Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Paylaşmak İstediklerim ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Nisan 02, 2014, 06:44:27 ÖS

Başlık: "İstanbul'u Dinliyorum" Matthew'den
Gönderen: Fatih - Nisan 02, 2014, 06:44:27 ÖS
(http://www.sizinti.com.tr/img/spotimg/423/5946.jpg)

Amerika'ya geleli neredeyse üç sene olacak. Ama hâlâ limandaki bir gemide gibiyim. Karaya henüz ayak basmış sayılmam. Bu yüzden biraz şaşkın, az endişeli, daha çok da belirsizliğin bulut bulut çöktüğü bir iklimde yaşıyorum.

Lisan bilmemek ne zormuş! Kuvvet, bilgi, tecrübe, cesaret; "lisan"sız ne kadar da az şey ifade ediyormuş. Elbette işimizi görecek kadar üç-beş kelimemiz var. Bir yere girip, "Şundan almak istiyordum.", "Bundan alabilir miyim?", "Teşekkür ederim.", "İyi akşamlar.", "Size de…" Ancak bir çocuk lügati, başka bir şey değil.

Dilini tam bilmediğim bu memlekette şimdi beş yaşındaki bir çocuk gibiyim. Hâlbuki yaş, otuz beş... Yolun neresi eder onu Allah bilir. Ama Yeni Dünya'da yeni bir hayata adapte olmaya çalışırken, gündüzler hemen geceye karışıyor. Geceler de mum gibi eriyip şafaklarda kayboluyor. Saat bir yana, günün, hattâ haftanın farkına varmak ne mümkün! Bütün bunlar arasında sanat, edebiyat, şiir tâ gerilerde kalıyor. Bunlar çekildikçe hayattan, hayat da renksiz, hissiz, kupkuru bir çöle dönüyor.

(http://sizinti.com.tr/images/konular/423/6.jpg)

Ama çok şükür nefes alacağımız bir ân geldi. Türkçe Olimpiyatları'nın ön elemeleri yapılacak. Şiir dalında bizi de jüriye seçmişler. O sabah erkenden çıkıp Paterson'nın yolunu tuttum. Sanki kadîm dostlarla Emir Sultan'da şafak buluşmalarından birisine gidiyorum. Garden State Parkway değil de Bursa'nın Çekirge Caddesi'nde süzülüyorum. Solumda Hacivat ile Karagöz'ü geçiyorum, sağımda Çırağan'ı. Süleyman Çelebi her zamanki muallâ mevkiinde, yine Mevlid-i Şerîf'i fısıldıyor kulaklara sabah esintilerinin tatlı melodilerinde. Dışarıda hava serin fakat açıyorum camları…

Benimle beraber üç kişi daha var jüride. Ayşe Hanım ve Ural Bey'le tanışıyoruz. Kitapları da olan Ayşe Hanım bir gazetede yazıyor. Ural Bey de gazeteciliğinin yanında bir firmada yöneticilik yapıyor. Yarışmanın başlamasına az bir zaman kala, eğitimden mesul Dış İşleri görevlisi Gülzâde Hanım da geliyor. Nihayet yarışma başlıyor ve ilk yarışmacı anons ediliyor. Adı: Matthew. Zarif bir selâmın ardından piyano ve keman eşliğinde şiire başlıyor: "İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı…"

Telaffuz, vurgu, tonlama, ses-mânâ uyumu şiir için önemli kriterler. Fakat "İstanbul" kalbimin bamteline dokunuyor: "Hazerfen" olup İstanbul'a uçmak var... Marmara'nın dalgalarına binip bir Üsküdar'ın, bir Beşiktaş'ın sahillerini teneffüs etmek var... Bir Emirgan'ı, bir Eminönü'nü görmek var...

Matthew'den sonra Delisa geliyor. "Ne içindeyim zamanın…" diyor, "Ne de büsbütün dışında." Şimdi A. Hamdi Tanpınar ile küçük bir câminin avlusuna girmek, Orhan zamanından kalma bir duvarın önünde durmak var. Ve onunla yaşıt bir çınarın altına oturmak, şadırvandaki su sesine dalıp kendi fânîliğimizde sonsuz için yaratılmış bir varlık olduğumuz hakikatini görmek...

(http://sizinti.com.tr/images/konular/423/7.jpg)

Danilsa Lugo "Yaş otuz beş…" diyor Cahit Sıtkı'dan. Ve "Ihlamurlar çiçek açtığı zaman..." Bahattin Karakoç "usta"dan:

"Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü

Karşı dağlara kar yağmış, bozulmamış ütüsü"

Şarkın ağaçsız dağlarından kocaman bir tanesi karla kaplı bembeyaz hâliyle nasıl yükseliyor insanın önünde.

"Ay şafağa yakın, bir mum gibi erimeden" ifadesi nasıl da resmediyor manzarayı insan hayalinde.

Sonra, "Bir yiğit vardı gömdüler şu karşı bayıra", "Medine'nin Gülü", "Gülnâre"...

Kim demiş ilkbahar-yaz, sonbahar-kış sadece dört mevsim var diye?!.. Azıcık şiir muhibbi ol, sonra gel bizimle beraber Amerikalı çocukların dilinden bu canım şiirleri dinle, az bir zaman içinde kaç iklim, kaç mevsim var, sayabilirsen sen söyle. Üç seneden beri ilk defa karaya ayak bastığımı hissediyorum.

Ertesi gün, finallerin yapılacağı salondayız. Türkçe sevdalıları tıklım tıklım doldurmuş her bir yanı. Rüya gibi bir gün… Şiirlerle yelken açıyor, türkülerle coşuyoruz. Halk oyunlarıyla, halaylarla hayalen tâ Anadolu'ya gidip geliyoruz. "Türkçem benim ses bayrağım" derken şair, ne silinmez bir mısra bırakmış ardında. Ve o gün ses bayrakları dalgalanıyor Felician College'de. Felician College dendiğinde artık aklıma yabancı bir memleketin beni ilgilendirmeyen taş bir binası değil, Türkçe bayraklarının dalgalandığı yüksek bir mânâ burcu gelecek.
Başlık: Ynt: "İstanbul'u Dinliyorum" Matthew'den
Gönderen: Özgür Kız - Mart 24, 2016, 06:46:41 ÖS
 cgp
Başlık: Ynt: "İstanbul'u Dinliyorum" Matthew'den
Gönderen: Özge - Mart 25, 2016, 08:06:12 ÖÖ
 cgp
Başlık: Ynt: "İstanbul'u Dinliyorum" Matthew'den
Gönderen: Kuskün Çiçek - Şubat 20, 2017, 11:00:33 ÖÖ
 eys