Hep beni ağlatır bu tren istasyonları
Yalnızlığımı sensizliği anlatır
Nedense istasyon küçük ve hüzün yükler
Unutulmuş gibi ağaçlar topraklar öksüz gibi
Oturmuş bank da nefesi bulamış cama
Gözlerimde buğumsu yaşlar birini bekler gibi
Vagonlar kara rüzgarın esintisi yalnızlık
Terk edilmiş anılar gibi
İstasyonların matemsi renkli binalar
Gecenin ayazında geçen trenler
Götüyor beraberinde yüreği ısıtan ümitleri
Etraf da sesler uğultaşır her birinde ayrı umut
Işıklar sönünce yalnızlığı aydınlatır ateş böcekleri
Tükenen hayallerin kokusuna karışıyor şebboylar
Sessizlik deki çaresizliğim büküyor bellimi gloksinyalar gibi
Sensizlikteki hülyalarım uçuyor son trenle karahindibalarla
Sensizlikte hasret sızlatır nergisleri
Düdüğün sensizliğin çığlığı ile yakar
Her makas değişiminde yanı başında yüreğim
Seni uçurdum kara tren sesiyle papatyaya konmuş arılarla
Mahmut Çiçekdağı