yıldız patlaması (supernova) ilk defa ciddi bir tereddüt doğmasına yolaçtı. Bir yıldan fazla süreyle gündüz bile çıplak gözle görülebilen bir parlaklık sözkonusuydu. Bu, Aristo inancının aksine, göklerin değişebileceğinin deliliydi.

Danimarkalı Tyco Brahe’nin (1546-1601) otuz yıllık gözlem kayıtlarından faydalanan yardımcısı Johannes Kepler (1571-1630) gezegenlerin Güneş etrafındaki hareketlerini tarif eden üç kanunu keşfetti. Fakat bunu delille destekleyemediği için, gürültü çıkaracak bir yayın yapmak istemedi. Tartışmayı seven yapıda birisi olarak tarif edilen Galile ise sessiz kalmadı. Cizvitlerle tokuşmayı göze alarak Kopernik modelini ortaya koydu.

Burada esas soru, Kilise’nin neden Aristo ve Batlamyus’u dogma derecesinde sahiplendiğiydi. Belki de Dünya’nın bu kâinattaki yerinin sorgulanacağı ve bunun Kilise’nin savunduğundan farklı olduğunun yüksek sesle dile getirileceği bir süreçte, çok daha ileri safhalarda başka dogmaların da tartışma konusu yapılmasından korkuluyordu. Fakat gücü temsil edenler ne kadar caydırıcı olsalar da, bu tarz bir hakikat arayışının çıkar yol olmadığı, sonunda anlaşıldı. Vatikan 1992’de 350 yıllık bir gecikmeden sonra Galile’den resmen özür diledi.


Kaynaklar
- Rowland, W., 2003 - Galileo’s Mistake. Arcade Publishing, New York.
- Jarrosson, B., 1992 - Invitation à la philosophie des sciences. Editions du Seuil, Paris.
- Carpentier, L., 1991 - A deux doigts du bûcher. Les Cahiers de Science & Vie. Les Grandes Controverses Scientifiques. Avril, No: 2. Paris.
- Koyré, A., 2000 - Bilim Tarihi Yazıları 1. Tübitak, Ankara.
- Bernal, J.D., 1995 - Modern Çağ Öncesi Fizik. Tübitak, Ankara.
Başlık: Ynt: Galile Davası
Gönderen: Kuskün Çiçek - Şubat 27, 2017, 06:46:03 ÖS
 eys bravoo bravoo
Başlık: Ynt: Galile Davası
Gönderen: вαşκαп - Ekim 14, 2017, 01:11:49 ÖS
(http://i.hizliresim.com/ZZNddG.gif)