Gönderen Konu: Need For Speed: The Run - Ön İnceleme  (Okunma sayısı 1567 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İbiter

  • *
  • İleti: 842
  • Rep 830
  • Arkham City
  • Takımınız: GencFB
  • İlişki Durumunuz: Yok
Need For Speed: The Run - Ön İnceleme
« : Aralık 26, 2011, 07:19:30 ÖS »
Yapımcı şirketi, NFS: Underground 1-2, NFS: Carbon, NFS: ProStreet, NFS: Undercover, NFS: Most Wanted’tan zaten tanıyoruz. Kısaca NFS serisinin baş mimarı. Geliştirdikleri bazı oyunlarında eleştiri aldılar ve beklentilerin altında bir performans sergilediler, gene de bu durumlar bile Black Box’ın başarısız bir firma olduğunu göstermiyor. Bunlar haricinde Skate serisini de oyunculara kazandırdılar ve başka projelere de el attılar. Bir süre önce Black Box’ın el altından yeni bir NFS’yi, yeni bir konseptle geliştirdiklerine dair fısıltılar vardı. Sonunda serinin yeni üyesi “NFS: The Run” kendini gün ışığına çıkarmayı başardı.

 
Yapımda kanun dışı bir yarışa katılıyoruz. Bu yarış kısa yollarda veya sokak aralarında değil, daha da kapsamlı olarak hepsini içine alarak bir şehirden diğerine kadar sürüyor. Yasalara aykırı mücadelede San Francisco’dan New York’a kadar hızlı ve adrenalin dolu bir mücadeleye girişiyoruz. Bu iki şehir arasında güzergahımız üstünde Las Vegas, Denver, Detroit gibi başka yerler de bulunacak. Tabii ki rahat bir sürüş keyfine sahip değiliz. Yasa dışı işlere karşı kanun koruyucular yani polisler klasik olarak peşimizde olacaklar. Onlara yakalanmadan, yılmadan kurtulmamız gerekecek. Sadece polisler değil, ülkenin yollarında yüzlerce ünlü sürücü var. Onlarla da kapışmak zorundayız

 
Ne gibi farklar var?

 
The Run’ı diğer NFS’lerden ayıran etmenler ufak bir sınırda değil, en dikkat çekici noktası ise DICE’ın Frostbite 2 grafik motorunu kullanması. Frostbite Engine’ın Battlefield serisinde ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz. Battlefield oyunlarında görsellik genel olarak kaliteli. Frostbite 2, Battlefield 3’te kullanılıyor. Şu zamana kadar yapımla ilgili yayınlanan görseller oldukça etkileyiciydi. Motorun bir de fiziki yönü de var, çevresel tahribatın daha geliştirildiği vurgulanıyordu.

 
Frostbite ilk defa FPS olmayan bir oyunda yani The Run’da kullanılıyor. Bunları ele alırsak yapımda bizleri çok güzel şeyler karşılayacak. En başta görsel olarak The Run’ın gayet kaliteli olacağı belirtiliyor. Çevreden tutun, araba modellemelerine kadar hepsi Frostbite 2’nin gücünü arkasına alıyor. Araçların fiziklerini de bu işe dahil etmek lazım. Fizikleri yol tutuşta, yapılan kazalarda ve çevrenin üstümüzdeki etkisinde hissedeceğiz. The Run’ın diğer aykırı etmenlerinden biri de işte bu! Tek rakibimiz polisler ve diğer sürücüler değil, asıl önemlisi yollar ve çevre olacak. Yol üstünde aracın üstüne doğru karlı dağlardan kopan buz parçaları düşebilecek.


Doğa ananın şekillendirdiği dar kanyonlarda son sürat geçmemiz gerekecek. Şehrin yoğun trafiği diğer engellerden biri olacak. Diğer araçların arasından kendi yolumuzu bulmamız gerekecek. Kısaca dolu dolu arabayla yapacağımız aksiyonla baş başayız.

 
Komplo teorileri!

 
Gücü güç yapan onu kullanandır. Altımızdaki araç ne kadar hızlı olursa olsun asıl nokta bizim sürüş yeteneklerimizde olacak. Yani altınızdaki arabanın gücü aslında oyuncuya bağlı. Yaptığınız bir yanlışlık bizlere belki de pahalı sonuçlar yaratacak.

 
Genel olarak NFS’ler de derin olmayan zayıf da olsa bir konu oluyordu. The Run’da ise senaryo daha ön plana çıkacak gözüküyor ki, yayınlanan açıklamalarda oyunun ritmiyle paralel giden kendimizden başka dostumuzun olmadığı bir hikaye yer alacak. Bizleri içine çekecek bir senaryonun olduğu EA tarafından belirtiliyor, ancak detayları daha tam olarak belli değil. Yalnız oyunun yayınlanan videosunun sonunda tren rayları üstünde ters dönmüş araçta bir kadın “Jack, Jack” diye bağırıyor ki, yapılan yorumlar The Run’ın başkarakterinin adının Jack olabileceği yönünde
 Gelelim diğer bir noktaya yani araçlara. Araçlar hakkında yine kesin bir bilgi yok, ancak videodan gözükenlere ve yorumlara göre The Run’da; Porsche 911, Audi R8 V10, Ford Mustang Shelby, Pagani Huayra, Nissan GT-R, Ford Taurus SHO Police Interceptor, Aston Martin V12 Vantage, BMW M3 GTS, Mazda RX-7 ve GT500 Super Snake şimdilik bulunacağı varsayılan arabalar. Tabii ki önceki NFS’lerden bildiğimiz gibi araçlar bunlarla sınırlı olmayacaktır, daha fazla çeşit olacaktır.

 
Peki geliştirme ve diğer etmenler de olacak mı? Şimdilik yine söylenen alenen kesin bir bilgi yok. Yalnız belirli noktalar göz önüne alındığında internet üstünde yapılan tahmini sonuçlar var. Bazı yorumlar oyunda ilerledikçe karakterimizin sürüş özelliklerini geliştirebileceğimizi ve araç üstünde değişiklikler yapılacağını, bazıları ise yarış boyunca farklı şehirlerden temin ettiğimiz farklı araçları kullanabileceğimizi söylüyor. Tabii ki bunlar kesin ve bilinen bilgiler değil! Sadece yapımdaki gidişatına bakılınca “Olabilir” tarzında yapılan yorumlar. Bunu da belirtmeden geçmeyelim.

 
 
 

 
 
 
 
Elde avuçta

 
Olabilirlikleri geçersek kesin olarak bilinen özelliklerden biri de NFS oyunlarının sosyal ağı olan Autolog sistemi geliştirilmiş haliyle The Run’da yer alması. Kullanıcıların istatistiklerini ve kariyerinde neler olduğunu sunacak.

 
Elimizde tam olarak kalanlara bir bakalım: Her şeyden önce sınırların olmadığı yarış, kurallar yok, en yüksek hızlarda en zor yollarda bir sürüş deneyimi, etkileyici olacağı söylenen bir hikaye, çeşitli araçlar ve Frostbite 2 grafik motoru. The Run bilinen NFS kalıplarını daha da şekillendirip, değiştirerek bir üst seviyeye çıkartacak gözüküyor. Eğer formül tutarsa ortaya harika bir sonuç çıkacak. Özellikle Frostbite grafik motorunun marifetlerini ilk defa başka bir türde göreceğiz.

 
Bir terslik olmazsa Need for Speed: The Run; Xbox 360, PlayStation 3, PC, Wii ve Nintendo 3DS platformları için 15 Kasım’da piyasaya sürülecek. O zamana kadar Need for Speed: Shift 2 Unleashed ile yolların tozunu atmaya devam edebiliriz.

Need for Speed (NFS) ismi artık bir marka haline geldi. Birçok oyuncu için de oldukça anlam ifade ediyor. 1994’te başlayan seri, diğer üyeleriyle birlikte tam on yedi yıldır hayatımızda yer alıyor. Dile kolay on yedi, genç bir insanın hayatına eşit resmen. Böylesine köklü bir seriden her daim insanlar kaliteli bir şeyler bekliyor. Özellikle Underground ile başlayan modifiye araçlar ve yasak sokak yarışları NFS’ye yeni bir soluk getirmişti. Arkasından gelen ve aynı kompozisyonda giden halefleriyle durum biraz daha eksilere gelmeye başlamıştı, ancak seri yeniden kendine geldi. Sonuç olarak böylesine bir ismi harcamak kolay olmamalı ve EA Games durumu toparlamayı da bildi. Şimdi yeni bir soluk, yeni bir macera başlıyor. Bu sefer durum hıza ve aksiyona daha da kayıyor.
Hız limitleri yeniden belirlenecek
Yapımcı EA Black Box’ı aranızdan çoğu kişi biliyordur. Aslen 1983’te Black Box Games olarak kurulan firma 2002’de EA Canada’nın altına girdi ve “EA Black Box” ismiyle yoluna devam etti.
 

 

Related Topics

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
1931 Gösterim
Son İleti Eylül 29, 2011, 02:32:09 ÖS
Gönderen: мυαммєя αнмєт
0 Yanıt
1379 Gösterim
Son İleti Aralık 26, 2011, 07:27:40 ÖS
Gönderen: İbiter
0 Yanıt
1511 Gösterim
Son İleti Aralık 27, 2011, 07:35:54 ÖÖ
Gönderen: İbiter