Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Paylaşmak İstediklerim ::.. => Konuyu başlatan: вαнαr. - Şubat 27, 2014, 10:36:05 ÖÖ

Başlık: Yabancı
Gönderen: вαнαr. - Şubat 27, 2014, 10:36:05 ÖÖ
Büyüyünce pek bir şey değişmez, yaşın gider ve sen sadece geriye dönüp bakarsın öylece, yaşadıklarına, boş gözlerle…
Ve hatta pişman olursun büyüdüğüne, “neden?” dersin, derler, deriz…
Yaşananlar her neyse, kiminle yaşandıysa; acıyı, tatlıyı, hüznü, kederi şimdi kadeh kadeh iç yabancı.
Gittiğin yollar ömrüne ömür katsın, her adımında; gülmeyi ağlamayı, sevdayı aşkı tat.
Leziz dimi? Elbette ki…
Yaşananlar olağandışı olabilir, yaşananlar acı verebilir, boğabilir yüreği…
Olmaz deme! Ama öyle bir an gelir ki seversin günlerini, nefret ettiğin saatleri deyim yerindeyse mumla ararsın be yabancı… Aratırlar. Hatıralarla “bir gün” niyetiyle “güzel” andırırlar.
Hayatı güzel eyler onlar…
Güzel ne demek yabancı?
Hayatın güzeli olur mu?
Peki, kime ne güzel olandan?
İçilen bir fincan kahvenin gününü ele geçirmesi, geçirebilmesidir güzel.
Güzelin büyüsü “işte buradayım” der. Ama ne kadar güzel?
Bana göre güzel de, peki ya sen?
Ah yabancı! Bu saatler, yaşantımızın en güzel dakikalarını almazlar mı bizden?
Bir akrep bir de yelkovan suretiyle, çalmazlar mı?
Tamam yabancı. Konuşalım uzun uzun…
Yaralanmak, yürek için büyük kayıp. Unutma!
Yara, yüreğe en acı söz. Kırılmış bir eşyanın üzerindeki ağırlık kadar, misal, ağır…
 Bir o kadar da korkutucu aslında. O ki, kırılan her parçanın yüreğe batan sızısı.
İşte büyümek…
Geri dönülmesi zor…
Yollarda yığın kar, biraz çamurlu su, biraz katran…
Ne dersen de yabancı! “En güzel” dediğin bir tatlının damakta bıraktığı o tat.
Ya da mayhoş bir meyvenin yüzünde bıraktığı o ifade… Büyümek.
Bir saat gelir, bir zaman.
Adını dahi telaffuz edemediğin bir yalnızlığın boşluğuna düşersin.
Sana “aratırlar” dediğim o resimleri, hatıraları, yüzleri bir bir yırtar atarsın. Yürek gözyaşına bulanır katıksız…
Gün gelir sızar kalırsın bir köşede be yabancı!
Aslında ne kadar da haklı “küçük” kalmayı, büyümemeyi isteyen kalpler…
Ne kadar doğru büyümenin saf yalanı?
Ne kadar yanlış kırklı yaşın tatlılığı?
Evet, bir adımda buraya…
“Halt etmiş geçmişini özlemeyen!” deme, özlenmez bazen be yabancı…
Gerçek olan belki de tek ortak nokta bu insanlar arasında. Tek gerçek nokta…
Virgülü, ünlemi, soru işareti olmayan tek cümle.
Noktanın vurgusu göz alıcı…
Haklısın! Kişi kendini bilmeli. Bilmeli ve hazmetmeli…
Ne de “güzel” duruyor doğrularla yanlışlar bir arada.
Hatanın telafisi “büyük” yürekte ne kadar da yayvan…
Peki ya günahlar?
Günahlarımız…
Bir pençe gibi üzerimizde değil mi?
Kara bulutlar yağdırır yağmuru yabancı, çıkarma aklından, ah etme…
Ve elbet yıkanacağız “bir gün” hepimiz o af denizinde.
Bizler dokunulamaz masumiyet abideleri değiliz ki…
Bir şeyleri örtmeye çalışmıyor mu bedenlerimiz?
Ya ruhlarımız?
Hata! Asıl günah dolu olanlar, niyetler. Kalbin en ücra köşelerinde zifiri bir iz…
Kan dolu, can dolu, cıvıl cıvıl bazen; bazen en mahreme sokulacak kadar namert.
Daha ne söylensin be yabancı?
Hangi kelime bir daha anlatsın?
“Aman boş ver” demek şimdi kaç yiğidin harcı?
O saf büyümek ki, hangimizin rızası..

ALINTI
Başlık: Ynt: Yabancı
Gönderen: Erdi - Şubat 27, 2014, 10:38:47 ÖÖ
Emeğine sağlık.
Başlık: Ynt: Yabancı
Gönderen: Kuskün Çiçek - Şubat 24, 2017, 07:37:12 ÖS
 eys bravoo bravoo