Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Site Hakkında Gelişmeler »»-(¯`v´¯)-» => Kullanılmayan Bölümler => ..:: Komik Olan Herşey ::.. => Konuyu başlatan: Aleyna - Nisan 18, 2011, 11:23:41 ÖS

Başlık: ahirette 2 kadın
Gönderen: Aleyna - Nisan 18, 2011, 11:23:41 ÖS
ahirette 2 kadın

Selam benim adım Wanda .


- Selam benimki de Slyvia sen nasıl öldün?

- Donarak ö...ldüm.

- Ne kadar... korkunç.

- Yok o kadar kötü değildi soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı sonunda huzur dolu bir ölüm.

- Peki sen nasıl öldün?

- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım onu iş ü......stünde yakalamak için eve erken geldim fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.

- Sonra ne oldu?

- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim bütün evi aramaya başladım. Çatıyı yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum kalp krizi geçirdim ve öldüm.

- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık...
Başlık: Cinsiyetlere göre icatlar
Gönderen: Aleyna - Nisan 18, 2011, 11:25:17 ÖS
Cinsiyetlere göre icatlar

>Erkek silahları buldu avlanmayı icat etti.
>
>Kadın avcılığı buldu kürkü icat etti!
>
>
>Erkek renkleri buldu boyamayı icat etti.
>
>Kadın boyamayı buldu makyajı icat etti!
>
>
>Erkek konuşmayı buldu sohbeti icat etti.
>
>Kadın sohbeti buldu dedikoduyu icat etti!
>
>
>Erkek tarımı buldu yemeği icat etti.
>
>Kadın yemeği buldu diyeti icat etti!
>
>
>Erkek dostluğu buldu askı icat etti.
>
>Kadın askı buldu evliliği icat etti!
>
>
>Erkek ticareti buldu parayı icat etti.
>
>Kadın parayı buldu ve bundan sonrası tam bir felaket!
Başlık: Cinsiyetlere göre icatlar
Gönderen: Aleyna - Nisan 18, 2011, 11:26:52 ÖS
Cinsiyetlere göre icatlar

>Erkek silahları buldu avlanmayı icat etti.
>
>Kadın avcılığı buldu kürkü icat etti!
>
>
>Erkek renkleri buldu boyamayı icat etti.
>
>Kadın boyamayı buldu makyajı icat etti!
>
>
>Erkek konuşmayı buldu sohbeti icat etti.
>
>Kadın sohbeti buldu dedikoduyu icat etti!
>
>
>Erkek tarımı buldu yemeği icat etti.
>
>Kadın yemeği buldu diyeti icat etti!
>
>
>Erkek dostluğu buldu askı icat etti.
>
>Kadın askı buldu evliliği icat etti!
>
>
>Erkek ticareti buldu parayı icat etti.
>
>Kadın parayı buldu ve bundan sonrası tam bir felaket!
Başlık: ahirette 2 kadın
Gönderen: Aleyna - Nisan 19, 2011, 12:07:21 ÖÖ
ahirette 2 kadın

Selam benim adım Wanda .


- Selam benimki de Slyvia sen nasıl öldün?

- Donarak ö...ldüm.

- Ne kadar... korkunç.

- Yok o kadar kötü değildi soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı sonunda huzur dolu bir ölüm.

- Peki sen nasıl öldün?

- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım onu iş ü......stünde yakalamak için eve erken geldim fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.

- Sonra ne oldu?

- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim bütün evi aramaya başladım. Çatıyı yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum kalp krizi geçirdim ve öldüm.

- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık...
Başlık: Arkadaş ilişkilerinde kızdırma ve alay etmenin çocuk üzerinde etkisi
Gönderen: Özge - Nisan 19, 2011, 08:57:48 ÖÖ
İsim takma alay etme gibi davranışların acı verecek boyutlara ulaşması pek çok çocukta güvensizlik yaratır okula gitmeyi reddederler. Okul öncesi dönem çocukları arkadaşlarıyla gülerek alay ederler. Farklı ve yeni özellikler hakkında masum yorumlar yaparlar. Küçük çocuklar acımasız oldukları için değil düşüncelerini mantıksal süzgeçten geçirme olgunluğuna ulaşamadıkları için fikirlerini doğrudan ifade ederler. Aldıkları tepkilere dayanarak alay edilmenin yarattığı duyguları ve bunlarla başa çıkma yollarını öğrenirler. Anaokuluna başlayan çocuklar kurallara uymayı öğrenirler ve gruba ait olma duyguları güçlenir. İlkokul yılları boyunca sosyal açıdan kabul görme ihtiyacı giderek önem kazanır. Çocuklar güçlerini göstermek ve akran topluluğuna bağlılıklarını kanıtlamak amacıyla arkadaşlarıyla alay ederler.İlkokul çağındaki çocukların dili kullanma becerileri geliştikçe daha acı verici kelime ve tanımlar seçerler. Çevrelerinde kendilerini uyaracak yetişkinlerin bulunmamasına özen göstererek nerede ve ne zaman alaycı tavırlar sergileyecekleri konusunda daha dikkatli davranırlar. Ergenler ise hastalık ebeveynin ölümü v.b. durumlarda empati kurmalarına karşın olumsuz özelliklere sahip akranlarına karşı kırıcı davranabilirler. Ergenin sözel becerileri gelişmiştir. Bireysel zayıflık ve zaafları irdeleyerek bunların üzerine gidecek bilişsel süreçleri tamamlamıştır. Bu dönemde alay etme genellikle ergenin akran grubundan sosyal kabul görmek için arkadaşlarını diğerlerinin bulunduğu ortamlarda küçük düşürüp utandırmaya çalışmasından kaynaklanır.
Arkadaş ilişkilerinde kızdırma ve alay etmenin çocuk üzerinde etkisi
Kız ve erkek çocuklar arasında isim takma alay etme konusunda farklılıklar bulunmaktadır. Erkekler birbirlerini zayıf noktaları ve erkeklik özelliklerine ilişkin konularda utandırmaya çalışırlar. Kızlar ise arkadaşlarını grup dışında bırakma söylentiler yayma fiziksel görünüme ilişkin şaka yapma gibi yaklaşımları tercih ederler.
Bazı çocuklar fiziksel davranışsal psikolojik özelliklerinden dolayı arkadaşları tarafından hedef olarak seçilirler. Gözlük işitme cihazı v.b. tıbbi araçlar kullanan çocuklar akranları tarafından dışlanabilirler. Bu durumda kullanılan cihazın gerekliği ve işlevi hakkında çocuk ve arkadaşlarına bilgi verilebilir. Kaynaştırma ilkesi doğrultusunda sınıf ortamında diğer öğrencilerle birlikte eğitim gören özürlü çocukların desteklenmeleri özelliklerinin eğitimciler tarafından akranlara aktarılması önemlidir. Böylelikle engelli öğrenciler yaşıtlarıyla birlikte eğitimlerini sürdürmekte ve diğer çocukların bireysel farklılıklara karşı duyarlılıkları ve hoşgörüleri artabilmektedir.
Çocuğun doğal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bazı kusurların cerrahi müdahalelerle ortadan kaldırılması mümkündür. Bu tür ameliyatlar örneğin dudak ve damak yarıkları gibi dil gelişimini doğrudan etkileyen bozuklukların giderilmesinde kaçınılmaz olmaktadır.Bazı plastik rekonstrüktif cerrahi müdahaleler de ise aile ve çocuğun seçimi ve hekimin önerileri önemlidir. Örneğin uzmanlar kulak gelişiminin 4-5 yaşlarında tamamlandığını bu nedenle halk arasında “kepçe kulak” olarak tabir edilen kulak deformitesinin dört yaşından sonra ameliyatla düzeltileceğini belirtmektedirler. Bu konuda anne-babanın yapılacak tıbbi müdahale hakkında çocuğu yaş ve gelişimine uygun olarak bilgilendirmeleri gereklidir. Aile ve hekimin desteğiyle çocuk hastanede yatma ve ameliyat olma sürecine psikolojik olarak hazırlanmalıdır. Ancak diğer yandan fiziksel bazı farklılıkların kişiyi kendine özgü kılan özellikler olduğu ve bireyin bedeniyle barışık yaşaması yaklaşımı da çocuğa kazandırılabilecek bir yaşam görüşüdür.
Kızdırma alay etme sözel şiddetin bir boyutudur ancak stres yaratan bu durum çocuk ve aileyi çözüm arama konusunda etkin kılabilir. Anne-baba çocuğun alay konusu olan özellikleri konusunda uzmanlara başvurarak yardım alabilirler. Örneğin kilo sorunu olan çocuk için diyetisyenden destek alınarak sağlıklı beslenme bilinci kazandırılabilir. Kekemelik sorunu olan bir çocuk konuşma terapisi ile sorunun üstesinden gelebilir.
Pek çok çocuk ve ergen alay edilmeyle başa çıkabilecek sosyal beceri ve tekniklere sahip değildir. Kızdırılmaya tepki olarak sergiledikleri üzgün ve kırgın görünüm diğerlerinin alay etmeyi sürdürmelerine yol açar. Yetişkinlerin kızdırılmayı umursamama yönündeki telkinleri etkisiz kalmaktadır. Zira “mağdurlar” kırılganlıklarını etkili şekilde saklamayı bilmezler. Çocuklar kızdırılma ve alay etmenin neden olduğu acıyı yetişkinlerin anlayamadıklarını düşünürler. Anne-babanın varolan sorunları göz ardı ederek “Yok bir şeyin onlar seni kıskanıyorlar” şeklindeki yorumları ise çocuğun hissettiği stresi artırır erişkinlere duyduğu güvenin sarsılmasına neden olur.
Eğitimcilerin alay edilerek küçük düşürülmeye çalışılan mağdurlar üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Öğretmenler alay etmeyi durdurmaya çalışmazlarsa bu davranışın kabul edilebilir olduğu mesajını vermiş olurlar.
Anne-baba ve eğitimcilerin çocuklara alay edilmeyle başa çıkma ve olumsuz sonuçlarını engelleme konusunda yardımcı olmaları önemlidir.

Anne-babalara yönelik öneriler şunlardır:

• Kendisiyle alay edildiğini söyleyen çocuğunuzu dinleyin ve duygularını onaylayın.
• Çocuğunuzun bu zor durumla başa çıkabilme çabalarını övün.
• Ev ortamında alay edilme ve kızdırılmayı içeren hayali oyunlarla alıştırma yapabilmesi için olanak yaratın.
• Daha önce yaşadığı durumlarda kullandığı alay edilmeyle başa çıkma beceri ve tekniklerini geliştirmesi konusunda çocuğunuzu destekleyin.
• Alay edildiği zaman tepki göstermemesi konusunda çocuğunuza yardımcı olun.
• Çocuğunuza kendisiyle alay eden kişiye bakarak göz teması kurmasını söyleyin. Bu güven ve güç ifadesidir.
• Çocuğunuza stres yaratan durumlarda sakin ve kontrollü olmayı öğretmek yaşamı boyunca kullanabileceği etkili bir beceridir.

Eğitimcilere yönelik öneriler şunlardır:

• Sınıf ortamında öğrencileri kibar ve anlayışlı davranmaları konusunda yönlendirin.
• Alaycı yaklaşımları kesinlikle kabul etmediğinizi açıkça belirtin.
• Öğrenciler üzerindeki etki ve gücünüzü bütün öğrencilerin kendilerini gruba ait hissetmeleri için kullanın.
• Benzer sorunlar yaşayan çocukların akran dayanışması yaklaşımı doğrultusunda birbirlerine destek olmalarını sağlayın.
• Sınıf içinde liderlik özelliklerine sahip iletişim becerileri gelişmiş öğrencilerin alay edenle/ alay edilen arasındaki sürtüşmeleri çözebilmeleri için arabuluculuk yapmalarını sağlayın.
• Mağdurlara yardım edebilmek için okul psikolojik danışmanından yardım alın.
• Alay etmeye karşı koymak için sorun çözme seçeneklerini öğrencilerinize anlatın:

1. Dur ve 5’e kadar say
2. Seninle alay edenleri görmezden gel
3. Kendini nasıl hissettiğini söyle örneğin "bana şişko dediğin zaman kendimi çok kötü hissediyorum” v.b.
• “Kurban” konumundaki çocuklara özel yetenek veya güçlü yönlerini ortaya koymaları için fırsat sunun.
• Olumlu sosyal ilişkiler kurma ve uygun olmayan davranışları değiştirme konusunda anne-babalarla işbirliği geliştirin.
Sözel şiddete maruz kalanların yanı sıra sürekli olarak arkadaşlarını kızdırıp alay ederek küçük düşürmeye çalışan çocukların da psikolojik açıdan irdelenerek desteklenmeleri gerekmektedir.
Başlık: Arkadaş ilişkilerinde kızdırma ve alay etmenin çocuk üzerinde etkisi
Gönderen: Özge - Nisan 19, 2011, 09:00:12 ÖÖ
İsim takma alay etme gibi davranışların acı verecek boyutlara ulaşması pek çok çocukta güvensizlik yaratır okula gitmeyi reddederler. Okul öncesi dönem çocukları arkadaşlarıyla gülerek alay ederler. Farklı ve yeni özellikler hakkında masum yorumlar yaparlar. Küçük çocuklar acımasız oldukları için değil düşüncelerini mantıksal süzgeçten geçirme olgunluğuna ulaşamadıkları için fikirlerini doğrudan ifade ederler. Aldıkları tepkilere dayanarak alay edilmenin yarattığı duyguları ve bunlarla başa çıkma yollarını öğrenirler. Anaokuluna başlayan çocuklar kurallara uymayı öğrenirler ve gruba ait olma duyguları güçlenir. İlkokul yılları boyunca sosyal açıdan kabul görme ihtiyacı giderek önem kazanır. Çocuklar güçlerini göstermek ve akran topluluğuna bağlılıklarını kanıtlamak amacıyla arkadaşlarıyla alay ederler.İlkokul çağındaki çocukların dili kullanma becerileri geliştikçe daha acı verici kelime ve tanımlar seçerler. Çevrelerinde kendilerini uyaracak yetişkinlerin bulunmamasına özen göstererek nerede ve ne zaman alaycı tavırlar sergileyecekleri konusunda daha dikkatli davranırlar. Ergenler ise hastalık ebeveynin ölümü v.b. durumlarda empati kurmalarına karşın olumsuz özelliklere sahip akranlarına karşı kırıcı davranabilirler. Ergenin sözel becerileri gelişmiştir. Bireysel zayıflık ve zaafları irdeleyerek bunların üzerine gidecek bilişsel süreçleri tamamlamıştır. Bu dönemde alay etme genellikle ergenin akran grubundan sosyal kabul görmek için arkadaşlarını diğerlerinin bulunduğu ortamlarda küçük düşürüp utandırmaya çalışmasından kaynaklanır.
Arkadaş ilişkilerinde kızdırma ve alay etmenin çocuk üzerinde etkisi
Kız ve erkek çocuklar arasında isim takma alay etme konusunda farklılıklar bulunmaktadır. Erkekler birbirlerini zayıf noktaları ve erkeklik özelliklerine ilişkin konularda utandırmaya çalışırlar. Kızlar ise arkadaşlarını grup dışında bırakma söylentiler yayma fiziksel görünüme ilişkin şaka yapma gibi yaklaşımları tercih ederler.
Bazı çocuklar fiziksel davranışsal psikolojik özelliklerinden dolayı arkadaşları tarafından hedef olarak seçilirler. Gözlük işitme cihazı v.b. tıbbi araçlar kullanan çocuklar akranları tarafından dışlanabilirler. Bu durumda kullanılan cihazın gerekliği ve işlevi hakkında çocuk ve arkadaşlarına bilgi verilebilir. Kaynaştırma ilkesi doğrultusunda sınıf ortamında diğer öğrencilerle birlikte eğitim gören özürlü çocukların desteklenmeleri özelliklerinin eğitimciler tarafından akranlara aktarılması önemlidir. Böylelikle engelli öğrenciler yaşıtlarıyla birlikte eğitimlerini sürdürmekte ve diğer çocukların bireysel farklılıklara karşı duyarlılıkları ve hoşgörüleri artabilmektedir.
Çocuğun doğal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bazı kusurların cerrahi müdahalelerle ortadan kaldırılması mümkündür. Bu tür ameliyatlar örneğin dudak ve damak yarıkları gibi dil gelişimini doğrudan etkileyen bozuklukların giderilmesinde kaçınılmaz olmaktadır.Bazı plastik rekonstrüktif cerrahi müdahaleler de ise aile ve çocuğun seçimi ve hekimin önerileri önemlidir. Örneğin uzmanlar kulak gelişiminin 4-5 yaşlarında tamamlandığını bu nedenle halk arasında “kepçe kulak” olarak tabir edilen kulak deformitesinin dört yaşından sonra ameliyatla düzeltileceğini belirtmektedirler. Bu konuda anne-babanın yapılacak tıbbi müdahale hakkında çocuğu yaş ve gelişimine uygun olarak bilgilendirmeleri gereklidir. Aile ve hekimin desteğiyle çocuk hastanede yatma ve ameliyat olma sürecine psikolojik olarak hazırlanmalıdır. Ancak diğer yandan fiziksel bazı farklılıkların kişiyi kendine özgü kılan özellikler olduğu ve bireyin bedeniyle barışık yaşaması yaklaşımı da çocuğa kazandırılabilecek bir yaşam görüşüdür.
Kızdırma alay etme sözel şiddetin bir boyutudur ancak stres yaratan bu durum çocuk ve aileyi çözüm arama konusunda etkin kılabilir. Anne-baba çocuğun alay konusu olan özellikleri konusunda uzmanlara başvurarak yardım alabilirler. Örneğin kilo sorunu olan çocuk için diyetisyenden destek alınarak sağlıklı beslenme bilinci kazandırılabilir. Kekemelik sorunu olan bir çocuk konuşma terapisi ile sorunun üstesinden gelebilir.
Pek çok çocuk ve ergen alay edilmeyle başa çıkabilecek sosyal beceri ve tekniklere sahip değildir. Kızdırılmaya tepki olarak sergiledikleri üzgün ve kırgın görünüm diğerlerinin alay etmeyi sürdürmelerine yol açar. Yetişkinlerin kızdırılmayı umursamama yönündeki telkinleri etkisiz kalmaktadır. Zira “mağdurlar” kırılganlıklarını etkili şekilde saklamayı bilmezler. Çocuklar kızdırılma ve alay etmenin neden olduğu acıyı yetişkinlerin anlayamadıklarını düşünürler. Anne-babanın varolan sorunları göz ardı ederek “Yok bir şeyin onlar seni kıskanıyorlar” şeklindeki yorumları ise çocuğun hissettiği stresi artırır erişkinlere duyduğu güvenin sarsılmasına neden olur.
Eğitimcilerin alay edilerek küçük düşürülmeye çalışılan mağdurlar üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Öğretmenler alay etmeyi durdurmaya çalışmazlarsa bu davranışın kabul edilebilir olduğu mesajını vermiş olurlar.
Anne-baba ve eğitimcilerin çocuklara alay edilmeyle başa çıkma ve olumsuz sonuçlarını engelleme konusunda yardımcı olmaları önemlidir.

Anne-babalara yönelik öneriler şunlardır:

• Kendisiyle alay edildiğini söyleyen çocuğunuzu dinleyin ve duygularını onaylayın.
• Çocuğunuzun bu zor durumla başa çıkabilme çabalarını övün.
• Ev ortamında alay edilme ve kızdırılmayı içeren hayali oyunlarla alıştırma yapabilmesi için olanak yaratın.
• Daha önce yaşadığı durumlarda kullandığı alay edilmeyle başa çıkma beceri ve tekniklerini geliştirmesi konusunda çocuğunuzu destekleyin.
• Alay edildiği zaman tepki göstermemesi konusunda çocuğunuza yardımcı olun.
• Çocuğunuza kendisiyle alay eden kişiye bakarak göz teması kurmasını söyleyin. Bu güven ve güç ifadesidir.
• Çocuğunuza stres yaratan durumlarda sakin ve kontrollü olmayı öğretmek yaşamı boyunca kullanabileceği etkili bir beceridir.

Eğitimcilere yönelik öneriler şunlardır:

• Sınıf ortamında öğrencileri kibar ve anlayışlı davranmaları konusunda yönlendirin.
• Alaycı yaklaşımları kesinlikle kabul etmediğinizi açıkça belirtin.
• Öğrenciler üzerindeki etki ve gücünüzü bütün öğrencilerin kendilerini gruba ait hissetmeleri için kullanın.
• Benzer sorunlar yaşayan çocukların akran dayanışması yaklaşımı doğrultusunda birbirlerine destek olmalarını sağlayın.
• Sınıf içinde liderlik özelliklerine sahip iletişim becerileri gelişmiş öğrencilerin alay edenle/ alay edilen arasındaki sürtüşmeleri çözebilmeleri için arabuluculuk yapmalarını sağlayın.
• Mağdurlara yardım edebilmek için okul psikolojik danışmanından yardım alın.
• Alay etmeye karşı koymak için sorun çözme seçeneklerini öğrencilerinize anlatın:

1. Dur ve 5’e kadar say
2. Seninle alay edenleri görmezden gel
3. Kendini nasıl hissettiğini söyle örneğin "bana şişko dediğin zaman kendimi çok kötü hissediyorum” v.b.
• “Kurban” konumundaki çocuklara özel yetenek veya güçlü yönlerini ortaya koymaları için fırsat sunun.
• Olumlu sosyal ilişkiler kurma ve uygun olmayan davranışları değiştirme konusunda anne-babalarla işbirliği geliştirin.
Sözel şiddete maruz kalanların yanı sıra sürekli olarak arkadaşlarını kızdırıp alay ederek küçük düşürmeye çalışan çocukların da psikolojik açıdan irdelenerek desteklenmeleri gerekmektedir.
Başlık: İshal ve Kusma Durumunda Ne Yapmalı?
Gönderen: Özge - Nisan 19, 2011, 09:03:13 ÖÖ
Çocuğu ishal olduğunda ya da kustuğunda panikleyen ailelerin uyması gereken önemli kurallar var. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Toprakçı yapılan hataları ve olması gerekenleri anlatıyor.
İshal ve Kusma Durumunda Ne Yapmalı?

“Kusma ve ishal her yaş çocukta sık görülen yakınmalardır. Pek çok nedeni olabilir ancak en sık kusma nedeni sindirim sistemine alınan bir virüs veya gıdalardır. İshal de gıdalardan enfeksiyondan veya antibiyotik alımından ortaya çıkar.

Kusma anne babaları en çok endişelendiren belirtilerden biridir. Bu endişe ve panikle de bazen yanlışlar yapabilirler. Örneğin; çocuğun susuz kalacağından korkup hızla bir şeyler içirmeye çalışmak doğru değildir. Evet sıvı alması gerekmektedir ama bunun yavaş yavaş olması emilebilmesine olanak sağlayacaktır.”

Neler Yedirip İçirmeli?

“Yemek için teklifte bulunmamak en iyisidir. Altta ciddi bir neden yoksa çoğu kusma yaklaşık 12 saatte geçecek çocuk rahatlayacaktır. Yudum yudum vereceğiniz sıvı su veya doktorunuzun önereceği tuz-şeker karışımı olabilir. Kusma azalınca sıvı verme hızını artırabilirsiniz. Ancak çocuğun susuz kaldığından endişe ediyorsanız kaybını yerine koyamadığınızı düşünüyorsanız hemen doktorunuza ulaşmalısınız.

Sindirim sistemine aldığımız virüsler önce kusma ardından ishale yol açarlar. İshalde de çocuğun sıvı kaybını karşılamak çok önemlidir. Eğer yemek istiyorsa barsak hareketlerini hızlandırmayacak muz şeftali elma patates ekmek pirinç yoğurt ( özellikle probiyotik yoğurt ) gibi gıdalar verebilirsiniz. Kusma ve ishal durdurucu ilaçları doktorunuz genellikle önermeyecektir. Çünkü kusma ve ishal vücudun kendini rahatsız eden maddeyi uzaklaştırması için faydalı mekanizmalar olarak kabul edilmektedir.”
Başlık: ahirette 2 kadın
Gönderen: Aleyna - Nisan 19, 2011, 10:24:18 ÖÖ
ahirette 2 kadın

Selam benim adım Wanda .


- Selam benimki de Slyvia sen nasıl öldün?

- Donarak ö...ldüm.

- Ne kadar... korkunç.

- Yok o kadar kötü değildi soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı sonunda huzur dolu bir ölüm.

- Peki sen nasıl öldün?

- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım onu iş ü......stünde yakalamak için eve erken geldim fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.

- Sonra ne oldu?

- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim bütün evi aramaya başladım. Çatıyı yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum kalp krizi geçirdim ve öldüm.

- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık...
Başlık: El Çırpmakta Varmış Gözyaşlarıma
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Nisan 19, 2011, 10:27:04 ÖÖ
(http://fc03.deviantart.net/fs71/f/2010/312/8/b/___i_lead_by_oprisco-d1oik2o.jpg)

El Çırpmakta Varmış Gözyaşlarıma


Yaşadığımız pişmanlıklardan ders almamız gerekir kimi zaman..
Pişman olmayan insan yoktur ya doğruymuş.. İnanmazdım yaşamadan.

Yaptığımız hataları tekrarlamamak gibi hayat.. Sürekli süre gelen bir film şeridi.. Tekrar tekrar oynanan roller.. Alınamayan ödüller. Oysaki cok iyi oyun cıkarmıştık sevgili..
Ne yazıkki hak edilen değerde olmuyormuş insan.
İnanmazdım yaşamadan…

Kahkaha sesleri duyulur uzaktan..zor değil işitmek. Sadece kulağı acmak gerekir. İstediğine değil gerektiğine..!
Gülücükler gösterir beyaz yüzünü..zor değil görmek. Sadece istemek gerek…

Yaşanamayan aşkın geride kalan gözyaşları sahnede şimdi.. Yerimi verdim onlara inan hiç acımadı içim. Seyirci olmak da güzelmiş hayata.. Uzaktan bakıp da el çırpmak da varmış gözyaşlarıma..!
Ama anlamıyormuş insan yaşamadan.. Seyirci olmak da zormuş aslında…

Seni anlamaya çalışıyorum anlıyor musun Sen ‘ i ..
Sen gibi davranıyorum şimdi.
Kısık gözlerle bakıyorum güneşe. Önceden gözümü açamazdım ki…

Dünya fani..Elbet bitecek yaşananlar. Elbet hepimiz meftaa olacağız istemesek de.. Elbet kalbimiz duracak zamanın birinde.Evvel zaman içinde kalbur saman içinde.. Bekleyemedi benim kalbim o zamanların birinde.. Meftaa olmayı istedi şimdiden izin vermedim! Verememki.. Yaşanacak çook şey var dedim.Ve sustu....

Ders çıkarıyorum şimdi yaşadıklarımdan..
Yaptıklarımı bir daha yapmamaya yeminliyim!
Ne kadar hatam varmış oysa.. Ne kadar aptalmışım zamanında!
Bitiriyorum maziyi kapatıyorum defteri.
Söylenecek sözleri söyledim.
her şeye rağmen

“BİTTİ” .. http://www.kabaklikoyu.com/fon/9.swf
Başlık: El Çırpmakta Varmış Gözyaşlarıma
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Nisan 19, 2011, 10:27:44 ÖÖ
(http://fc03.deviantart.net/fs71/f/2010/312/8/b/___i_lead_by_oprisco-d1oik2o.jpg)

El Çırpmakta Varmış Gözyaşlarıma


Yaşadığımız pişmanlıklardan ders almamız gerekir kimi zaman..
Pişman olmayan insan yoktur ya doğruymuş.. İnanmazdım yaşamadan.

Yaptığımız hataları tekrarlamamak gibi hayat.. Sürekli süre gelen bir film şeridi.. Tekrar tekrar oynanan roller.. Alınamayan ödüller. Oysaki cok iyi oyun cıkarmıştık sevgili..
Ne yazıkki hak edilen değerde olmuyormuş insan.
İnanmazdım yaşamadan…

Kahkaha sesleri duyulur uzaktan..zor değil işitmek. Sadece kulağı acmak gerekir. İstediğine değil gerektiğine..!
Gülücükler gösterir beyaz yüzünü..zor değil görmek. Sadece istemek gerek…

Yaşanamayan aşkın geride kalan gözyaşları sahnede şimdi.. Yerimi verdim onlara inan hiç acımadı içim. Seyirci olmak da güzelmiş hayata.. Uzaktan bakıp da el çırpmak da varmış gözyaşlarıma..!
Ama anlamıyormuş insan yaşamadan.. Seyirci olmak da zormuş aslında…

Seni anlamaya çalışıyorum anlıyor musun Sen ‘ i ..
Sen gibi davranıyorum şimdi.
Kısık gözlerle bakıyorum güneşe. Önceden gözümü açamazdım ki…

Dünya fani..Elbet bitecek yaşananlar. Elbet hepimiz meftaa olacağız istemesek de.. Elbet kalbimiz duracak zamanın birinde.Evvel zaman içinde kalbur saman içinde.. Bekleyemedi benim kalbim o zamanların birinde.. Meftaa olmayı istedi şimdiden izin vermedim! Verememki.. Yaşanacak çook şey var dedim.Ve sustu....

Ders çıkarıyorum şimdi yaşadıklarımdan..
Yaptıklarımı bir daha yapmamaya yeminliyim!
Ne kadar hatam varmış oysa.. Ne kadar aptalmışım zamanında!
Bitiriyorum maziyi kapatıyorum defteri.
Söylenecek sözleri söyledim.
her şeye rağmen

“BİTTİ” .. http://www.kabaklikoyu.com/fon/9.swf
Başlık: İnsan Yaşayarak Öğrenir Kibrit Gibi Kırılmayı
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Nisan 19, 2011, 10:29:30 ÖÖ
(http://www.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/75683.jpg)
İnsan Yaşayarak Öğrenir Kibrit Gibi Kırılmayı


Batmak bir deryanın en derinine ve girdaba düşmek kendi belleğinde... Hatta yıkanmak ellerinde şiirin... Dizelerin natırlığın da hamam sefasına meyletmek… Kim bilir belki de arınmaktır gecenin ay ay bakan gözlerinde... Kurtulmak tüm ıslaklıklardan yakamozun kadifeliğinde…

Almak hava’ca...

Vermek toprak’ça...

Arındırmak su’ca...

Kırılmak belki de bir buz dağının kopan dev parçasında... Yazmak parmak arası düşleri ve yazmak gamze düşüren o sessiz içten gülüşleri... Avutmak çocuk yanını... Kucaklamak ömrüne devir devir vuran hüzün kokulu yanını... Saklanmak;
Bitmek bilmeyen gecelere yoldaş niyetine ve içini dökmek ellenmemiş ham dizelere...

Bilmek KENDİNLE HASBİHAL ‘ne dört olur ne de dert’... Ağlamaksa eğer asıl murat edilen ’ay düşerken sularımıza’ kendimize gelmek yakamozun dalga kıran tokadıyla...
Kendime cezaydı kaçamak bakışlarım ve kendime c/ezaydı ağrılı sevişlerim... Körpeliği bilmeden köhne yalnızlıklardı kucağıma düşen...

Mavilerde yaşamaktı bir ömrü paslanmış duygulardan arınarak... Basından tizine akıntılarıma perde perde eklenirdi sesin... Ve billurlaşırdı iliklerime kadar ürperten titreyişlerim…

Yıldızlara eklediğin gözlerinden umut huzmelerini dererdim. Samanyolu’na koşardı seni arayan bakışlarım... Ölümcüllüğünde yokluklar yaşatırdı geçmişin pintiliği... Asiliğe fark atıştı seni iki kaşın arasına ellerimle çivilemek... Hangi duvara gölge düşmeliydik? Ve hangi duvarın diplerinde sabırsızca beklemeliydik?

Aşkı kızağa çekemeyeceksek hangi hazanı ve hüznü azıya almalıydık? Lamekanın dar alanında köşe kapmaca oynarken çocuk yanlarımız hangi köhneliklerden sit alanımıza dönmeliydik? Ya da ümitlerimizin çelimsizliğine fark mı çelme mi atmalıydık?

Belki de yıkmalıydık tabularımızı yıkıntılar altında kalmaktan korkmadan… Derya da vurgun yemek yerine basite mi indirgemeliydik sevmeyi aşkın çılgınlıklarına ‘evet’ deyip anlara esir düşerek…

Bir nefeslik saltanatı kar sayıp kulak mı tıkamalıydık elimizden kayıp gidenlerin seslerine… Ve tuz gözüyle mi bakmalıydık avucumuzda kırıntıdan ibaret kalanlara… Demir atamadığımız yarınlara hangi yüzle yelken açmalıydık?..

Silemeyeceksek alnımızdan yazgının izlerini kendimizden başlatmalıydık n/iyenin fetretini... Kendimize hicret edercesine...

Ayrılıklar yıkılmış hayaller çöpe atılmış umutlar ve yalnızlık… Bunları nereden mi biliyorum? İnsan yaşadıkça her şeyi çok iyi biliyor ve görüyor…

*** İnsan yaşayarak öğrenir kibrit gibi kırılmayı… ***

HÜZÜN ŞAİRİ; NİĞMET YILDIZ  http://www.kabaklikoyu.com/fon/10.swf
Başlık: Onu bunu bırakta/Beni bırakma
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Nisan 19, 2011, 10:30:42 ÖÖ

http://www.kabaklikoyu.com/fon/5.swf

(http://i1104.hizliresim.com/2011/4/17/7561.gif)
Dilden çıkan değil mühim
Güzel gönlüne vurulmuş gönlüm
Yalan söyleyebilir mi gözlerin ?
Gerçekten mühim değil sözlerin..


Sevmiyorum deyişlerini duymuyorum sevgilim
Gözlerinin derinliklerine bakıyorum
Okuyorum düşlerini
Ben varım oralarda bir yerlerde
En derinde,kalbinin en ücra köşesinde


Pas tutuyor adımın harfleri
Özlemedim diyor dilin
İçini yakıyor sevgim
Geçmişe gidiyor zihnin
İşte tam orada kal sevgilim
Ben de seni çok sevdim


Gözlerime bak şimdi,
Tut ellerimi,
Onu bunu bırakta,
Beni bırakma sevgilim..


Başlık: Buradan atlasam canım acır mı anne?"
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Nisan 19, 2011, 10:31:40 ÖÖ
(http://fc05.deviantart.net/fs51/f/2009/326/1/2/126ec7f22b820f72b1334a7375aa5267.jpg)



Uçurumun kenarındaki küçük kızım...


Anneme dönüyorum;yorgun yüzündeki masmavi gözlerine bakarak;
"Burdan atlasam canım acır mı anne?" diyorum...

"Olmaz.." diyor."Ben yanındayken sana birşey olmazizin vermem!"

Şimdi yine uçurumun kenarındayım...
Bu sefer yalnız..
Annemin yüzündeki yorgunluğu miras edinip kendime;
uzun uzun bakıyorum uçuruma..

"SusuyoruM!"

Hayallerim geliyor gözlerimin önüne...
Karşılığını beklemeden tüm gücümle sevdiklerim!

En zor zamanlarında yanında olduklarım ve hiçbir zor zamanımda;
Yanımda bulamadıklarım!

Yüzümü rüzgara veriyorum...
Kollarımı iki yana açıp soruyorum;

"Buradan atlasam canım acır mı anne?"



Sen duymasan da bu soruyuben cevabı biliyorum...
Ne atlayabiliyorum;ne kalabiliyorum..!

Uçurumun kenarında dizlerimin üzerine çöküp ağlıyorum...

Sanayalnızlığımayaşadıklarıma...


"Canım zaten acıyor anne;
Atlayayım mı?"
http://www.kabaklikoyu.com/fon/6.swf
Başlık: Buradan atlasam canım acır mı anne?"
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Nisan 19, 2011, 10:32:03 ÖÖ
(http://fc05.deviantart.net/fs51/f/2009/326/1/2/126ec7f22b820f72b1334a7375aa5267.jpg)



Uçurumun kenarındaki küçük kızım...


Anneme dönüyorum;yorgun yüzündeki masmavi gözlerine bakarak;
"Burdan atlasam canım acır mı anne?" diyorum...

"Olmaz.." diyor."Ben yanındayken sana birşey olmazizin vermem!"

Şimdi yine uçurumun kenarındayım...
Bu sefer yalnız..
Annemin yüzündeki yorgunluğu miras edinip kendime;
uzun uzun bakıyorum uçuruma..

"SusuyoruM!"

Hayallerim geliyor gözlerimin önüne...
Karşılığını beklemeden tüm gücümle sevdiklerim!

En zor zamanlarında yanında olduklarım ve hiçbir zor zamanımda;
Yanımda bulamadıklarım!

Yüzümü rüzgara veriyorum...
Kollarımı iki yana açıp soruyorum;

"Buradan atlasam canım acır mı anne?"



Sen duymasan da bu soruyuben cevabı biliyorum...
Ne atlayabiliyorum;ne kalabiliyorum..!

Uçurumun kenarında dizlerimin üzerine çöküp ağlıyorum...

Sanayalnızlığımayaşadıklarıma...


"Canım zaten acıyor anne;
Atlayayım mı?"
http://www.kabaklikoyu.com/fon/6.swf