Gönderen Konu: Leylâ Vü Mecnûn 301-400  (Okunma sayısı 653 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Özgür Kız

  • Özel Üye
  • *
  • İleti: 21541
  • Rep 3950
Leylâ Vü Mecnûn 301-400
« : Ekim 04, 2018, 03:04:12 ÖS »
Sâkî meded et ki derd-mendem
Gam silsilesine pây-bendem

Gam def‘ine câm-ı mey devâdur
Tedbîr-i gam eylemek revâdur


Senden ne inâyet olsa vâki‘
Fikr etme ki menden ola zâyi‘

Men bir sadefem sen ebr-i nîsân
Ver katra vü al dürr-i galtân


Sensen hurşîd ü men siyeh hâk
Ver âteş ü al cevher-i pâk

Rahm et et ki garîb ü hâk-sârem
Bî-mûnis ü yâr u gam-güsârem


Ol bir niçe hem-dem-i muvâfık
Ya‘nî şuarâ-yı devr-i sâbık

Tedrîc ile geldiler cihâna
Ta‘zîm ile oldılar revâne


Devrân oları muazzam etdi
Her devr birin mükerrem etdi


Her birine hâmî oldı bir şâh
Zevk-ı sühaninden oldı âgâh

Türk ü Arab ü Acemde eyyâm
Her şâire vermiş idi bir kâm

Şâd etmiş idi Ebî Nuvâsı
Hârûn Halife’nün atâsı


Bulmışdı safâ-yı dil Nizâmî
Şirvan Şâh’a düşüp girâmî

Olmışdı Nevâyî-i sühan-dân
Manzûr-ı şehenşeh-i Horâsân


Söz gevherine nazar salanlar
Gencîne verüp güher alanlar

Çün kalmadı kalmadı fesâhat
Erbâb-ı fesâhat içre râhat

Ol tâife çekdi hırkaya baş
Hâletlerin etmez oldılar fâş


Tâ olmaya resm-i şi‘r mefkûd
Ebvâb-ı fünûn-ı nazm mesdûd

Lâzım mana oldı hıfz-ı kânûn
Zabt-ı nesak-ı kelâm-ı mevzûn

Nâçâr dutup tarîk-i nâmûs
Râhatdan olup müdâm me’yûs


Ahdi söze üstüvâr kıldum
Eş‘âr demek şiâr kıldum

Çün halka hilâf-ı müddeâyem
Anlar zu‘mınca süst-râyem


Her söz ki gelür zuhûra menden
Min ta‘ne bulur her encümenden

Eyler hased ehli bağlayup kîn
Tahsîn ivâzına nefy ü nefrîn

Ümmîd ki ref‘ olup küdûret
Tağyîr-pezîr ola bu sûret

Ol kavm bu gülşene girende
Bu gülşen içinde gül derende


Gül tâze idi vü gonca nev-hîz
Depretdükçe nesîm-i gül-rîz

Anlar güli derdiler men-i zâr
Hâlâ dilerem derem has ü hâr

Bu bezme olar verende tezyîn
Mey sâf idi bezm hem nev-âyin


Mey sâfı olara oldı rûzî
Kaldı mana dâğ-ı derd sûzı


Bu dürde men olmışam hevâ-hâh
Bir neş’e verür mi bilmezem âh

Bu pâdişâh-ı İslâmun duâ-yı devletidür ve Kahramân-ı enâmun senâ-yı şevketidür
Sâkî kerem eyle câm gezdür
Dutma kadehi müdâm gezdür


Devrâna çok i‘tibâr kılma
Gezdür kadehi karâr kılma

Tök alup ele gümüş sürahî
Zer sâgara rûh-bahş râhı

Sarf eyle riâyetümde eltâf
Tenhâlığumı gör eyle insâf


Şuğlüm bu bisât içinde çohdur
Senden özge mededci yohdur

Hem-demliğüm eyle âr kılma
Menden nefret şiâr kılma


Ger bilmez isen ki men ne zâtem
Ne zulmet-i çeşme-i hayâtem

Feyz-i hünerüm şarâbdan sor
Sûz-ı cigerüm kebâbdan sor

Dutsan elini men-i fakîrün
Hak ola hemîşe dest-gîrün

Men şâir-i Mûsevî-kelâmem
Sâhirlere mu‘ciz-i tamâmem


Men sâhir-i Bâbilî-nijâdem
Hârûta bu işde üstâdem

Söz derkine sarf edüp firâset
Emlâkine bulmışam riyâset

Geh tarz-ı kasîde eylerem sâz
Şeh-bâzum olur bülend-pervâz


Geh de’b-i gazel olur şiârum
Ol de’be revân verür karârum

Geh mesnevîye olup heves-nâk
Ol bahrden isterem dür-i pâk


Her dilde ki var ehl–i râzem
Mecmû‘-ı fünûna aşk-bâzem

Bir kâr-gerem hezâr-pîşe
Cânlar çeküp isterem hemîşe


Dükkânum ola revâc-ı bâzâr
Her istedügin bula hırîdâr

Bu bir tarîk ile kesr-i nefsdür ve Mukaddime-i medh-i pâdişâh-ı asrdur

Sâkî ne idi bu câm-ı gül-gûn
Kim eyledi hâlümi diger-gûn

Ser-mest olubem sözüm hebâdur
Her lâf ki eylerem hatâdur

Te’sîr salup dimâğâ teşvîr
Teşvîr mizâcum etdi tağyîr


Men handan ü lâf-ı lutf-ı güftâr
Kim söz demeğe olam sezâ-vâr

Olsaydı menüm sözümde bir hâl
Elbette olurdum ehl-i ikbâl


Müstevcib-i izz ü câh olurdum
Şâyeste-i bârgâh olurdum

Makbûl düşerdüm âstâna
Manzûr-ı şehenşeh-i zamâna


Ol pâdişeh-i bülend-bîniş
Kim hâk-i rehidür âferîniş

Müstahfız-ı dîn penâh-ı İslâm
Mahdûm-ı zaman melâz-ı eyyâm


Ebr-istihsân ü berk-kîne
Şâhenşeh-i Mekke vü Medîne

Müstakdim-i hak muhill-i bâtıl
Sultan-ı murâd-bahş-ı âdil

Erbâb-ı hüner ümîd-gâhı
Türk ü Arab ü Acem penâhı


Deryâ kimi eyleyen demâdem
Endîşe-i kurb ü bu‘d-ı âlem


Lutf ile veren yahına lû’lû
Ebr ile yırağa gönderen su

Lû’lûsını eyleyen cihân-tâb
Leb-teşneleri dür ile sîr-âb

Gerdûn kimi lutf edende zâhir
Dâmen dâmen töken cevâhir


Gün kimi olanda cûdâ mazhar
Hırmen hırmen nisâr eden zer

Tugrâ-yı misâl-i Âl-i Osmân
Sultân-ı sipeh-şiken Süleymân


Yerde düşer olsa feyzi hâke
Ta‘n eyleye hâk ruh-ı pâke

Gökde nazar etse bir hümâya
Hurşîde salur hümây sâye

Ger şarka urur sinân-ı ser-keş
Gün kimi çıhar sipihre âteş

V’er garba çalarsa tîğ-i bürrân
Gerdûna yeter şafak kimi kan


Dün çerh yana nigâh kıldum
Nezzâre-i levh-ı mâh kıldum

Gördüm bu hatı ki hâme-i hûr
Ol levhde eylemişdi mastûr

Bu kasîde Hazret-i Pâdişâh şânındadur
Zihî kâmil ki akl-ı nükte-dân derkinde hayrândur
Vücud-ı bî-misâli intihâb-ı nev‘-i insândur


Felek bir dürc anun zât-ı şerîfi gevher-i yektâ
Cihân bir cism anun hükm-i revânı fi’l-mesel cândur

Tarîk-i tâati hem mezhebe hem millete nâfi‘
Hilâf-ı meşrebi hem devlete hem dîne noksândur

İki kısm eylemiş küfr ile îman yeddi iklîmi
Anun hükmindedür ba‘zı vü ba‘zı kâfiristândur


Esâs-ı hükmidür ma‘nîde bir sedd-i Sikender kim
Anun Ye’cûcdur bir yanı vü bir yanı insândur

Binâ-yı kadridür ma‘nîde bir âlî imâret kim
Mukarnes tâk-i gerdûn ol imâretden bir eyvândur

Muzaffer dâimâ Sultân Süleymân Hân-ı âdil-dil
Ki her kim tâbi‘-i fermânı olmaz nâ-müselmândur


Cihân-gîrî ki gün tek mülk teshîrine azm etse
Muhakkar cilve-gâhı arsa-i Îrân ü Tûrândur

Sâhî-tab‘ u mürüvvet-pîşedür kim bahr-ı eltâfı
Temevvüc kılsa mevci fakr bünyâdına tûfândur

Kemîne kimseye kemter atâsı hâsıl-ı deryâ
Muhakkar meclise bezl-i hakîre behre-i kândur


Vücûd-ı pâki-le Hak rahmetidür âleme nâzil
İtâat ehline gösterdiği adl ile ihsândur

Süleymân bârgâhıdur yakîn heybetlü dergâhı
Kim anda dîvler tâbi‘ perîler bende-fermândur


Muazzam leşkeridür bir bulut kim düşmene andan
Firengîler sadâsı ra‘d toplar daşı bârandur

Semendi seğridende lâmi‘ olmış ahter-i sâkîb
Sipâhı deprenende mevce gelmiş bahr-ı ummândur


Seferde çekmek içün haşmet ü ikbâl esbâbın
Arâbe arş levhi ordusı gerdûn-ı gerdândur

Zamânında yetüp cem‘iyyet-i esbâba ârifler
Olup derhem hemîn mahbûblar zülfi perîşândur


Halâyık subh-tek handân olup mihr-i cemâlinden
Dil-i sûzân ile devrinde ancak şem‘ giryândur

Havâdisden mizâc-ı mülk tağyîrine imkân yoh
Kemâl-i adl ile tâ mülke Osmân oğlu sultândur

Bi-hamdi’llâh bugün havf ü hatâdan şer‘ nâmûsın
Bulup tevfîk-ı nusret sahlayan Sultân Süleymândur


Nişân-ı feyzidür ol nusret ü ikbâl kim hâlâ
Ne yan kim azm kılsa rehberi te’yîd-i Yezdândur

Dil ü cândan Fuzûlî izz ü ikbâline ol şâhun
Rızâ-yı Hakk içün dâim duâ-gûy ü senâ-hândur


Çü oldur hâmî-i İslâm vâcibdür anun medhi
Ne kim medhinden özge söz demiş andan peşîmândur

İlâhî bâkî olsun dâim insan-perver ikbâli
Cihân-ı fânî içre tâ binâ-yı nev‘-i insândur


Yâ Rab ki muzaffer ola dâim
Zâtiyle binâ-yı adl kâim

Şâyeste ana serîr ü efser
Âlemlere adli sâye-güster


Bu sebeb-i nazm-ı kitâbdur ve Bâis-i irtikâb-ı azâbdur
Sâkî dut elüm ki haste-hâlem
Gam reh-güzerinde pây-mâlem


Sensen men-i mübtelâya gam-hâr
Senden özge dahi kimüm var



Fuzuli
 

 

Related Topics

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
677 Gösterim
Son İleti Ekim 04, 2018, 02:15:25 ÖS
Gönderen: Özgür Kız
0 Yanıt
780 Gösterim
Son İleti Ekim 04, 2018, 02:44:59 ÖS
Gönderen: Özgür Kız
0 Yanıt
723 Gösterim
Son İleti Ekim 04, 2018, 03:06:12 ÖS
Gönderen: Özgür Kız