Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Dini Bilgiler ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Şubat 19, 2014, 10:30:14 ÖÖ

Başlık: Gençlerin en iyisi
Gönderen: Fatih - Şubat 19, 2014, 10:30:14 ÖÖ
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “Gençlerinizin en iyisi, temkinde ve sefahetlerden çekilmekte ihtiyarlara benzeyenleridir.


Ve ihtiyarlarınızın en fenası da sefahette, başını gaflete sokmakta gençlere benzeyenlerdir.” (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 3/487) Bu ifade, Bediüzzaman Hazretleri’ne, “Hadis midir? Bundan murad nedir?” şeklinde sorulmuş ve cevabı orada ifade edilmiştir. (23. Mektup, Yedinci sual) O ulvî izaha iktifâen konuyu oraya havale edip sadece bir iki cümle söylemek istiyorum:

Evet, en hayırlı genç, bazı hususlarda yaşlı kimselere benzeyen gençtir. Yaşlı kimseler içinde en kötüsü de kendisini gençlere benzetenleridir. Yaşlının, kendini gençlere benzetmesi, hayat tarzı ve yaşayış itibarıyla yaşlandığı halde cismaniyet ağından sıyrılamaması tûl-i emelden kurtulamaması, kendisini bir türlü ahirete tevcih edememesi ve içinde imanı coşturamamasından kaynaklanmaktadır.

Gencin, kendini yaşlılara benzetmesi ise gençliğine rağmen, sahabe devrinde ve günümüzde olduğu gibi bir kısım beşerî garîzelerini, isteklerini ve kaprislerini aşarak, çok ağır şartlar altında da olsa, kendini dine ve hizmete vermesi, yaşlılar gibi olgunca davranması, Allah’ı devamlı murakabe etmesi demektir. Şimdiye kadar, ızdırap içinde gördüğüm nice gençler vardır ki, gözü harama iliştiğinden dolayı, inleye inleye gelip sadaka vermişler ve gözyaşları içinde iki büklüm olmuşlardır. İşte bu şekilde, sokağa çıkınca gözüne ilişen bir haramdan dolayı, “Ne olacak bu halim?” diyen genç, yaşlı gibi olgunca hareket eden, günahının ızdırabını vicdanında yaşayan ve kalbi ölmemiş o bahtiyar gençtir. Evet, kalp hayatdâr olduğu nispette, insan günahlar karşısında ızdırap çeker ve sevaplarıyla da kanatlanır. Cenab-ı Hakk’ın lütfettiği kâmil insanlara benzeyen böyle gençler etrafımızda artık bugün çokça görülmektedir. Bu yönüyle onlar adeta Ashab-ı Kehf dediğimiz gençler gibi fütüvveti temsil etmektedirler. Âhir zamanda yaşayan bu gençler, dine ve Kur’an’a sistematik olarak hizmet etmekte ve -inşallahu Teâla- son olarak bir kere daha Rûh-ı Revân-ı Muhammedî’nin şehbâl açmasına çalışmaktadırlar. Âhir zamanda Allah’ın dinine omuz verenler içinde, işledikleri günahları, ürpermeyen kalpleri ve yaşarmayan gözlerinden dolayı kendilerini bu gençlerin dışında düşünenler de olsa –inşallah- onlar da öyledirler. Bu seviyeye yetişilecektir. Bu mümtaz ve müstesna insanların büyük bir kısmının bu toplum içinde dal-budak saldıklarını şimdiden görmekteyiz.