Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Dini Bilgiler ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Mart 07, 2014, 09:20:04 ÖS

Başlık: Hak Yolcusunun Ulaştığı Mertebe Açısından Vahdet ve Kesret
Gönderen: Fatih - Mart 07, 2014, 09:20:04 ÖS
Bazıları, ruhun bu seviyede irtifa ve inkişâfına, kalbin kendi derinlikleriyle bedeni kuşatması, bazıları da ruh-u insanın nefha-i ilâhî olmasına bağlı, özündeki güce ulaşması demişlerdir ki; kendini aşmış ve kendi rekorunu kırmış bu seviyedeki bir hak erinin nazarında artık ne arz u sema farklılığı ne de öteler ve burası ayrılığı kalır. Böyle biri beden ve cismâniyetiyle arzda bulunsa da, latîfe-i rabbâniye ve sırrıyla semalar ötesinde; heykeliyle, şekliyle aramızda görünse de ruhuyla hep a'lâ-yı illiyyîndedir.

Evet, o, bütün bütün kalbî ve ruhî hayat ufkuna kilitlendiğinden, artık her zaman vâhidiyet tecellileri içinde ehadiyet cilveleriyle yaşar ve bâtınî hislerinin menfezlerinden sürekli cilve-i vahdeti temâşâ eder; eder de, gayrı Vâhid ü Ehad'den başka hiçbir şey duymaz ve hiçbir şey hissetmez. Önce de ifade edildiği gibi, böyle bir ufku ihraz edince, bazen Muhît'in vüs'at ve ihtişamı, muhâtın da hakâreti, muzmahil ve mütelâşî olması karşısında, mazur görülecek bir iltibasa düşerek: "O'ndan başka bir şey görmüyorum." veya "Sizin gördükleriniz bütünüyle vehm u hayalden ibarettir." diyebilir.
Başlık: Ynt: Hak Yolcusunun Ulaştığı Mertebe Açısından Vahdet ve Kesret
Gönderen: Özgür Kız - Eylül 29, 2018, 02:46:18 ÖS


 Emeğine Yüreğine Sağlık