Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler
»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => Konuyu başlatan: Bukem - Eylül 30, 2014, 09:52:23 ÖS
-
EZBERLENMEMİŞ MEKTUPLARKimine göre ölüm (http://www.edebiyatdefteri.com/olum/siirleri/),
ezberlenmemiş mektup (http://www.edebiyatdefteri.com/mektuplar/)tu.
Oysa her mektup (http://www.edebiyatdefteri.com/mektuplar/) ölçüsüz bir yaşamdı.
" Umut, kitlesel duyguları saksısız çiçek (http://www.edebiyatdefteri.com/cicek/siirleri/)lerin yüreğine kondurmaktır"
dedi şair.
Bu çiçek (http://www.edebiyatdefteri.com/cicek/siirleri/)leri sulamak gerekir.
acının başk (http://www.edebiyatdefteri.com/ask/siirleri/)entinde savaşırken,
güneşe diz çökmüş analar ve çocuk (http://www.edebiyatdefteri.com/cocuk/siirleri/)lar.
Savaş,
pulsuz mektup (http://www.edebiyatdefteri.com/mektuplar/)lardan aldığı göz (http://www.edebiyatdefteri.com/goz/siirleri/)yaşları ile
kendi nehrini yaratırken,
aynı nehrin kıyısında ölüm (http://www.edebiyatdefteri.com/olum/siirleri/)ü yudumlayarak uyudu çocuk (http://www.edebiyatdefteri.com/cocuk/siirleri/)lar.
Çatlayan kayalardan duyulan öfke,
yerini sessiz ıslıklara bırakmış.
Böylesi sessizlik,
Yeni doğmuş bir bebeğin,
Taze bir ölü çocuk (http://www.edebiyatdefteri.com/cocuk/siirleri/) yanağına dokunabilmesi kadar dokunaklıdır.
Herkes birazda kendi tanrısının celladıdır.
Ölüm,
bir ibadettir kana susayan dinin
Hoşgörüsüz kıble’sinde.
Kara böcekler,
Karayağız babaları ve evlatları kurban ederken;
Kendi tapınaklarını göz (http://www.edebiyatdefteri.com/goz/siirleri/)yaşları ile yıkar analar.
Adına güneş diyorlar.
Güneş batarken;
Vagonlarındaki pencereden zulmü izleyen tanrılar,
Kendi kuralsız çelişkilerinin cehennemine yol aldılar.
Kim öpebilir bahtsız çocuğun
Toprağın sıcaklığında eriyen ayaklarından?
- ki solgun yüzleri yontularak düşer yanaklarımdan..
Vahşetin kentinde,
Kendini saklayan ölü resimler
Ve gece (http://www.edebiyatdefteri.com/gece/siirleri/)nin eteğini kendi dölleri ile indiren pezevenkler,
Avuçlarında ki yılan derisini yüzdüler
Ve sonra
Gökyüzünün tan rengine benzeyen çuķurunda
Sallandı gövdesiz başlar.
Yapraksız akşamdan kalma cesetleri,
inanç şurubu niyetine yudumlayarak kaçıştı soysuzlar...
Ve başladı tüm mektup (http://www.edebiyatdefteri.com/mektuplar/)lar gece (http://www.edebiyatdefteri.com/gece/siirleri/) üzeri sövmeye.
Ve yer yüzü tanrıları; kendi tapınaklarında,
Kendi peygamber (http://www.edebiyatdefteri.com/peygamber/siirleri/)lerini öldürmek adına yemin ettiler.
Beraber yudumladıkları kan şarabını kutsal sayanlardan birisi;
kendi elleriyle avuçladığı tozlu sakalları öptü.
Adına "uzun (http://www.edebiyatdefteri.com/uzun/siirleri/) adam" dediler.
Soysuzlar çetesi,
Bir gece (http://www.edebiyatdefteri.com/gece/siirleri/) çekilirken kendi inlerine,
Rûzgâr pencerelerini bir çocuğun öfkesiyle yumruklayacak.
Zulmün mürekkebini avuçlayan kalemler,
kendi şafaklarını taze bir ölü resmiyle boyayacaklar.
Kuşkusuz,
ihtiyar gökyüzünün bütün mektup (http://www.edebiyatdefteri.com/mektuplar/)larında kucaklaşacak ölü çocuk (http://www.edebiyatdefteri.com/cocuk/siirleri/)lar..
Kalbin en kitap (http://www.edebiyatdefteri.com/kitap/)sız sayfal (http://www.edebiyatdefteri.com/fal/siirleri/)arını yakarak,
Umudun ve direncin şarkılarında halaya duracak yoksul analar.
Öyle ki;
O gün -
O gün uzun (http://www.edebiyatdefteri.com/uzun/siirleri/) adam(lar)
ezberlenmemiş mektup (http://www.edebiyatdefteri.com/mektuplar/)ların sayfal (http://www.edebiyatdefteri.com/fal/siirleri/)arında
Kendi nutukları ile tutuşacaklar..Devrim Dokdere
-
cgp
-
cgp