Ah! Sessiz bir ayaklanma şiirler gecelere
kurşun sıkılmış gecenin bir el yüreğine
kızıl bir tan işliyor insanoğlunun içine içine!
Boşvermişlik mi avucumda
kum kesilip solsun mu ?
güneşin o parlak yüzü akşamın ucunda
yandık! tepeden tırnağa
her uğursuzluk sabahı kolluyor gecenin koynunda
Ah! uçsuz bucaksız dağların eteklerini süslüyor
akasyalar, kızıl çamlar, meşe palamutları
üzerinden kuş sürüleri geçiyor süzülerek
sanki; baktığım gördüğüm hiç bir şey gerçek değil
karanlığın saçlarını tarıyor parmakların
İçimde eriyip gözünden yaş gibi damlıyor anılar
dağlar yol vermeyecek geçite
ne kadar çılgın akayor ırmaklar
yüzerek geçilmez artık karşı kıyıya
uzaklarda dağların ayaklarına kapanmış bulutlar
yüzünden düşen bin parça mevsimlerin
yüzkarası bir yogunluk sığmıyor bu çöken kapkara günlere
ahengini yitiren yüzyıllar
süremedi hiç sefâ asırlarca
yazık ki; zerre kadar değeri yok!
evvelce koskoman rengarenk açan güllerin
düşler arkasında koşmaktan yorgun dolaşıyor
geceler, gündüzler ve mevsimler
hepside külün altında ateş!
Nereye baksanda düş ağacı kuru
titriyor şimâlinde yapraklar
Sarsılınca ak şafak!
bir can kaldı bir can kaldı yaşamak derdinde
küllenmiş anılara tutunmak hissi bir düşse!
yüzbin bahardı maziden yüzüne damlayan!
ne doğmaz günler doğdu ufukta
ve içimde binbir umut!
sensin! bu topraklarda yeşeren dal
her daim doğacak güneşi yurdumun!!
Nurten Ak Aygen