İçi boş bir geçmişin , yarınsızlığı
... dan sonra ;
Kimi görsem selama kalmadan teget geçiyorum kalabalıkları.
Bir bank ucuna oturup iki sohbetin belini kırmadım uzerime abanan ayrılıktan bu yana.
Kırk gün kırk gece sürermis bazı olaylar. Bu nedenle hüznün kırk gün kırk geceden fazlasını öğrendim. Uzun uzun...
Yetişemediğim gidişler vardı ardından koşupta söyleyemediğim kelimeler.
Ve biliniyor ki kimse kimsenin yanlızlığını paylaşamadığı ayrılık öyküsüyle doludur hayat.
Gitmeler vardır çogu aşkta ; kimi uzun sureli vedalar kimi kısa sureli... Kimi ise hic donmemek pahasina.
Bendeki yitip giden sevda gibi.
- Bu saatten sonra bir ic savaş başlar bedende.
Kalple beyin arasında var olan düsmanlıkların esiri olmuş bir tutsaklığın süngüsünde.
Dağılan kalbin paramparca can kırıklığının acını astım sırtıma.
Gün ortalarında kimsesizleşiyorum ve geceden sabaha kendimsizliğimle kalıyorum.
Kendimi aradığım ikinci tekil şahısta yine kendimi kaybediyorum. Ve yarınlarımı bulamamak üzere kaybediyorum...
Sessizliği seçiyorum an an içimde koca bir kendimsizlik... Asiyorum kendimsizligi kendime kimsesizligime iki adet ceset birakiyorum.
içimde yok olan kendim ikinci tekil şahıs'ta yitiyor.
Faili mechul gidişler kalıyor sonradan... Adsiz bir veda savaşının kimsizliğe terk edilisiydi içimde yok olan bir kimsesizlik döngüsünde.
Kendim kendimle baş edemedim...Sensizliğin kalabalık yanlızlıklarının çoğulluğun da bitirdi kendim kendimi.
Kaybedilen bir savaş teget geçti tarih sayfalarindan yureğimde bir kent silimişti oysa ..
[alıntı]