Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Türk ve İslam Tarihi ve İz Bırakanlar ::.. => Konuyu başlatan: Özlem - Nisan 28, 2011, 12:36:18 ÖS

Başlık: İBRET YÜKLÜ BİR RÜYA
Gönderen: Özlem - Nisan 28, 2011, 12:36:18 ÖS
İBRET YÜKLÜ BİR RÜYA


Mehmet Akif her sabah namaz için Sultan Ahmet Camii’ne gelir. Her gelişinde de yaşlı bir adamın kendisinden önce gelmiş olduğunu görür. Ne kadar erken gelse bu durum değişmez. Yaşlı adam mutlaka camiye ondan önce gelmiş bulunur. Ancak bu yaşlı pir-i fâni ve bu nur yüzlü adam hiç durmadan ağlamakta ve gözyaşı dökmektedir. Bundan sonrasını Mehmet Akif şöyle anlatıyor:
Bu yaşlı insanın yanına bir gün sokuldum ve niçin durmadan ağladığını sordum ve ona Cenab-ı Hakk’ın rahmetinin enginliğini anlattım. Ama o yine ağlamasına devam etti. Bana ‘derdimi tazeleme git’ dedi. Ben yine ısrar ettim. Çaresiz kaldı ve yine gözyaşları içinde bana şunları anlattı.
“Ben dedi ikinci Abdülhamid zamanında binbaşıydım. Ailem çok zengindi. Ve ben bir subaydım kışladan ayrılamıyordum. Ancak bir gün anne ve babamın ardarda vefat haberlerini aldım. Ailede benden başka da işlerimizi evirip çevirecek kimse yoktu. Çiftlikler dükkanlar mağazalar ortada kalmıştı. Hemen Sadârete bir dilekçe ile müracaat edip istifa etmek istediğimi bildirdim. Sadâretten gelen cevap menfiydi. İstifam kabul olunmamıştı. Ben ikinci ardından üçüncü bir müracaatta daha bulundum. Ama her defasında aynı cevapla karşılaştım. Bunun üzerine Hünkâra müracaata karar verdim. Bu kararımı sadârete bildirdim. İsteğim kabul edildi ve mâbeyne alındım. Durumumu Hünkâra vicahi olarak anlattım. Elimden geldiğince mazeretimin meşruluğunu ispata çalıştım. Hünkâr istifa talebimden hoşlanmamıştı. Yüz ifadesinden bunu anlamak hiç de zor değildi. İsteksiz bir halde elinin tersiyle işaret etti: “Git seni istifa ettirdik” dedi.
Ben sevinerek huzurdan ayrıldım eve döndüm. O gece bir rüya gördüm. Rüyamda Osmanlı ordusu tabur tabur bölük bölük geliyor ve Efendimize teftiş veriyordu. ( Bu ordu idi ki kısa bir müddet sonra bütün cihana karşı kavga verecekti. Ve bu ordunun teftişini bizzat Efendimiz yapıyordu. ) Yanında Dört Büyük Halife olduğu halde Efendimiz önünden geçen bölük ve taburları teftiş ederken O’ndan bir adım geride edep ve terbiye içinde boynu bükük halde Abdülhamid de bulunuyordu. Derken benim tabur geçmeye başladı. Ancak tabur dağınıktı. Başlarında kumandanları yoktu. Efendimiz bunu görünce Abdülhamid Cennetmekana: “Bu birliğin kumandanı nerede?” diye sordu. O da “Talebi üzerine istifa ettirdik” cevabını verdi. İşte o esnada Efendimiz beni bütün bir ömür boyu ağlatan şu sözü söyledi: “Senin istifa ettirdiğini biz de istifa ettirdik.” Söyle bunu duyduktan sonra ben ağlamayayım da kim ağlasın?
Ve Mehmet Akif diyor: Yaşlı adam ağlamasına inlemesine devam etti. Derdi çok büyüktü. Sessizce yanından uzaklaştım. Zaten başka yapabileceğim bir şey de yoktu. Zira bu pir-i fâni tesellisini yine Efendimizden bekliyordu. Kabul edildiği müjdesi gelmeden belli ki inlemesi dinmeyecekti.
Başlık: Ynt: İBRET YÜKLÜ BİR RÜYA
Gönderen: вαşκαп - Ekim 15, 2017, 05:15:49 ÖS
Emeğine Yüreğine Sağlık
Başlık: Ynt: İBRET YÜKLÜ BİR RÜYA
Gönderen: Özgür Kız - Eylül 29, 2018, 04:45:28 ÖS


 Emeğine Yüreğine Sağlık