Kış yağar öksüz sevdalar yürür
Üşür şiir dilleri kireç tutmuş
Ağarmış şakakları alnı ak dağlar
Kanamakta yaz kış demeden
Bombalanan şehirler esir mi ?
Söyle;
Dil döktüğüm şiir;
Kim suçlu?
Uçuyor ardışık sayılar ardından aylar yıllar;
Delikanlı çağların;
Soba üstü ekmek kızartma masalı:
Hangi günlerdi.
Kızıl kor meşe yanan ateş
Düşer ya aşk gibi memleket
İsmin dilimde dolanır akşam çiçeği kor
Uzun uzun yollar aşıldı o son mevsim düşleri:
İncilendi incilendi gözyaşları
Gökkuşağı bağla uçurtma kirpiğine;
Sevda bu iç erime köy köy bulutlandı
Göz pınarları ah ada vapurlu izmir
Kırlangıç göçlü istanbul
Paşa yürekli anadolum
Neler saklı karnında yurdumun
Artık bu son olsun!
Bu aymazların ipliğini pazara çıkar ansızın;
Bitsin artık bunca zulûm
Senin hürüyetin bin cihana değer,
Ölmeden ölümün sessiz sesi:
Çığlığı duyuluyor
Ölmek eğer özgürlükse;
Doğmak bincerce cenine emirallâh!
Görüyor musun?
Geceye kar doğuyor
Yol belli iz belli dönüş toprağa be gözüm!
Bir kördüğümün etrafındadır
Çözümü yanılgı paylı saatlerin
Nedir bu örülen çorap ülkemin başına
Yaşını başını almış laik düzenin
Ayağı kaydırılmakta ondandır
Bütün bütün içimdeki sızım...
Nurten Ak Aygen