Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Site Hakkında Gelişmeler »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Sağlık ::.. => Kullanılmayan Bölümler => Çocuk Sağlığı ve Bakımı => Konuyu başlatan: Ecrin - Ekim 05, 2011, 09:28:31 ÖÖ

Başlık: Ebeveynlerin korkulu rüyası; hiperaktivite
Gönderen: Ecrin - Ekim 05, 2011, 09:28:31 ÖÖ
Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği Sendromu, gelişen teknoloji ile birlikte çocuklarda daha fazla görülüyor ve ebeveynlere sıkıntılı dönemler yaşatıyor. Hiperaktif çocuklar ile ilgili "Genellikle sürekli kıpırdanırlar ve vücutlarının bir parçası sürekli hareket halindedir. Bir yerde oturamaz, eşyalarını unutur ve kaybederler. Başladıkları işi bitirmeden bir diğerine başlarlar. Müdahaleci ve rahatsız edicidirler. Sıra bekleyemezler. Cevapları soruları beklemeden ağızlarından kaçırırlar’’ tanımını yapan Reem Nöroloji Merkezi kurucu ve doktoru Mehmet Yavuz, rahatsızlığın tedavileri, önemler ve merak edilenler ile ilgili şunları anlatıyor…

Görsel teknoloji, çocuklarda beyin merkezleri arasındaki iletişimi bozuyor…
Teknolojinin ilerlemesi sonucu küçük yaşta bilgisayar ile tanışan, saatlerce TV başında olan çocuklarda hiperaktivite riskinin çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Dr. Mehmet Yavuz, kötü olarak nitelendirdiği bu alışkanlıkla ilgili "Çocuk ne kadar küçükse görsel teknolojinin verdiği zarar o kadar fazladır’ yorumunda bulundu. Dr. Yavuz, aileler içinse şunları söyledi. “Ebeveynler, çocuklarının sanki normalüstü bir zekâ ve yeteneğe sahip olduğunu düşünerek bundan çok memnun olurlar. Hâlbuki çocuklarını bekleyen tehlikeden tamamen habersizdirler. Bu nedenle 2 yaşından küçük çocuklara kesinlikle televizyon izlettirilmemeli, 3 yaşındaki çocuk en fazla 1 ya da 1,5 saat, 4 yaşındaki ise en fazla 2 saat kadar ekran başında durmalıdır.’

Ebeveynlerin hiperaktivite belirtilerini gözlemledikten hemen sonra uzman hekime başvurması gerektiğini önemle belirten Dr. Mehmet Yavuz, görülen davranış bozukluklarını şöyle anlatıyor…

-    Düşünmeden tehlikeye atılırlar. Normal faaliyetleri 'sıkıcı' bulurlar. Özelikle okul öncesi dönemde ev içinde koşuşturur, yükseklere tırmanır, dolap tepelerinde gezerler. Bir kısmı bu derece hareketli olmayabilir ancak uzun bir süre aynı yerde oturmaları ya da sakin bir şekilde oynamaları çok mümkün değildir.
-    Genellikle bebeklik döneminde huysuzlukları, az uyumaları ve yememeleri anne babayı fazlasıyla yorar.
-    Tepkilerinde abartılı ve bazen acımasız olabilirler. Korkusuzca davranmaları çeşitli tehlikelerle yüz yüze gelmelerine neden olur. Örnek vermek gerekirse, çıkılmayacak yüksek bir yere çıkar, evden çok uzaktaki yerlere yalnız başına gider ya da kesici aletle oynayabilirler. Tüm bu belirtiler çocuğun sosyal uyumunu bozar. Kısacası bu çocuklar kendilerini kontrol etmedeki güçlükleri nedeniyle nerede durmaları gerektiğini bilemezler.
-    Diğer çocuklarla ilişkilerinde geçimsiz olabilir ve bu nedenle arkadaşları arasında istenmeyen çocuk ilan edilirler.
-    Hiperaktif çocuklar sonradan pişman olacakları hareketleri sonunu düşünmeden gerçekleştirirler. Özellikle başkalarına söz ya da fiille sataşır ve huzursuzluk çıkarabilirler.
-    Öğretmenler, sıklıkla dersi dinlemediklerinden ve arkadaşlarını rahatsız ettiklerinden ya da onların dikkatlerini dağıttıklarından söz ederler.
-    Sınavlarda dikkatsizlik nedeniyle çok basit hatalar yaparlar. Cevabını bildikleri sorulara dahi yanlış cevap verirler. Soruyu sonuna kadar okuma sabrını gösteremedikleri ve test sınavlarından çabuk sıkıldıkları için soruları okumadan cevaplarlar.
-    Yanlarında biri olmadan ödevlerini kendi başlarına yapamazlar.

Nasıl başa çıkabiliriz?

“Hiperaktivite’li çocukların hastalığından kaynaklanan davranışları yaramazlık olarak kabul etmek son derece büyük bir hatadır. Böyle çocukların gerek ailesi gerekse çevresi tarafından, bilgisizlikten dolayı boş yere azarlandıkları ve hatta maalesef darba maruz kaldıkları da bir gerçektir” açıklamasını yapan Dr. Mehmet Yavuz, hastanın yakınlarının ve öğretmenlerinin hiperaktivite konusunda eğitimli olması ve hastalıkla en iyi nasıl baş edilebileceklerini bilmeleri gerektiğini önemle vurguluyor. Dr. Mehmet Yavuz, davranış tedavisi, danışmanlık ve psikoterapi, aile ve grup tedavilerinin de bir tedavi şekli olduğunu belirtiyor. Dr. Yavuz ayrıca bir çocuk psikiyatrisinin gözetiminde uygulanacak ilaç tedavisinin de hiperaktivite sendromunun kontrolünde başarılı olunabileceğini gösterdiğini sözlerine ekliyor.

Dikkat eksikliği sendromu…

Özellikle okul çağında çocuğa ve ebeveyne oldukça sıkıntı yaşatan dikkat eksikliği sendromu, her bireyde kendisini değişik biçimde gösteriyor. Bu sendromu yaşayan tüm çocukların, dikkatlerini yoğunlaştırmakta ve başladıkları işleri bitirmekte zorlandığını belirten Dr. Yavuz, zorluğun çocuktan çocuğa değiştiğini, ders dinlemenin ve konsantrasyonun gerekli olduğu okul hayatında sorunlara yol açacağını da sözlerine ekliyor. Birkaç belirti olarak ta ödev yapmamak, dinlemekte ya da direktiflere uymakta zorluk çekmek, çevredeki en küçük olayda dikkatin dağılması gibi örnekler veriyor.
[/font]
Başlık: Ynt: Ebeveynlerin korkulu rüyası; hiperaktivite
Gönderen: Kuskün Çiçek - Şubat 27, 2017, 02:30:40 ÖS
 eys bravoo bravoo
Başlık: Ynt: Ebeveynlerin korkulu rüyası; hiperaktivite
Gönderen: вαşκαп - Ekim 21, 2017, 01:00:43 ÖS
 Emeğine Yüreğine Sağlık
Başlık: Ynt: Ebeveynlerin korkulu rüyası; hiperaktivite
Gönderen: Özgür Kız - Temmuz 20, 2018, 10:36:06 ÖÖ
 eys