Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Dini Bilgiler ::.. => Konuyu başlatan: Mahmut Çiçekdaği - Haziran 27, 2018, 07:42:24 ÖÖ

Başlık: OSMANLI’DA KOMŞULUK VE DAYANIŞMA
Gönderen: Mahmut Çiçekdaği - Haziran 27, 2018, 07:42:24 ÖÖ

 
Medeniyetleri bencil ve diğerkâm şeklinde iki guruba ayırabiliriz. Diğerkâm; kişisel yarar gözetmeksizin başkasına yararlı olmaya çalışan kimse olmak demektir. Bencil kelimesinin zıttı olarak da kullanılır.
Osmanlı İslâm Medeniyetinin kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i şeriflerde, kardeşlik ve yardımlaşma anlamına gelen diğerkâmlığın Allah’a giden bir yol olduğu ön plâna çıkartılmıştır. Osmanlı’daki hayır müesseselerinin kaynağınının İslâm olduğunu ifade eden d’Ohsson: “Kur’ân, Türkleri, dünyanın bütün milletlerinin en hayırlısı ve en insan severi haline getirmiştir.” demiştir.
Böyle bir anlayış üzerine kurulan bir medeniyette; insana sevgi, saygı, yardımlaşma, çevresine zarar verecek davranışlardan kaçınma gibi ahlâkî değerler yeşerir. Orta Çağ Batı dünyasında, özlemi çekilen ideal topluma ait kitaplar yazılırken, İslâm dünyasında bunlar yaşanmaktaydı. Toplumların en küçük yapısını oluşturan ailenin fertleri arasında yaşanan bu medenî hayat, toplumun her kesiminde yaşanıyordu. Kaynağı İslâm olan bu hayat, Osmanlı toplumunun her alanında geçerliydi.
  Osmanlı şehrinde mahalleli; mahallenin yönetiminden, emniyetinden, sokakların bakım ve temizliğinden, çöplerin toplanması ve imhasından, çocukların gözetilmesinden, yeni yapılar ve çevre ile ilişkiler hakkında nihai kararlar vermekten sorumluydu. Fukaranın, kimsesizlerin, yaşlıların korunması, mahallelinin yarışarak gerçekleştirdiği görevler olarak yüksek heyecanla yerine getirilirdi.
  Gelenekten beslenen bir kültür olan komşuluk, doğumdan ölümüne kadar, iyi ve kötü günlerde sevinç ve kederi paylaşmak ve yardımlaşmaya dayanırdı. Bir doğum olduğunda komşular hemen anne ve çocuk için yiyecek, içecek bir şeyler götürerek ziyaret ederdi. Daha sonra çocuğun ihtiyacı olan giyecekler ve aileye maddi destek sağlayacak hediyelerle “bebek görmeye” gidilirdi. Sünnet ve düğün törenlerinde aynı şey tekrarlanırdı. Yeni ev alanlara hediye ile “hayırlı olsun” denirdi. Hastalık ve ölüm zamanlarında komşular üzüntü sahibini hiç yalnız bırakmazdı. Bütün bunlar içindir ki cenaze kefenlenip evden ayrılacağı zaman komşularından haklarını helal etmeleri istenirdi. Komşular, cenaze defnedilinceye kadar görev şuuruyla hareket ededi. Zekât, sadaka, fitre gibi yardımlarla ihtiyaç sahibi komşular öncelikli olarak gözetilirdi.
  Osmanlı mahallesinde komşuluk hukuku, kardeşlik hukuku gibiydi. Çocuklar komşuya gönül huzuruyla emanet edilirdi. Yatsı namazına gitmeyen cemaatin nerede olduğu, hasta olup olmadığı soruşturulurdu. Mahalle imamı, saygın bir konumda mahallenin her derdine koşardı. İhtiyarlar, gençler tarafından saygıyla dinlenir; tavsiyelerine harfiyen uyulur, talepleri emir telakki edilirdi. Mahalleli çocuklarda gördüğü yanlışa kendi çocuğuymuş gibi müdahale eder; kırmadan incitmeden uyarırdı. Nitekim kendine güven ve emniyet hissinin sağladığı hoşgörü, sadece çocuklara değil; azınlıklara da gösterilirdi. Azınlıklar, kendi mabetleri etrafında ayrı mahallelerde örgütlenmiş olmakla beraber, Müslüman mahallelerinde de aynı komşuluk ilişkileri içerisinde yaşarlar; komşuluk, kültüründe onlar ayrı tutulmazdı.
  Mahallede sosyal sınıf farkı yoktu. Zengin ve fakir aynı yerde oturur; dışarıdan bakıldığında, evlerin mimarisinde bile zenginlik göze çarpmazdı. Geçmiş ve geleceğin birlikte yaşandığı; insanların aynı mektepten eğitim, aynı dergâhlardan feyz aldığı; sosyal mesafelerin ve iletişim bozukluklarının olmadığı mahallede, dingin bir hayat sürülürdü.
Başlık: Ynt: OSMANLI’DA KOMŞULUK VE DAYANIŞMA
Gönderen: Özgür Kız - Haziran 27, 2018, 10:26:29 ÖÖ
 eys
Başlık: Ynt: OSMANLI’DA KOMŞULUK VE DAYANIŞMA
Gönderen: Kuskün Çiçek - Temmuz 01, 2018, 01:06:21 ÖS
 eys bravoo