Düş kabartmarına tutulmuş ikindi güneşi
gece ayazlarını müjdeliyor
suskun akşam
el el üstüne bağlamış
kırağı yağmış dağlar ovalar
tanın elleri üşümekte
şaşırmış anılar
kırmızı kurdaleler bağlamışlar
gelinlerin beline yaprak biçiminde
şiirler asılır gökyüzüne
sürükler yerlerde gazel olmuş yaprakları rüzgarlar
kabarmış duvar kağıdı gibi bulutlar
sırrı yarı çıkmış aynalarda
eski zamanlardan kalma konsolda bahtiyar
eski küf kokan hatıralar
pas tutmuş gönül köşesinde
duvar dibinde
tavan arasında küflü anıların vurgunluğu
nisan yağmuru düşünde hüznünde
yarım bir ıssızlık ıslık çalar
bir yarım bu günde
bir yarım dünde saklı
sırrı çıkmış aynalar sararmış kararmış aynalar
düş ellerinde
alınyazısına mutluluk değmeliydi biraz
bir yandan değerlenirken eski anılar
neden değerini yitirir yaşanırken
gelen gideni aratırken
yaşamak için biraz sevmek
...yüreklere düşmeli değmeli bulutlardan...
unuttum ne varsa aklımda olan biteni
yanan ateşten gülleri
kırlarda bayırlarda açan taze çiçekleri
geceleyin açan kan çiçeklerini
hatırlar mısın bilmem
çocukluğumuzda merdiven ayağında
beş taş oynadığımız günleri
ip atlayıp sek sek oynadığımız
okul bahçesinde teneffüs saatlerini
siyah önlük kolalı beyaz yaka
ne güzeldi o günler
demek yokluğunda
bir güzel tarafı olurmuş meğer
çıtlık topladığımız bahçe kenarında ki ağaçlar
mazide kalan hatıralar
andıkça bu gün yaşanmış gibi bizi kucaklar.........................
Nurten Ak Aygen