Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Kitap & Dergi Tavsiyeleri ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Nisan 11, 2014, 01:10:46 ÖS

Başlık: Kendini hep yenileyebilen bir şairin çevirileri
Gönderen: Fatih - Nisan 11, 2014, 01:10:46 ÖS
(http://cdncms.zaman.com.tr/2014/04/09/orhan-veli3.jpg)

Garip manifestosunda vezin ve kafiyenin geçmişin gereksiz kalıntıları olduğunu öne süren Orhan Veli, Fransızca şiirin Pierre de Ronsard, Victor Hugo ve Alfred de Musset gibi büyük isimlerini Türkçeleştirirken onların şiirlerini vezinli, kafiyeli çevirmiştir.


19 Mart 1946 günü, Türk çeviri tarihinde kayda değer bir rol oynamış olan Tercüme dergisinde “Çiroznâme” başlığıyla Charles Cros’nun bir şiirinin çevirisi yayımlandı. Çevirmeni, yeni şiirin yaramaz çocuklarından Orhan Veli’ydi. Bu şiir Garip hareketinin kurucusunun kendi yazdıklarını anımsatıyordu, şu alıntıda olduğu gibi:

    “Çıktı merdivene derken – yüksek mi yüksek

    Mıhladı sivri çiviyi – tak tak da tak tak

    Duvarın tâ tepesine – çıplak mı çıplak

 

    Attı çekici elinden –düş Allahım düş

    Taktı çiviye sicimi –uzun mu uzun

    Astı ucuna çirozu –kuru mu kuru” (1)

Doğal olarak derginin bazı okurları kuşkulandı. Yoksa Orhan Veli edebiyat dünyasıyla alay ediyor da kendi dizelerini esrarengiz, adı pek duyulmamış bir Fransız şairinin şiiri diye mi yayımlıyordu? Doğrusunu söylemek gerekirse, mavi gezegenimizin edebiyat tarihlerinde buna benzer örnekler yok değil.

Paul Verlaine - Stéphane Mallarmé- Arthur Rimbaud

“Çiroznâme”nin okuyucularının şaşkınlıkları anlaşılabilir. Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde Fransız gerçeküstücüleri tarafından yeniden keşfedilmesine rağmen, bir zamanlar Paul Verlaine, Arthur Rimbaud ve Stéphane Mallarmé’nin refiklerinden olan Cros, Fransa’da bile büyük ölçüde unutulmuştu. 1946’da onun Türkiye’de tanınıyor olması pek beklenemezdi. Birçok yapıtı gibi kabarelerde yüksek sesle sahnede okunmak üzere tasarlanan “Le hareng saur” adlı şiirinin de Boğaz’ın kıyılarında büyük ölçüde bilinmemesi olağandı. Belli ki Orhan Veli, Cros’ta kardeş bir ruh bulmuştu. Onu Türkçeye, özüne ve biçimine sadık kalarak çevirmekle, belki de istemeden, okurlarının kafasını karıştırmıştı.

Fransızcada gezinirken Japon şiiriyle karşılaştı

Tabii şaşırtmaca biraz çevirinin özünde de var. Çevirmek yeni bir dünya haritası çizmek anlamına geliyor: Sınırların silindiği, dillerin ve kültürlerin yan yana değil iç içe olduğu yeni  bir dünya. Orhan Veli, şiir çevirmeni olarak, daha çok Fransız edebiyat geleneği üzerine odaklanmasına rağmen, Memet Fuat’ın “Orhan Veli’de ‘Haiku’ Edası” başlıklı çalışmasındaki nefis ifadesiyle, “Fransızcada gezinirken Japon şiiriyle karşılaşmış, Batı’da Doğu’yu bulmuş[tu].”(2) İlginç olan, bir dönem köksüzlük ve Batı taklitçiliği ile o kadar suçlanmış bir şairin en çok bir Japon şairinden şiirler çevirmiş olması. Bazılarını önce Mehmet Ali Sel takma adıyla Varlık dergisinde yayımladığı, sonra Tercüme dergisi için gözden geçirip hazırladığı Kikaku’nun toplam yirmi haykusunu Türkçeleştirmiştir. Haykunun büyük ustalarından Başo’nun müridi, 1661–1707 arasında yaşamış Takarai Kikaku’nun  üç dize, on yedi hecede bir anı yakalayabilmesi, kimi dizelerinde yüce olanı, kimilerindeyse sıradan olanı yansıtabilmesi, minimalizmi ve öznel gerçekçiliğiyle öne çıkan Orhan Veli’nin ilgisini çekmiştir:

    “Erikten bir dal koparıyorum,

    Çiçekli bir dal,

    Geceme ait hayallerle.” (3)

Gerçi  Orhan Veli haykuları çevirirken, yukarıdaki örnekte olduğu gibi, bu şiir türünün oldukça katı hece kurallarına her zaman uymamıştır. Fakat şiir çevirisini çeşitli nazım tarzlarını denemek için bir imkân olarak gördüğü açıktır. Bunun en güzel örneklerinden biri, Azra Erhat’la Latinceden çevirdiği Horatius’un “Vergilius’u Yolcu Ederken” adlı yapıtı. Şiirle birlikte yayımladığı açıklamada Azra Erhat’la onu sadece “güzel” olduğu için çevirmediklerinin, Latince şiirin “nazım tekniği hakkında bir fikir vermek maksadını güt[tüklerinin]” altını çiziyor.(4) Burası gerçekten dikkate değer. Çünkü Garip manifestosunda vezin ve kafiyenin geçmişin gereksiz kalıntıları olduğunu öne süren şair, Fransızca şiirin Pierre de Ronsard, Victor Hugo ve Alfred de Musset gibi büyük isimlerini Türkçeleştirirken onların şiirlerini vezinli, kafiyeli çevirmiştir. Mevlana ve Ömer Hayyam çevirilerinde de benzer bir hassasiyet söz konusu. Sadece Fransızca üzerinden ulaşabildiği Çin ve Japon şiirlerini çevirirken üslup bakımından daha rahattır. Kendi şiirlerinden bildiğimiz eda tekrar Fransız gerçeküstücü şiir çevirilerinde bulunur. Ama bu, Orhan Veli’nin o şiirleri özgür bir biçimde çevirdiği anlamına gelmiyor. Çeviriye değindiği yazılarında, çeviri konusunda çok düşündüğü ve birçok açıdan endişeli olduğu görülür. Örneğin, şairi çok heyecanlandırmış olan Fransız gerçeküstücülüğünün aykırı isimlerinden Philippe Soupault’yla buluştuğunda, kendisinin ve Oktay Rifat’ın Fransız şairinin şiirlerini çevirirken izledikleri yöntemi ona anlattığını ve onun da uyarlama, yani yerlileştirme taraftarı olduğunu öğrenince ne kadar sevindiğini 1949’da Yaprak dergisinde aktarıyor. (5)

Geniş bir coğrafyadan çeviriler

Yani Orhan Veli, çevirdiği şaire göre şiir dilini, tekniğini yenileyebilenlerden. Bu yüzden çevirmen olarak yaptıklarını küçümsememek lazım. Doğan Kardeş için çevirdiği Jean de la Fontaine’in masallarından, bugün bile Türkiye’de pek kimsenin bilmediği, Tang şairlerinden Po Kiu-Yi’ye kadar geniş bir edebi coğrafyayı ve zaman dilimini kapsayan çevirileri, onun ne kadar meraklı ve açık fikirli bir şiir okuru olduğunu gösteriyor bize. Orhan Veli, şiir çevirerek sadece dünyayı yeniden şekillendirip güzelleştirmiyor, kütüphanesini de bizimle paylaşıyor. Böylece biz edebiyat okuru olarak çeviri eyleminin otobiyografik bir yönü bulunduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Ama bu son nokta başka bir yazının konusu olabilir ancak.

(1)Orhan Veli, Bütün Çeviri Şiirleri, yayına hazırlayan Asım Bezirci, İstanbul: Can Yayınları, 1982 içinde Charles Cros, “Çiroznâme”, s. 76.

(2)Memet Fuat, Orhan Veli, İstanbul: Adam Yayınları, 2000 içinde “Orhan Veli’de ‘Haiku’  Edası”, s. 107.

(3)Orhan Veli, Bütün Çeviri Şiirleri içinde Ki-Ka-Ku, “Hai-kai’lar”, s. 48.

(4)Aktaran Memet Fuat, Orhan Veli, İstanbul: Adam Yayınları, 2000 içinde “Orhan Veli’nin Şiir Çevirileri”, s. 124.

(5) Bilge Ercilasun, Orhan Veli Kanık: Hayatı, Sanatı ve Eserlerinden Seçmeler, İstanbul M.E.B.,1994 içinde Orhan Veli, “Philippe Soupault Türkiye’de, Philippe Soupault Yaprak’ta”, s. 202-3.
Başlık: Ynt: Kendini hep yenileyebilen bir şairin çevirileri
Gönderen: Kuskün Çiçek - Şubat 26, 2017, 08:26:34 ÖS
 eys bravoo bravoo
Başlık: Ynt: Kendini hep yenileyebilen bir şairin çevirileri
Gönderen: вαşκαп - Ekim 23, 2017, 03:21:48 ÖS
Emeğine Yüreğine SağlıkEmeğine Yüreğine Sağlık