Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Dini Bilgiler ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Mart 06, 2014, 10:10:07 ÖS

Başlık: İnsanın Kazandıkları ve Hesaba Çekilme
Gönderen: Fatih - Mart 06, 2014, 10:10:07 ÖS
İş; amel ve aksiyonda netice programlı olma, onu gâye-i hayâl haline getirme ve onun külfeti altına girme, hem bir ızdırap hem de -hâşâ- Allah'la pazarlık yapma gibi bir saygısızlık, iradeyi devre dışı bırakarak. neticenin harika bir yol ile harikalar kuşağında meydana geleceğini beklemek de bir kuruntu ve miskinlik kılıfıdır: Zaten Kur'ân-ı Mübin de hem de kim bilir kaç yerde 'yaptıkları şeyden ötürü', 'kazandıklarından ötürü' diyerek insanların başına gelecek iyi ve kötü şeylerin yine onların kendi amel, kendi aksiyon ve kendi davranışlarından dolayı meydana geldiğini ve geleceğini ihtar etmiyor mu? Ve kalb, akıl vicdan muvazenesinin en büyük mümessili insanlığın iftihar tablosu Ruh-u Seyyidi'l-Enam da: Kıyâmet günü kulun, henüz bir adım atma fırsatı bulamadan, ömrünü nerede tükettiğinden, bilgisini nasıl değerlendirdiğinden, malını hangi yollarla kazanıp nerelerde sarfettiğinden ve bedenini nerelerde yıprattığından sorgulanacağını hatırlatarak, sebep-sonuç, illet-mâlûl, gayret ve semere arasındaki sıkı ve sırlı münâsebeti iş'âr etmiyor mu? İslâm; kitap ve sünnetle, mü'minin dünya ve ukbâ hayatını, itikadî ve amelî durumunu, ibâdet ve ahlâk keyfiyetini tanzim ederken, aynı zamanda satır aralarında, insanın ruh, akıl, kalb, vicdan ve his dünyasına da öteler buudlu bir dünyadan değişik şeyler fısıldar, onun benliğinin derinliklerinde uhrevî esintiler, lâhut televvünlü duygular meydana getirerek her an onu değişik bir buudda bir kere daha ihya eder. Eder de, insan kendini Allah'a halife olma mevkiinde, eşyaya müdahale konumunda ve sünnetullah sırlarını kavrama, değerlendirme makamında bulur. Sonra da irade ve meşîet kaynaklı kâinat kitabıyla, O'nun kelâmından akıp gelen beyanını bir vâhidin iki yüzü gibi görür, hisseder.. tasavvur ve düşüncelerini, yaşayış ve davranışlarını, dünya ve ahiret mülâhazalannı arz ve semadaki muvazeneye göre dengeler.