Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Dini Bilgiler ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Mayıs 14, 2014, 02:33:40 ÖS

Başlık: Evtâd
Gönderen: Fatih - Mayıs 14, 2014, 02:33:40 ÖS
Ağaç veya demir kazık demek olan "veted"in cem'i evtâd, tasavvuf erbabınca, ricâlullahtan, birbirine sımsıkı bağlı, biri birisiz edemeyecek kadar iç içe cem-i sahih teşkil etmiş dört kişilik bir erenler grubunun unvanıdır. Bunlar, hemen her asırda İdris, İlyas, İsa ve Hızır (alâ nebiyyinâ ve aleyhimüsselâm) gibi dört büyük nebinin misyon yörüngelerinde seyr u sülûk-i ruhanîlerini sürdürür ve onların gölgelerinde vazifelerini eda ederler. Evtâdın, gördüğü hizmet itibarıyla unvanları "Abdülhayy", "Abdülalîm", "Abdülmürîd" ve "Abdülkadir" olup, Hz. Âdem, Hz. İbrahim, Hz. İsa ve Hz. Ruh-u Seyyidi'l-Enâm'ın (aleyhimüssalâtü vesselâm) iç muhtevalarını aksettirir.. veya onların hakikatini zılliyet plânında temsil ederler. Hak'la irtibatları, Cebrail, Mikâil, İsrafil ve Azrail'in (aleyhimüsselâm) mirsadıyladır. Bunların her biri, Kâbe'nin bir rüknüne nâzırdır ve bu rükün de onun gerçek makamının kapısı, merdiveni mesabesindedir.

Muhyiddin ibn Arabî, evtâdın yedilerden ibaret olduğunu ve daha önce sebkat ettiği üzere, vazifelerinin de onlar arasındaki mânevî hiyerarşiye göre yürütüldüğünü vurgular ki; bilmediğimiz böyle bir konuda bize sadece sükût edip geçmek düşer…

Bazıları, nücebâ, nukabâ, evtâd gibi ehlullahın bütününe birden, mânevî güç ve kuvvet sahibi hak erleri mânâsına "ricâlullah" diyegelmişlerdir. Bunların en belirgin yanları, hudû ve huşûları, her zaman mağlub-u tecellî-i Rahmân olmaları, görüldüklerinde Hakk'ı hatırlatmaları ve mütemâdî Hak huzurunda bulunmanın hâsıl ettiği mehâfet ve mehâbetle hep saygılı hareket etmeleri, mukteza-i beşeriyet ve bahsi hacâlet-âver meselelerde –bunlar meşru çerçevede cereyan eden hususlar olsa bile– hicapla tir tir titremeleri, her şeyde değişik bir tecellî dalga boyuyla Hakk'ı duymaları, Hakk'ı duyduklarında da âdeta kendilerini unutmaları, bütün mazhariyetlerini O'na bağlayıp, kendilerini tamamen hiç görüp, hiç bilmeleri ve çok defa başkaları tarafından da bilinmemeleridir. Bu son durumları itibarıyla böylelerine "ricâlü'l-gayb" veya "cündullah" da denir ki, Fatih cennetmekân hazretleri temel mefkûresini seslendirdiği bir manzumesinde herhâlde:

"Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâlullah ile,
Ehl-i küfrü serteser kahreylemektir niyyetim."

diyerek, kuvve-i kudsiye sahibi bu zâtlara işaret etmektedir.

Ayrıca insanların gönüllerine esrar-ı İlâhiye­yi duyurma hizmetleri açısından bunlara "ricâ­lü'l-feth", herkes tarafından her zaman bilinip tanınmamaları itibarıyla "ricâlü'l-gayb", çok defa cezb u incizab yaşamaları zaviyesinden "ricâlü'l-kuvve", her zaman afv u safh yolunda yürüyüp, kendilerine kötülük yapanlarla bile iyi münasebetler peşinde olmaları bakımından da "ricâlü'l-Mennân" denir.
Başlık: Ynt: Evtâd
Gönderen: вαşκαп - Mart 25, 2016, 04:42:19 ÖS
 cgp
Başlık: Ynt: Evtâd
Gönderen: Özgür Kız - Ekim 01, 2018, 01:13:06 ÖS
(http://i.hizliresim.com/ZZNddG.gif)