Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => Mahmut Çiçekdağı => Konuyu başlatan: Mahmut Çiçekdaği - Şubat 10, 2018, 10:41:10 ÖÖ

Başlık: Delal ile nela aşkı
Gönderen: Mahmut Çiçekdaği - Şubat 10, 2018, 10:41:10 ÖÖ

Hayatında tek bildiği denizlere açılmak olan delal Abdi paşanın emri ile Sırp sularına gönderilir. 1876 yılın mayıs 25 inde Sırp sularına girer. Savaşa ilk defa katılma stresi başlar ne yapacağını şaşırır. Askerlere Sırp sularından kimse çıkmamalı der korumaya başlar. Delal aleksa’nın komutanlığında bir Sırp gemisiyle karşılaşırlar çarpışmaya başlarlar delal in gemisi çok büyük hazar görmesine rağmen bırakmaz kayıp vermesine aleksa’yı püskürtür gemisinin hasarlarını gidermek için mecburi Sırp köyü (Prijepolje) semi pazara sığınırlar halkın karşılamasına memnun olan delal adamlarına inin bir yer bulun halkada zorluk çıkarmayın diye uyarır adamları dört bir tarafa dağılırlar. Delal in en çok güvendiği cezzar gelir paşam bir yer buldum. bojan diye bir ihtiyar bize yardımcı olacağını söylüyor der.Delal Cezzar’a yanına birkaç kişi al erzakları gemiden indirin bojanın evine götürün der cezzar tam gideceğinde hanede kaç kişi var diye sorar cezzar paşam kızı ile yaşıyormuş der cezzar oradan ayrılır delal biran önce bitirip hasarları denize dönmeyi düşünür ve abdi paşanın tayfaları dalabileceklerimi diye telaşlanır adamların içinde en şaşkın olan hürsel’i görür seslenir çağırır hürsel delal ın sesini duyunca
Hop geldim der delalin yanına gelir buyur beyin beni çağırdınız der delal hürsel git etrafı gez biraz bilgi edin der hürsel beyin nasıl ögreneceğim der delal etrafı dolaş kim ne konuşuyor savaşın son durumunu öğren der hürsel tamam beyim der gider delal içinden hürsel umarım eline yüzüne bulaştırmazsın der cezzar delalin yanına gelir paşam indirdik hasarları onarmaya başladık der ve ekler paşam hürseli göremiyorum der delal hürseli etrafı dinlemesi için gönderdim der cezzar paşam hürseli bilmiyor musunuz bir sakarlık yapar der delal bir şey olmaz derken hürsel sayıklaya sayıklaya gelir dediği anlaşılmıyor delal hürsel hürsel diye seslenir ama hürsel duymaz cezzar hürseli iteleyince hürsel ne iteliyon der cezzar hürsel kendine gel der hürsel geldim ne oldu der delal hürsel ne örgendin der hürsel hiç bir şey öğrenmedim beyim der bir peri gördüm der delal ne perisi der hürsel sanja diye mırıldanır delal cezzar al şunu götür bir şeyler taşısın der delal bojanın evine doğru giderken elinde agır çuvallar taşıyan bir kızı görür yardım için yanına varır yardım edeyim mi der kız siz Osmanlımızsınız der delal evet Osmanlıyım gemim hasar gördüğü için köyünüze mejburi sığınmak kaldık der kız elndeki çuvalı verir delal adınız denir diye sorar kız nela der nela senin adın ne der ama delal nelaya bakmaktan bir şey duyamaz nela size diyorum der adınız ne der delal de de delal diye zorla ismini söyler içinden hürsele benzedim der gülümser bojanın evine gelince delal siz bojanın kızımısınız der nela evet der Delal dalar gider içriden bojan gelir niye kapıda beklersiniz girsenize içeriye derken kızı nelayı görür kızım musafiri içeriye davet etsene der delal irkilir banamı dediniz der bojan komutan havamı çarptı der delal içinden havamı yoksa başka birşeymi anlamadım aklına birden hürsel gelir gülümser hay hürsel sana gülerken bende senin gibi oldum der içeriye girer delal bir Hıristiyan evi beklerken sanki köyünde kendi evine girer gibi hissetti delal bojan a dönerek müslüman mısınız der bojan evet ne oldu diye sorar delal br Hıristiyan bekliyordum diye cevap verir bojan gülümseyerek doğru yanılabilirsiniz köyümüzde hıristiyanda var ama biz birbirimize alıştık bana herkes bojan diye sesleniyorlar bende bojan ismine alıştım ben bu köye 1862 yılında yerleştim bir deniz korsanını yakalamak için peşine düştüm yakaladım bu köyde sonra burada kaldım asıl adım Mehmet Raşit edirnede demircilik yapıyordum sonra beni askere çagırdılar denizci olarak yapıyordum ve işte buradayım der sen nerelisin der delal Konyalıyım diye cevap verir delalin gözleri bojanın kızı nela dadır bjan fark eder ama belli etmez bojan söyle bakalım komutan bekliyenin varmı der delal hayır kimsem yok bir anam birde ben başka kimsemiz yok diye cevap verir bu esnada nela bu cevabı duyunca gülümser sanki bojan kızının gönlüne su dökmüştü bojan şu işleri bitirelim köyümüzdeki ileri gelen insanlarla tanıştırayım çok seveceğinizden eminim der delal başını salayarak tamam dercesine cevap verir gemiden tüm yükler inmiştir hürsel ile deli Ragıp gelirler hürsel konuşacağında deli rağıp söze girer komutanım gemide bir şey kalmadı gemiyi karaya çıkardık der selam verir geri döner giderken hürsel ulan deli hemen gidiyorsun şurada karnımızı doyursak der deli Ragıp de hele yürü işimiz çok yemek sırası değil der hürseli iteleyerek götürürken bojan kızına dönerek nela sofrayı hazırla komutan sizde adamlarınızı çağırın der delal hürsele dönerek istediğin oldu hürsel git adamları çağır gelsin der hürsel koşmaya başlar gemiye vardığında herkes yorulmuş oturuyorlar İstanbullu Sami onbaşı hürsel hiç yorulmamışsın şu yükleri bir yüklen hele der hürsel Sami onbaşı bırak yükü yemek yemek bojan yemek hazırlamış bizi bekliyor der yunus çavuş helal hürsel ilk defa düzgün bir iş yaptın der hürsel çok konuşmayın ben gidiyoruz sizde gelin der oradan ayrılır Sami onbaşı hürselden bize bir şey kalmaz bırakın biran önce gidelim der Sami onbaşı istanbulda mümeyyizdir (katibin yaptığı işleri kontrol eden ) askere çağırınca onbaşı olmuş yunus çavuş da askere gelmeden önce değirmende un öğütürmüş babası Halil çavuş babası askerde çavuşluk yaparken dünyaya gelmiş babası Halil çavuş Rus savasında 1789 yılında vefat edince anası Zehra hatun yunus çavuş deyince öyle kalmış bileği bükülmeyen biridir deli rağıp la büyümüştür Antalya da deli Ragıp çok uğraşmıştır askere gitmek için ama ayağının biri kısa diye almamışlardır deli Ragıp almazsanız almayın diyerek tüfeği omuzlanır dağa çıkar eşkıyalık yapmaya başlar Müslümanlara bir şey yapmaz Hıristiyanların malını erzaklarını alır Osmanlı askerlere verir namı deli rağıp diye tüm ülkeye yayılır derken savaş başlamıştır İstanbul’a gider istanbulda delal ın gemisini görür gönüllü tayfa arıyorlardır önce ismini yazdırır olmaz cevabını alınca gizlice girmek ister ama delal görür sen kimsin der deli rağıp antalyadan Ragıp der delal antalyada ne yapıyordun der rağıp hamaldım diye cevap verir delal bu ayakla ne yapabilirsin der deli rağıp ne iş verirseniz der delal tamam geç bakalım der deli rağıp gülümser delala sırp gemilerini Osmanlı sınırına geçirmeme emri gelince kendilerini (Prijepolje )semi pazarda bulurlar delal aklında abdi paşa vardır savaş ne yöne gidiyor diye ama yüreğinde nela delal bir hızla kalkar konuşmaya başlar yiğitlerim bian önce gemiyi tamir etmeliyiz vatan bizi ekler der önce hürsel ALLAHÜ EKBER der sonra bir agızdan haykırırlar ALLAHÜ EKBER diye bojanın özleri yaşarır helal olsun yediğiniz yemekler der bojan köy haklıda sizi yardım eder der sabah konuşuruz bir olup gemiyi tamir ederiz der delal içinden derin bir oooh çeker İçeriye elinde kahve ile nela girer delalın birden dünyası değişir gözlerini neladan alamaz bojan komutan kahveyi iç sonra yatsı namazına camiye gideriz orada birkaç kişi ile tanışırız eksik erzakları aletleri hazırlar sabah olunca detaylı konuşruz der kahveyi içerler tam giderken arkalarından bir ses duyarla bojan bojan diye bojan bakar komşusu drakan dır bojan hayırdır komşu birşeymi oldu camiye gidiyoruz der drakan yanındaki Osmanlı askeri değimli der bojan evet der gemileri hasar görünce bizim köye sığınmışlar der bojan delala dönerek bu drakan köyün en itibar sahiplerinden bir Hıristiyan ama Osmanlıyı çok sever der delal sevinir söze girer adım delal der drakan komutan hoş geldiniz drakan bojana dönerek yapacagım birey var mı dr bojan sabah konuşalım namaz geçiyor diye drakanın yanından ayrılırlar namazı kılarlar camiden çıkarken delal drakanı görür bojan bu namazdan önce konuştuğun kişi değimli der bojan bakar evet komutan bu drakan
Yanına varırlar bojan ne oldu drakan niye eve gitmedin der drakan sizi bekliyordum konuşmak için bojan sabah konuşacagız dedim ya drakan sabahı bekleyemedim yatacak yerleri varmı karnıları açmı onun için bekledim der delal gülümsedi drakan delala bakarak komutan ne oldu gülümsüyorsun dedi delal yaptığınız biz Müslümanların yapması gerekenler der bojan teşekkür ederek ayrılırlar yolda karşılarına uzub boylu yüzü solmuş bıyığı azgına girmiş gözlerinde şer akan biriyle karşılaşırlar delal bojana dönerek bu suratsız herif kim der bojan köyümüzün müslümanın yüz karası birtürlü kurtulamadık der delal adı nedir bunun bojan Osman kendine karaosman diyor ama yakışıyor yüreği yüzü kara aslında zift demesi gerek der delal niye böyle konuşuyorsun diye sorunca bojan bu insan müsvettesi kızıma yangın köyde kaç kişiyi şikayet etti Sırplara Sırplar alıp gidiyor geri gelmiyorlar b insan kılıklı Sırpların köpeği der delal desene tam bir bela diyerek yola devam ederler karaosman bojan görünce başını sallayarak güler delal hey ne oldu başını sallıyorsun der karaosman yok bir şey der delal nerelisin der karaosman istabulluyum der delak devam eder konuşmaya askerliğini yaptın mı diye sorunca karaosman hayır ne askerliği deyince delal da başını sallar bojana dönerek yolumuza devam edelim- der eve varınca delal deli ragıbı çagırır Ragıp gel buyaraya deli Ragıp emret komutanım diye selam durur delal kara Osman diye biri var onu al gel der deli Ragıp bojana kim dercesine bakar bojan ben size göstereyimde komutan ne oldu ne yapacaksın diye sorar bir şey yok konuşacagım bir işim var der ve deli Ragıp tez gitgel gelmezse zorla getir diye son sözü söylerler bojanla deli Ragıp çıkarlar bojan önce kahveye bir bakalım der deli Ragıp burada kahve varmı şaşırarak sorar bojan var der kahveye varırlar karaosman oturuyor yanında bela tiplerle konuşuyorlar bojan kahveci hacı veliye bakarak hacı ne oluyor bu kara denen kendi gibilerini doldurmuş der bojanın yanına bir adam gelir selam diyerek söze karışır bojan akşamdan beri bu kara denenle uğraşıyoruz bolan ne oldu dimitar ne yapıyorlar dimitar milletten para istiyorlar der deli Ragıp durun hele şimdi anlarız der ve karaosmanın yanına gider deli Ragıp önce selam verir selamün aleyküm diyerek söze başlar ama kara Osman pişkin pişkin ne istiyorsun neye sesini yükseltince deli Ragıp yumruğunu sıkar ama bir şey etmeden konuşmasına devam eder seni komutan çagırıyor diye söyler kara Osman git komutanına söyle o buraya gelsin diyerek ayak ayak üstüne atar deli Ragıp iyice sinirlenir kara osmanın ayagına vurur kara Osman ayaga kalkınca deli Ragıp bir tokat vurarak veri öptürür çok konuşma düş önüme der kara osmanın yanındaki adamlar ayaga kalkınca deli Ragıp Osmanlı tokadını isteyen varsa gelsin deyince hepsi otururlar dimitar bak analar ne koç doğuruyor der bojan deli ragıpa hadi gidelim komutan bekler derler yola koyulurlar delalın yanına varınca delal hürseli çagırır hürsel gel buraya diye bagırır hürsel buyur bey ay komutanım diye cevap verir delal al şu kara Osman deneni üstüne asker kıyafeti verin ve etrafı köyün her yerini temizlesin başından ayrılma bir şey dewrse ver falakayı der kara Osman ne diyorsun komutan burası sırp burda askerlik olma diye konuşur delal Osmanlının olduğu heryerde askerlik olur götürün şunu elimde kalmadan der hürsel alıp giderken her taraf temiz olacak diye söylenir kara Osman giderken delala bir bakarki hürsel birden çeilir deli Ragıp hürsel ne oldu korktunmu diye sorunca hürsel biz ancak Allahtan korkarız ne korkmazı bu herifin bakışında şerr akıyorda çekindin böyle kişiler pislik atmaktan geri kalmaz der deli Ragıp gülümser onlar atsın biz temizleriz der kara osmanı götür hürsel deli Ragıp düşünmeye başlar nena deli ragıbı görünce ne oldu bey sorar deli Ragıp birsey yok diye cevap verir ama nen bir şeyy olacagını sezercesine başını sallayarak gider delal hürseli çağıracagın da bir grup gelirler kara osmanı serbest bırakın derler delal gür bir sesle siz kimsiniz de bana emir veriyorsunuz der içlerinde hep leş belalısı çakal bimo karaosmanı serbest bırakmazsanız biz karışmayız deyince deli Ragıp bir adım öne gelirve bir tokat vururki çakal bimo yere düşünce hepsi bir adım geri çekilirler
Hürsel siz Osmanlı komutanı tehdit ederseniz ha gitmezseniz kelleriniz gidecek bunu iyi belleyin der
Çakal bimoyu sansar ılaz kaldırır bimo buradan gidelim tekrar geliriz kim olduğumuzxu gösteririz der çakal bimo tamam ılaz toplanın gidelim der giderken çakal bimo bu burada bitmedi der hürsel biz buradayız gelebilirsiniz musafirlerimizi iyi agırlarız der nena delalın gözlerine bir bakarki delalın sanki yüreği deliniyor du delal deli ragıbı çagırarak evin etrafına nöbetçi ekle fazlaca bunların ne yapacağı belli olmaz der deli rağıp yanına beş altı adam alır evin etrafına götürür bojan delalı öksürerek yanına çagırırır bojan bu çakal la sansar rahat durmaz komutan bir şeyler yaparlar yakında kokusu çıkar der delal bojan siz gidin rahat uyuyun biz nöbetteyiz der bojan gider evine ama içi hiç rahat değildir sabah kalktıklarında kapıyı biri öyle vuruyorki sanki kapı yıkılacak ve bojan diye bagırıyor titrek bir sesle bojan dur vurma kapıya geliyorum kimsiz diye sorar kapıyı vurar ben hanan çabuk gel bojan der bojan aceli bir çekilde kapıyı açar hananın eli yüzü is elbiseleri yanık bir halde bojan ne oldu hanan diye sorar dimitra nın evi ve birkaç ev yandı birileri içeriye ateş atmışlar evler önemli değil dimitra nın kızı yangında yanmış deyince bojanın başından aşagıya su dökülürcesice terlemeye başlar oldugu yere yıkılır zorla vah dimitra diye ses çıkarır bojan komutan diye bağırır delal ne oldu bojan der bojan gel he neler olmuş diye cevap verir delal bojanın yanına gelince komutan dimitranın kızı evini yakmışlar der hanan söze karışır dimitra nın evinin orada çakal bimo ile sansar ılazı görmüşler der delal çakal bimoyu araması için deli rağıbı çağırır deli ragıp gelir emredin komutanım diye selam durur delal deli rağıp yanına üç beş kişide aşl çakal ile sansar denen kişileri bulun bana getirin der deli rağıp bir şey sorarcaktı komutan delalın yüzündeki ifadeyi görünce bıraktı ama sustu sessizce ayrıldı yanına üç kişi alarak çaakal ve sancarı aramaya çıktı köyü gezdi yoktu bulamadı kçyün çıkışında bir küçük ev vardı evin kapısını çaldı sıska bir adam çıktı buyurun de ragıp biz çakal ve sansar diye birini arıyoruz dedi adam onlar benden uzak dursun dedi ama deli ragıp adamın halinden şüpelendi kusura bakmayınız dedi ayrıldı adamlarına evi kuşaldın işareti yaptılar çakal ve sansar bir kuyudan çıkarken ragıpla göz göze geldiler deli ragıbın üzerine saldırdılar ama adamları çakal ve sansarı öldürdüler ragıp evin sahibine dönerek alın bunu dedi vardılar delalın huzuruna delal çakal ile sansar nerede dedi deli rağıp olanları anlattı delal kara osmanı getirin dedi asker selam vererek durdu komutanın kara osman kaçmış dedi delal gidin nelayı gözetin dedi ama içeriye bojan girdi komutan komutan diye bağırarak delal dur bojan sakin ol bir anlat dedi bojan durdu soluk aldı nela yok dedi delal toplanın hazırlanın diye emir verdi tutuklu adama dönerek sen söyle bakalım kara mi siyah mı o nerede dedi adam delal ın gözlerine baktı dağda bir magra var onun yanında küçük bir oyuk gibi bir yer var orada olabilir dedi çıktılar dağa baktılar ama kara osman hiçbir yerde yoktu tam dağdan imecekken hürsel bir dal parçası bulur ve sessiz olun işareti yapar delal hürselin yanına gelerek ne oldu hürsel diye sorar hürsel dal parçasını gösterir delal e ne olmuş der hürsel kara osman burada bey der delal bekleme işareti yapar deli rağıp etrafı izlemeye başlar ileride bir taş parçasının yanında birikmiş otları görür adamlarına orayı gösterir otu çevrilirler kkara osman delal ı ve askerleri görünce ortaya çıkar elinde bir bıçakla durun yoksa nela ölür der delal duru diye işaret eder delak kara ne istiyorsun der kara osman buradan gitmek der lafını bitirmeden deli ragıp arkadan kılıcını saplar ve otları açınca nelayı görür elini ayağını çözer delalı çağırır komutanım nela burda diye bağırır delal gelir ve nelayı alır bojana götrürür bojan kız<ı nelaya bakar ve elini tutar elini delala teslim eder delala dönerek kızımı al gidin buradan der delal deli rağıba dönerek hazırlanın gidiyoruz der hürsel bey ben kalsam der ve sözüne deli raıpda katılır komutanım ben de kalsam der delal tamam dercesine gözlerini yumar halil çavuşu çağırır hazırlıkları hızlandırın der bojan sessiz durunca delal bojan ne oldu sessizsin der komutan kara osmandan korkuyorum der
Bojan artık bitti der rahat ol der ama bojanın içi rahat değildir hazırlıklar biter gemi hazırşanır denize açılırlar bojan gözden kayboluncaya kadar bakarlar bojan gemi gözden kaybolunca önce tüm gücüyle bir oh çeker olduğu yere çöker tamam dua edeceği sırada bojanı adamlar çevirir
Karşısında kara osmanı ve veliboru görür karaosman Osmanlılar nerede diye sorar boja bir şey demez veibor etrafı gezer gemi izlerini görür kara osmana seslenir kara osman gelir velibor gemi ile kaçmışlar der kara osman bojana dönerek kızındamı gitti der bojan bir şey demez kara osman kılıcını çeker bojanın kalbine saplar velibor bir gemi bulur delalın peşine düşerler
Kara osman ne yaptıysa bir türlü bulamaz velibora istanbula gidelim onları orada sıkıştırız der istanbula inerler veliboru marya görür belibora sorar ne arıyorsun istanbulda der velibor birini arıyoruz der marya dün gelen gemidemi der velibor kim geldi der delal komutan birde bizim oradan bir kız vardı der velibor maryanın elini tutar karaosmana götürür karaosman marya yı görünce velibora ne oldu velibor der velibor maryanın anlatacağı var der
Marya dün bir gemi geldi delal komutan ve bizim oradan bir kız der karra osman nela der karaosman onları nasıl bulabiliriz der marya size edin yardım eder kara osaman kim bu edin der velibor bizim oara demirci ivan varya işte onun oğlu der karaosman tamam götür bakalım der
Marya bir hana götürür marya edin diye seslendirir şişman üstü başı yağlı piskokulu biri gelir ne oldu marya der karaosman edin diye birini arıyoruz der adam buyurun benim der karaosman önce birazçaşırır sonra kendine gelir biz delal komutan diye birini arıyorum der edin delal ne olmuş komutana der karaosman bir kız kaçırdı onun için bulmamız gerekli edin o şuan saraydadır akşamüzeri çıkarlar namaza camide olurlar der karaosman sen bizi camiye götüt der edin maryaya bakar marya başını sallar edin tamam der önce oturun karnızı doyurun der karaosman tamam der oturlar yemeği yerler akşam olur edin hadin gidelim camiye der varırlar camiye karaosman ile velibor ayrılırlar karaosman delalı görür velibora işaret eder velibor iç kişiyi delalın yanına gönderir safa geçecekleri sırada bir asker selam vererek durur komutanın Rüstem paşa sizi çağırıyor acilmiş der delal namazdan sonra gideriz der asker komutanım hemen gelsin diyor delal tamam bari gidelim der delal Rüstem paşanın yanına selam vererek girer buyurun paşam beni çağırmışsınız acilmiş beni Rüstem paşa delal otur bakalım der Rüstem paşa bir haber geldi karaosman diye biri istanbula girmiş seni arıyormuş akşam ezanında camide tuzak kuracakmış der delal paşam teşekkür ederim delal bu karaosman sırpda zulüm eden bir kişi nelanın peşinden gelmiştir der delal selam vererek çıkar halil çavuşu çağırır hemen adamları topla der halil çavuş selam verir adamlarını toplar hazır vaziyette bekler halil çavuş bir adam gönderir karaosmanın yerini öğrenmesi için delal halil çavuşa hadin gidiyoruz der halil selam verir atalara binerler tam gideceklerinde halil çavuşun adamı gelir kulağına bir şey söyler delal çavuş ne oldu der halil çavuş karaosmanın yerini bulduk komutanım der delal nerdeymiş der halil çavuş hancı edinin yanındaymış der delal hadin bakalım şu karaosmanı yakalayalım der askerler hana gelir edine karaosman nerede der edin sizi dün akşam ezanında camide göreceklerdi ama siz gidinde komutan onlarda gitti marya ile der delal kim bu marya der edin cafer beyin bakıcısı der delal ha tanıdım delal cafer beye bir selam verelim der varırlar cafer beyin evine cafer bey delalı görünce nereden esti bu rüzğar komutan der delal selam verir cafer bey biz maryayı arıyoruz der cafer bey buğum yanında ikitane suratsız adamlar vardı ikigün izin aldı gitti der delal nereye gidebilir biliyormusunuz der cafer bey ne oldu komutan der delal cafer bey sonra anlatırım nereye gitmiş olabilirler cafer bey bir arkadaşı vardı onun gibi sırp dajana isminde balkhanenin oralarında kalıyormuş der delal selam vererek oradan ayrılırlar delal halil çavuşakim bu dajana bir öğrenin der halil çavuş bir adamına işaret eder gönderir delal bizde şu balıkhaneye gidelim bir tanıyan vardır der varırlar balıkhaneye delal birkaç kişiye sorar dajana yı yılan gibi zehirli biri der arkasında kasap naci diye biri var balıkhanin belaları der halil çavuşun saldığı adam gelir kulağına bir şey söyler delal kulağını bırak direk söyle der adam dajana sırpda çakal bimonun eski karısıymış der delal demek o soysuzun ha der şu kasap denenin yerini bulalım der halil çavuş hancı edinin evin yanında komtanım der delal habi bakalım umarım şimdi yakalarız der varırlar kasap nacinin evine delal kasap naci dajana nerede der kasap naci içeride ne oldu der delal çağır bakalım bir ona soracaklarım var dajana çıkar ne var komutan der delal karaosmanı soracakken komutan hiç uğraşma sen önce bimonun hesabını ver der delal verecek hesabım yok ama senin verecek hesabın var der kasap naci hayırdır komutan bir şey varsa bana de kadınıma değil der delal kasap naci karaosmanı arıyoruz söyle bakalım yerini der kim bilmiyorum halil çavuş askerlere bir göz işaret etti hepsi silahları çektiler kasap naci delal komutan silahları indirt bizde devletimin askerine silah çekmeyiz sıkmayız sizin dediğinizi bilmem ama marya ile drugi adlı gemiye bindiler der delal çavuş bunlar kaçacak der delal biran önce yakalayım der tamam ata bineceklerinde bir asker gelir komutanım evinize saldırı yaptılar nelayı kurtalamadık der delal karaosman diye bağırır vardılarında limandan gemi kalkmış bir gemi bulup peşine düşerler ama yakalayamazlar karaosmanı kaybederler delal Prijepolje )semi pazarda yakalarız der varırlar Prijepolje )semi pazarına karaosman beklemektedir delalı karaosman gel bakalım komutan şimdi konuşma sırası bende der delal biz köpeklerin dilinden anlamayız onları havlatrmayız dişlerini döker canını alırız der karaosman velibora ipi hazırlamasını söyler karaosman seyret bakalım komutan der birkaç kişiyi asar ve nelayı getirmelerini söyler nela getirince delal nelaya korkma diye gözlerini yumar nela karaosmana ne yapacaksan yap havlama der karaosman komutanın yanında duralı sesin çıkmaya başlamıştır der halil çavuş damlarına işaret yapar nelaya ip geçmeye başlayınca silahlar sıkılır delal nelaya doru koşar ama nelaya kurşun gelmiştir delalın kucağında canını verir delal nelayı oraya bırakır karaosman diye bağırır halil çavuş karaosmanın delala doğru birkaç adamla gittiğini görür karaosmana doğru koşmaya başlar ama geç kalmıştır karaosman silahını ateşlemiştir delalın göğsünü telip geçmiştir halil çavuşta silahını sıkar karaosmanın alnından vurur velibor karaosmanın düştüğünü görünce korkar ama halil çavuşa doğru silahını doğrudur ama oda bir kurşunla yıkılır geriye birkaç kişi kalı marya< halil çavuş ve iki üç asker
Ve son
Başlık: Ynt: Delal ile nela aşkı
Gönderen: Özgür Kız - Şubat 10, 2018, 11:17:55 ÖÖ
 eys
Başlık: Ynt: Delal ile nela aşkı
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Şubat 10, 2018, 11:19:51 ÖÖ
 eys