Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Paylaşmak İstediklerim ::.. => Hikayeler & Öyküler => Konuyu başlatan: Kuskün Çiçek - Mart 20, 2017, 02:19:23 ÖS

Başlık: Doğruluğun Gücü ( Okumanızı Tavsiye Ederim )
Gönderen: Kuskün Çiçek - Mart 20, 2017, 02:19:23 ÖS
Abdülkadiri Geylani hazretleri anlatır: İlim tahsili için evden ayrılırken annem, elbisemin iç kısmına görülmiyecek şekilde babamdan kalma kırk altın koydu. İhtiyaç hâlinde, bunları harcamamı söyledi. Sonra ağlıyarak dedi
ki:
- Allah sana selâmet versin! Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için, ilim tahsîline gitmene ve benden ayrılmana râzı oldum. Belki bir daha seninle görüşemiyeceğim. İnşâallah âhırette görüşeceğiz. Senden istediğim bir şartım var. Şartım şudur: Her ne olursa olsun, yalan söylemiyeceksin! Her zaman doğruluk üzerinde bulunacaksın!
Yola çıktık. Hemedan'ı geçince altmış kişilik bir eşkıya grubu yolumuzu kestiler. Herkesin parasını, kıymetli eşyalarını aldılar. Ben de bir kenarda, olup bitenleri seyrediyordum. Bir ara eşkıyânın biri yanımdan geçerken, şaka yollu neyin var diye bana sordu. Kırk altınım var, dedim.
Eşkıyâ beni dalga geçiyor zannederek, üzerimi aramadan çekip gitti. Başka bir eşkıyâ gelip, o da aynı şeyi sordu. Ona da "Kırk altınım var" diye cevap verdim. O da sözümü önemsemeyip, gitti. Bunlar reîslerinin yanında benden bahsedince, reîsleri beni yanına çağırıp sordu:
- Yanımda kırk altınım var diyormuşsun! Bizimle dalga geçmeğe utanmıyor musun?
- Hayır ben yalan söylemiyorum. İsterseniz, söküp bakabilirsiniz.
Eşkıyâdan birisi gelip, elbisemin içindeki gizli yeri söktü. Altınları çıkarttı. Reisleri şaşırıp bana sordu:

“Evlâdım biz senin üzerini aramadık. Gizli yerde olduğu için arasak da bulamazdık. Biz sorduğumuzda, "Bir şeyim yok" deseydin, geçer giderdik. Altınların sana kalırdı. Bu altınlara yazık değil mi, niçin doğruyu söyledin?”
Ben de, “Ben ilim tahsîli için Bağdat'a gidiyorum.

Annem yola çıkarken bana vasiyet etti ve dedi ki: "Ne olursa olsun yalan söylemiyeceksin." Ben de anneme söz verdim. Sözümde durmayıp, anneme ihânet edemem. Bunun için doğruyu söyledim.” dedim.

Bu cevabın karşısında, eşkıyâ reîsi bana dönüp ağlıyarak şunları söyledi:

- Bunca senedir, beni yaratan Rabbime verdiğim sözde durmadım. O'nun yasak ettiği işleri yaptım. Senin bu hâlin beni kendime getirdi. Hepinizin huzûrunda tevbe ediyorum.
Reîslerinin bu hâlini gören eşkıyâ, "Biz de tevbe ettik." diyerek, aldıkları bütün malları sahiplerine verdiler. İlk defa elimde tevbe eden, bu altmış kişidir.