Gönderen Konu: Sabıkalı  (Okunma sayısı 684 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Özgür Kız

  • Özel Üye
  • *
  • İleti: 21541
  • Rep 3950
Sabıkalı
« : Eylül 17, 2018, 01:49:36 ÖS »
Sarsılsın sıra dağlar, güneş doğmasın bugün
Yağmur bile çıldırıp toprağı aç bıraksın
Acılardan mutluluk öğütürken daha dün,
Kim derdi ki bebeğim sen benden bıkacaksın.


Bak geriye ne kaldı, ne hırs kaldı ne de biz
Ve ben bitik perişan, aynalarda kimliksiz
Bende hiç bir mevsimden kalmasa da tek bir iz,
Sen taze bahar gibi her mevsim kokacaksın.


Saatler yıla döndü sen beni bırakalı
Ellerin ellerimi sırılsıklam yakalı
Zaman, tüm sevdaları silmekten sabıkalı,
Sanma ki ömrün boyu kahrımı çekeceksin.


Ve bir müddet ruhunu zulmetlere adayıp,
İltifatı nezaket, aşkı felaket sayıp,
Kim bilir kaç yüreğe umudu yasaklayıp,
Kim bilir kaç gönülde ateşler yakacaksın.


Korkma, bir çıtırtıyla irkilirsen yerinde,
Ben varım cama vuran yağmur tanelerinde.
Bin bir yemin etsen de, sen de günün birinde,
O narin parmağına bir yüzük takacaksın.


Hasretinin narıyla eriyorken bedenim,
Can değil cananımdır ciğerimden gidenim.
Ey beni derya iken damlaya eş edenim,
İncecik ırmaklardan ummana akacaksın.


Bir divane görürsen hala sana yas tutan,
Gözleri çivi çivi, gözyaşları pas tutan,
Bir nedamet duyarsan yüreğini sızlatan,
Bil ki yine gözümde semaya çıkacaksın.



Bayram Mecit