SENİ TANIRKEN
mavi ile yeşilin kol kola gezdiği bu şehirde
göçmen kuşları gibi hoyrat gönlüm gençliğinin tüm saflığıyla dört mevsim yeşile bürünen şehrin tüm sokaklarını yeşil bir pardüseye hapsedip tüm pencereleri kapatıp şehrin ışıklarını,gözlerinde seyre dalarken iliklerine kadar ıslatan gün aşırı yağmurlara seni tanırken vurgun yiyen sevdalara tanık oluyordu kendi sonundan hebersizcesine ve seniliklerimin şehri oluyordun ilk baş kaldırışımdın isyan türküleri söylerken şehrin yanlızlıklarına ilk kanışım oluyordun katkısız ölüme salan gülüşlerinde seni arıyordum,olmadıgın yerlerde yahya kema,lin,istanbula olan sevdasında neşet ertaç,ın dertli mızrabında dizeler notalar arasında seni aramakla meşguldüm ne zamanki buldum işte ozamn kaybettim ne olmuştu gözlerindeki umuda ayrılık rüzgarlarında savrulup hüzün yagmurları gibi yagıyordu gönlüme herşey üşüyordu dilinden dökülen sözcüke can evinden vuruyordu yüreğim sevda nöbetinde bir damla göz yaşı düşüyordu tarihin seyir defterine paramparça oldu diye aslında paramparça olan sendin hayallerini, gençliğini bıraktın her bir parçada keşkeler kokluyorsun çaresizliğin çığ gibi düştüğü gecelerde ağlayacaksın için için ahımı aldın bir kere korkacaksın yalnızlığın korkunç kalabalıklarında beni düşüneceksin hani hayallerini yıktıgın ama emin ol sen ölümle meşğulken ben dogmakla meşgul olacağım.
yazan kadersiz kadersiz