Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler
»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Türk ve İslam Tarihi ve İz Bırakanlar ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Mart 01, 2014, 03:42:36 ÖS
-
18. yüzyıldan sonra Osmanlı Devleti'nin düşmanları arasında Ruslar öne çıkmaya başladı. Çar 1. Petro ile beraber Rus siyaseti daha saldırgan bir hâle geldi. Osmanlı, Rus yayılmacılığına elinden geldiği kadar engel olmaya çalıştı. Devletin içerisinde bulunduğu şartlar, kurumların aslî fonksiyonlarından uzaklaşması ve devlet adamlarının nitelik problemleri dış tehditleri daha da ciddî hâle getirdi. 19. yüzyılın ikinci yarısında Kırım'ın Ruslar tarafından işgal ve ilhakı, Osmanlı padişahının dünya Müslümanları nezdindeki itibarına müthiş bir darbe vurdu. Rusların yayılmacı politikaları Avrupa devletleri tarafından da dikkatlice takip ediliyordu. Bu devletler, menfaatlerinin zarar görmemesi için zaman zaman çeşitli müdahalelerde bulunuyorlar, hattâ Osmanlı'nın yanında yer alıyorlardı. 1853–56 yılında cereyan eden Kırım Savaşı bunun en bariz misâllerinden birisidir.
Bu savaşın sonunda Rusya'da bir Avrupa karşıtlığı ortaya çıktı. Bu karşıtlık, daha sonra bütün Balkanlara derinden tesir edecek olan Panslavizm akımına dönüştü. Doğu Avrupa ve Orta Avrupa'nın muhtelif bölgelerinde yaşayan "Slav" unsurların kültürel ve siyasî olarak ortak hedeflerde buluşturulması fikri olan Panslavizm'in ilmî temelleri de zamanla tesis edildi. Fransız İhtilâli'nin ortaya çıkardığı milliyetçilik fikirlerinin tesiri, Rus propagandası ile de birleşince, bütün Balkanlar kaynamaya başladı. Yaklaşık beş yüz yıldır Osmanlı idaresi altında bulunan Bulgaristan ve Hersek'te çeşitli isyanlar çıktı. Hâdiseler, Rusların gayretleriyle devletler arası bir mesele hâline getirildi. Osmanlı Devleti'nin bu isyanları bastırmasıyla bu defa Karadağ ve Sırbistan savaş ilân etti. Savaş, beklenmedik bir şekilde Osmanlı ordularının üstünlüğü ile neticelendi.
1856 yılında imzalanan Paris Anlaşması'nın ilgili devletlerinin gayretleriyle düzenlenen ve 23 Aralık 1876'da başlayan İstanbul Konferansı'nda sadece Rus tezlerinin konuşulması ve Osmanlı Devleti'nin hükümranlık haklarının ihlâl edilmesi sebebiyle Bâb-ı Âli teklifleri reddetti. Avusturya Devleti de Bosna-Hersek'in kendisine bırakılması karşılığında, Rusları Balkan politikalarında serbest bırakmaya razı oldu. Durumun nezaketi sebebiyle Avrupa devletleri Londra'da bir araya gelerek bir protokol imzaladılar. Ve protokol şartlarını Osmanlı Devleti'ne tebliğ ettiler. Tebliğ edilen şartların ağırlığı ve muhtemel olumsuz neticelerini düşünen Osmanlı bunları reddetti. Bunun üzerine Rusya, Osmanlı tarafından zulme uğradığını iddia ettiği Hristiyan teb'anın haklarının korumak ve Panslavizm siyasetini gerçekleştirmek için 24 Nisan 1877 tarihinde Osmanlı'ya savaş ilân etti.
Tarihimize 93 Harbi olarak geçen ve neticeleri itibarıyla Osmanlı açısından tam bir yıkım olan savaşın ilk safhaları, Osmanlı ordularının galibiyetiyle sürerken, Balkanlarda Romenlerin Rusya lehine savaşa dâhil olmaları ve Doğu cephesindeki hezimet, savaşın aleyhimize dönmesine sebep oldu. Ruslar, batıda İstanbul (Yeşilköy) önlerine, doğuda ise Erzurum'a kadar geldiler. İstanbul'un Rus işgali tehlikesiyle karşı karşıya kalması durumu, uzaktan takip eden Avrupa devletlerinin de müdahalesini gerektirdi. Osmanlı'nın Rusya'ya müracaatı neticesinde 31 Ocak 1878 tarihinde imzalanan Edirne Mütarekesi'yle savaşa son verildi.
Osmanlı Devleti'ni Hâriciye Nazırı Safvet Paşa ve Berlin Sefiri Sadullah Bey'in; Rusya'yı ise General İgnatiyef ve Nelidof'un temsil ettiği müzakereler, 3 Mart 1878 tarihinde neticelendi. 29 maddeden meydana gelen anlaşmaya göre; Romanya, Karadağ ve Sırbistan'a bağımsızlık verildi. Karadağ'ın toprakları Adriyatik'e kadar uzanacaktı. Osmanlı'ya bağlı özerk bir prenslik hâline gelen Bulgaristan'ın toprakları, Tuna'dan Ege Denizi'ne, Arnavutluk'tan Karadeniz'e kadar uzanacaktı. Bulgaristan prensini halk seçecek, prens Avrupa devletlerinin tasvibi ve Osmanlı'nın tasdiki ile görev yapacaktı. Bosna-Hersek'te, Rumeli'nin Hristiyanlarla meskûn olan bölgelerinde, ayrıca Doğu Anadolu'da Ermenilerin meskûn olduğu yerlerde ıslahatlar yapılacaktı. Osmanlı, savaş tazminatı olarak 1.410 milyon ruble ödeyecek; bu paranın bir kısmına karşılık Rumeli'deki bazı yerler ile Kars, Ardahan, Batum ve Doğubayazıt Rusya'ya bırakılacaktı.
Rusya'nın Panslavist politikasının tam bir zaferi olan Ayastefenos Anlaşması, başta İngiltere olmak üzere Avrupa'nın büyük devletlerini endişelendirdiğinden, 13 Haziran 1878 tarihinde toplanan Berlin Kongresi'nde bu anlaşmanın maddeleri yeniden gözden geçirilmiş ve revize edilmiştir.
-
Emeğine Yüreğine Sağlık
-
eys