»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» > ..:: İbretlik Sesli Hikayeler ::..

Seslendirilmesini İstediğiniz Güzel İbretlik Hikayeler

(1/2) > >>

Kuskün Çiçek:

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına ” Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.

” Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” diye ilave etmiş.

Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.

Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

Usta ressam şöyle demiş:

“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.”

- Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
– Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
– Asla bilmeyenle tartışma.[/b]

вαşκαп:
çok doğru alkiss alkiss alkiss

мυαммєя αнмєт:
Seslendirilmesini İstediğiniz Güzel İbretlik Hikayeler

GÜZEL OLAN TARİHİMİZDE YAŞANMIŞ GEREK MİLLİ GEREKSE DİNİ
GEREKSE İBRET ALACAĞIMIZ HİKAYELERİN SESLENDİRİLMESİNİ İSTİYORSANIZ
BU SAYFADA PAYLAŞABİLİRSİNİZ

DEĞERLENDİRİLİP SESLENDİRİLECEKTİR

Sinemm:
   Müsait Olduğunda Beni Sever misin Anne?
İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:
-Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?
– Görmüyor musun ? Telefonla konuşuyorum.
Herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu.
Her şey erteleniyordu, telefon ve araba söz konusu olduğunda… Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu.
…Nerelere gitseydi? Annesi kapattı telefonu.
Mutfaktan tencere sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti:
-Sana yardım edeyim mi ? dedi, en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı:
-Hayırdır? Bir yaramazlık mı var? Bak bir de seninle uğraşmayayım. Çok yorgunum zaten.
Yorgunluk nasıl bir şeydi ? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır :
-‘Nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni..’
diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi.
Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu.
—Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem öyle söylüyor.
—Uykuya dalayım da, gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum.
Bu kelimeden nefret ediyordu.’Yorgunum, yorgun olduğumdan, böyle yorgunken’….
—Anneciğim sen yorulma, diye…
—Yemekte konuşuruz çocuğum. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz.
Hani siz yoruluyorsunuz ya…Eeee….Ben de oynamaktan yoruluyorum. Ne yapayım bilmem?
Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı.
Işıklar söndü birden.
Annesi öfkeyle söylenmeye başladı.
—Mum da yok! diye diye karıştırdı dolapları el yordamıyla.
Çocuk sırtüstü yatıp, anneannesinin köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını.
Deli tavsanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak
tavşan kafası yaptı.
”Bak deli tavşan” diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı. Tavşan alabildiğine hür
dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu. Kolu yavaşça
kanepeden aşağı sarktı.
Sonra ışıklar geldi.
Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti. Birden kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı.
Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini.
Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.
Çocuk sanki bir ipucu bekliyormuşçasına aralanan gözleriyle mırıldandı;
— İşin bitince beni sever misin anne? dedi.
Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı…

мυαммєя αнмєт:
inşallah okuyacam :)

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Beğenirken ederken bir hata oluştu
Beğeniyor...
Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek