Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Paylaşmak İstediklerim ::.. => Hikayeler & Öyküler => Konuyu başlatan: Kuskün Çiçek - Ağustos 11, 2017, 09:01:28 ÖÖ

Başlık: GERÇEK ŞÜKÜR ...
Gönderen: Kuskün Çiçek - Ağustos 11, 2017, 09:01:28 ÖÖ


İsa aleyhisselam bir ağacın altında duâ eden birini gördü. 
Dikkatlice baktığında adamın ayakları yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı.
İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise baras hastalığı olduğu anlaşılıyordu. 
Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi duâ ediyordu:
– Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden RABBİM! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!..
Hazreti İsa kötürüm adama yaklaştı:
– Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. 
Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?
Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam dedi ki:
– Efendi! ALLAH bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple Onu tanıyorum. 
Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de Ona şükrediyorum. Halbuki, dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde Onu tanıma sevinci, dilinde de Ona şükretme mutluluğu yoktur. 
Ama gel gör ki, ayakları topal, gözleri kör,bedeninde hastalıklar bulunan bu kötürüm adama RABBİM, bu sevgiyi ihsan eylemiş, bu nimetin farkına varma tefekkürünü nasip eylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyor da:
– Nice zenginlere vermediği nimeti bana veren RABBİM! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun! Diye teşekkürden kendimi alamıyorum.
Kafa gözü kapalı da olsa kalp gözü açık olan bu adama yaklaşan İsa aleyhisselam:
– Ver şu elini öyle ise! diyerek elinden tutar, eğilerek görmeyen gözlerinden öper.
Peygamberin dudaklarının değdiği gözler anında açılır. Karşısındakinin İsa aleyhisselam olduğunu görünce heyecanlanan adam:
– Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizelerin sahibi Peygamber değil misin? der.
İsa Peygamber:
– belirli olmuyor mu? deyince:
– Gözlerimden belirli oluyor da ayaklarımdan henüz belirli değil der. 
Tebessüm eden Hz. İsa:
– Sen hele bir ayağa kalkmayı dene! Deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayağa kalkar.
Ayakları üzerine dikilebildiğini anlayınca söylediği ilk sözü şu olur:
– Ey ALLAH'ın Nebisi, sendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na şükredeyim, diyerek hemen yere iner, başını secdeye koyar ve der ki:
– RABBİM! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak da lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl şükretmem gerekiyor bu eşsiz nimetler karşısında?
Bu sırada çevreden toplanan halk, gösterdiği bu mucizelerden dolayı İsa aleyhisselamın elini öpmek isterler. Ama ALLAH'ın Nebisi işaret eder:
– Benim değil secdedeki şu kötürüm adamın elini öpün!..
Halk der ki:
– Onu secdeye indiren nimetlere biz baştan beri sahibiz. Ama hiç birimiz onun duyduğu gibi bir mutluluk duymadık.
– Öyle ise, der, tefekkür edin, siz de düşünün.
Sözünü şöyle bağlar ALLAH'ın Nebi’si:
– Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyette sanır!