Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler
»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => Mahmut Çiçekdağı => Konuyu başlatan: Mahmut Çiçekdaği - Şubat 15, 2017, 01:04:03 ÖS
-
Evel zaman içinde bir memlekette elli yaş civarında çirkin mi çirkin bir adam yaşıyormuş kim onunla dalga geçse güler geçermiş çoluk çocuk olsun kim olduğuna bakmaksınız selam verirmiş hakaret edenlere haklısın der geçermiş çevresinde bulunanlar ne garip tuhaf bir adam diye konuşur ve adamın halini gördükçe meraklanırlarmış kimi çirkinliğiyle alay etmiş kimi kılık kıyafetiyle kimide küfür etmiş ama adam yinede gülüyormuş çevresindeki insanlar toplanıp sormaya karar vermişler yolunu kesmişler senin bu halin ne diye sormuşlar adam yine gülüp geçmiş insanlar bu adam ya deli yada veli demişler adamı nasıl konuşturacaklarını düşünmeye çalışmışlar ne yaptılarsa boşuna adam hiç konuşmamış gülüp geçiyorlarmış adamın haline bakıp zengin olduğu için gülse mümkün değil bir ekmeğe muhtaç demişler yakışıklı değil bakılmayacak kadar çirkin aksayarak yürüyor ne olabilir diye düşündükçe iyice merak basıyor çıkmaz bir hale geliyormuş tekrar adamın yolunu kesmişler adama sormuşlar senin bu halin ne diye adam bakmış hallerine anlatayım demiş akşam toplanın meydanda söyleyeceğim anlatacağım demiş herkes meraklanmış bir birine bakarak ne anlatacak der ifadesi takınmış akşam herkes toplanmış ama gelen giden yok herkes sinirli sinirli konuşmaya başlamışlar bir müddet sonra çıkıp gelmiş herkes nerde kaldın ağaç ettin diye öfkeli vaziyette bağırmışlar adam gülmüş oturmuş yanındaki adama sen ne kadar suratsızsın demiş adam sinirli halde ne diyorsun kendi haline bak demiş adam bakmış sinirden köpürüyor karşısındaki gülmüş başkasına dönerek ne pasaklısın demiş adam ayağa kalkıp kendini görmeyip bana lafmı söylüyorsun diye hiddetlenmiş adam yinede gülmüş bir başkasına dönmüş senin konuşman keçinin sesine benziyor demiş adam kalkıp üzerine yürümüş araya girmişler adam yüne gümüş adam herkese bir kulp takmış herkes sinirlenmiş sonra kamlın gidelim demiş biri tam gideceklerinde adam hani siz bana gülme sebebi sorup öğrenmek istiyordunuz demiş herkes bir ağızdan sinirli sinirli sen bize hakaret ettin seni adam yerine koyup gelmiştik demişler adam gülmüş sonra sandalyeleri göstererek oturun demiş adam başlamış sizler bana hakaret ettiniz hatta küfürler atiniz vücudumla açlığınla dalga geçtiniz küçük düşürdünüz ben hep güldüm geçtim ben size bana söylediğiniz sözlerden hafif sözler söyledim sizler ayaga kalktınız hiddetlendiniz küfürler ettiniz size kızmıyorum bir zaman olsa neler yapardım düşünmek istemiyorum bir zamanlar uzak bir yerde yaşardım evliydim eşim sözümün üstüne söz koymazdı ama ben çok sinirli bir adamdım eşimin her şeyi bana batardı eşim de hep gülerdi eşimin bu haline fazla dayanamayıp eşini boşadım oradan kaçıp buraya geldim bir müddet sonra sakinleşip geri döndüm vardığımda eşim rahmetli olmuştu bana bir mektup bırakmıştı sana hakkını helal ettim yazıyordu birde şura yazıyordu sizin gibi merak ettim kime sorduysam anlam veremedi üzeri yırtık kirli paslı bir adam yaklaştı yanıma ne oldu nedir bu düşünceli halin ne diye adama baktım tebessüm ettim işine bak ihtiyar dedim adama ihtiyar gitmedi ısrar edince anlatım ihtiyar onun bir sure olduğunu söyledi sonra sureden bir kısa okudu sonra başıma vurdum ama çok geçti adam güldü sinilendim adamı ittirdim adam kalktı üzerini silkindi yanına geldi elimden tuttu kaldırdı yüzünden gülümseme eksilmiyordu adamla sohbet koyulaşınca bende başladım gülmeye ne diye soracaksanız o sure ve bana ne dediğini merak ediyorsanız şüphe yok ki onlar bize öfke duydular biz onları suyla ile helak ettik öfkesine sahip olamayan insan ateşin önündeki odun parçası gibi dedi ihtiyar işte o gün bugün her şeye güler oldum ben ne deliyim ne veliyim ben hatalarını günahları ömrümün yarısına yüklemiş bir kulum
UMARIM BEGENİRSİNİZ SABIR KISSALARINI OKURKEN KARALADIM
-
Kâğıt kalemi aldım
Seni nasıl sevdiğimi anlatacaktım
Yazacaktım
Kelimeler dudağımda takılı kaldı
Resmini masaya koyup
Gözlerini anlatmak istedim
Güneşi ayı hatta toprağı
Misal gösterecektim
Yapamadım çünkü yetmezdi
Saçlarının ahengini yazacaktım
Rüzgârı ağacı misal gösterecektim
O yüze dokunan hazı tarif etmez diye
Yazamadım vazgeçtim
Bakındım etrafıma seni nasıl anlatayım diye
Hiç bir şey bulamadım
Çiçeklerle seni anlayayım dedim
Senin ömrüne kattığın kokuyu verecek
Bir çiçek göremedim
Kâğıda abuk sabuk şeyler karadım
Her seferinde yırtıp çöpe attım
Anladım seni sevdiğimi
Ne güneş ay hatta toprak
Nede rüzgâr ağaç çiçek
Börtü böcek anlatabilirmiş
Sana olan sevdamı tek yüreğim
Anlatabilirmiş bir bak yüreğime
Seni nasıl sevdiğimi anlayacaksın
Nefesim sana hep sevdiğimi haykırıyor
Yazsam sana olan sevgimi
Kâğıda tek bir kelime yazarım
Gerisi boş önemi yok
Oda sadece ve sadece
Seni seviyorum
Seni seviyorum
-
eys bravoo bravoo