Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Türk ve İslam Tarihi ve İz Bırakanlar ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Şubat 25, 2014, 03:36:46 ÖS

Başlık: Osmanlılarda Ticari Hayat
Gönderen: Fatih - Şubat 25, 2014, 03:36:46 ÖS
Bazılarının zannettiği gibi Osmanlı Devleti, sadece kılınç kudreti üzerinde durmuyordu. Devletin nizamı, "kışla—medrese—tekke" üçgeni içinde, "disiplinle—ilimle—aşkla" ilerliyordu. Osmanlı, devrinin herşeyine hakim; her mevzuda söz sahibi îdi. Devrinin siyasetine hakim olduğu gibi, iktisadiyatına da hakimdi.

Osmanlı maliyesinin gücü, padişah "haslarından" ve "mukatafarından" elde edilen gelirin çok mühim bir kısmı, ticari ve iktisadi faaliyetlerin beslediği kaynaklardan meydana geliyordu.

Selçuklu ve Osmanlı Türklerinin siyasi ve askeri gücünün gerisinde, büyük bir iktisadi ve ticari güç yatmaktadır. Selçuklular, Anadolu'ya yerleşmelerinden hemen sonra ticari hayatı canlandırıcı hanlar ve kervansaraylar yaparak kervanların burada dinlenme ve tehlikelerden korunmasını sağlamış; bir nevi sigorta hizmeti görmüşlerdir.
Osmanlılarda ticari hayatın bir nevi alt yapısı olan çarşı ve bedestenlerin yapımı ve bunun tabii bir parçası olarak "imaret sistemi", şehirli—yerleşik bir medeniyet olan Osmanlı nizamının "Tımar sistemi" kadar ayrılmaz bir parçasıdır.

AHİ TEŞKİLATI (LONCALAR)
Loncalar Ahiliğe bağlı olduğundan teşkilatta dini bir disiplin ve hiyerarşi vardır. Yamak, çırak, kalfa, usta, pir münasebetleri buna göre düzenlenmiştir. Aynı meslek gruplarından oluşan loncalar, malların kalite kontrolü, işçi ücretleri, kör hadleri, ayar ve Ölçülerin doğruluğu bakımından devlete karşı sorumluluk taşırlardı. Bütün esnaf ve sanatkârlar, "eline, beline, diline sahip" bir başkan seçer ve buna "pir" denirdi.
Ahilerde sanatkârlık şartı:

Esnaf ve sanatkâr olmak isteyenlerin belirli bir ahlâk seviyesine ulaşmış olması gerekirdi. ' 'Küfredenler, ikiyüzlü ve ortalığı karıştıranlar, yalan söyleyenler, kan dökenler, başkalarına tuzak kuranlar, sattığı malda ihtikâr ve hile yapanlar" ahi olamazlardı. Usta olmak isteyen kalfa, kendi mesleği ile alâkalı bir eser yapar ve bunu bazı disiplin ve hiyerarşi kaidelerine uyarak "Zaviye"ye getirirdi. Kalfanın kendisi tarafından yapılan eser, zaviye'de; pirler ve ahi babaları tarafından incelenir; eksiksiz bulunursa kalfa merasimle ustalığa terfi eder, dükkan veya atelye açmasına izin verilirdi.

Bizans veya diğer ülkelere nazaran, Osmanlı esnafının malı daha kaliteli olur ve daha çok tercih edilirdi.

Ahi teşkilatlarının vergiden muaf tutulmaları, ahilere ait vakıf ve zaviyelerin desteklenmesi şuurlu bir ha-miyetperverliğin bir görüntüsüdür. Bu destek Ahi teşkilatına Öyle bir âli güç kazandırmıştır ki, hiçbir teşkilat onlarla rekabet edemez duruma gelmişti.
Ahilik "elin açık, alnın açık, sofran açık; dilin kapalı, gözün kapalı, belin kapalı" veya "elin tek, dilin berk, dilin pek tut; aşına, işine, eşine sahip ol" prensipleri üzerine oturtulmuş ve asırlar boyunca yıkılmamıştır.

ŞEHİR İÇİ VE PERAKENDE TİCARET:
Tüccar; toptancılık yapan, bölgeler arası ve milletlerarası ticarete mevzuu olan malların ticaretiyle uğraşan kimselere denirdi. Şehir içinde ve perakende ticareti yapanlara da esnaf denirdi. Tüccarlar için her ne kadar ihtisap kaidelerine riayet mecburi olmasa da, esnaf buna uymak mecburiyetinde idi.

Esnaf, ticaretini, padişah veya vakıflar tarafından yaptırılan ve bedesten denilen toplu çarşılarda yapmaktaydı. Evliya Çelebi, "... Konya'da 26 tane bekâr hanı, bedesteniyle birlikte 1900 dükkanı vardır. Yüzlercesi mamur olup, kargir yapılı demir kapılı kanatlarla kurulmuş kurşun örtülü bedestendeki zengin tüccarlarda, bütün dünyanın kıymetli malları bulunur. Sipah pazarı, saraçhanesi, tahtakalesi (kale altı çarşısı), mamur ve süslüdür..." diye anlatır.

BÖLGELER VE MİLLETLERARASI TİCARET:
Osmanlı İmparatorluğunun coğrafi konumu ve bölgeler arasındaki birbirini tamamlayıcı ilişkiler, toptan ticarete zemin hazırlayıp, bölgeler ve milletlerarası ticaretin gelişmesinde mühim rol oynamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi sınırları içinde bulunmayan bazı malları elde etmek ve bunlara karşılık, kendi ihtiyaçlarından fazlasını satmak üzere giriştiği milletlerarası ticaretten başka, ülkenin çok daha önceki devirlerden itibaren, Asya— Avrupa arasında köprü olmasından dolayı transit ticarete sahne oluşu iktisadi hayatta mühim bir faktördür.

Bu ticaret hayatı içinde ticari şirketler doğmuş, sigorta ve poliçe gibi ileri seviyede müesseseler gelişmiş, faal bir tüccar ve müteşebbis sınıf ortaya çıkmıştır.
Ümit Burnu keşfedilinceye kadar Akdeniz, büyük ticaret filolarının dolaştığı ve dünya ticaret hacminin büyük bir kısmının yapıldığı bir merkez halindeydi. Yüzlerce ticaret gemisiyle Hindistan'dan Avrupa ülkelerine; Orta Doğu'dan ve Asya'dan açık denizlere akan büyük bir ticaret filosuyla Osmanlılar, en çok talep edilen mallarını Avrupa piyasalarında pazarlayıp dış ticaret hacimlerini artırmışlardır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda bazan hazine boşalmış ve çeşitli tedbirler alınmıştı. Meselâ, Yavuz Selim zamanında ilk iç borçlanma yapılmış; ancak bu borçlanma geçici olup, kısa sürede telâfi edilmiştir. İsrafın, gösteriş ve alâyişin karşısında o lan Yavuz, sekiz yıllık saltanatı sona erdiğinde hazine altınlarla dolup taşmış, "Yedikule zindanları" hazine şubeleri hâline gelmiştir. Bu mahzendeki birinci kulede altınlar, ikinci kulede gümüşler, üçüncüsünde altın ve gümüş mamülü mücevherler, dördüncü kulede eski devirlerden kalma kıymetli eşyalar, diğerlerinde de cephane, eski eserler ve devlet arşivleri saklanmaktaydı.

Ticaret ahlâkı ve teşebbüs kaabiliyetleri ile tanınan müslüman tacirler yükselirken tüketiciler fakirleşmiyor; kurulan vakıflarla bütün halkın refah seviyesi yükseltiliyordu. Bazan malların zekatını verecek fakir bulmakta güçlük çekiliyordu. Tüccar, kapitalist sistemdeki gibi her ne pahasına olursa olsun kazanma hırsına kapılmıyordu. Ferdin geliri kendi refahını sağladığı gibi, toplumun refahına da katkıda bulunuyordu.

LİTERATÜR:
1) Türkiye İktisat Tarihi, Prof. Dr. Aydın Yalçın
2) Türkiye İmparatorluk Dönemi Mali Olayları, Ord. Prof. Dr. Nihat S. Sayar.
3) Osmanlılarda Sosyo—Ekonomik Yapı, 1.cilt, Necdet Sevinç.
Bedesten: Yüzlerce dükkânın içinde bulunduğu kapalı çarşılar.
İhtisab: Hesap sorma. Osmanlılarda esnaf daima denetim altında bulunur, tesbit edilen fiyatlar üzerinden satış yapardı.
Başlık: Ynt: Osmanlılarda Ticari Hayat
Gönderen: вαşκαп - Ekim 15, 2017, 03:33:39 ÖS
Emeğine Yüreğine Sağlık
Başlık: Ynt: Osmanlılarda Ticari Hayat
Gönderen: Özgür Kız - Ekim 01, 2018, 11:24:13 ÖÖ
 eys