Seni sevmek, acıklı bir sirk gösterisinde
Hem ağlayıp hem ıslık çalmaya benziyordu
Mendil büken alkışlar bırakıp gerisinde
Kuliste yapayalnız kalmaya benziyordu
Nesline kusur sayıp türeyiş miladını
Şova hazırlamaktı idmansız celladını
Göbek bağıyla asıp kendi öz evladını
Sallanan cesedine gülmeye benziyordu
Aslında seni sevmek, lutfuna eriş için
Azrail gaspetmekti cennete giriş için
İstihareye yatıp hayırlı bir iş için
Ruyayı kırk kabusla bölmeye benziyordu
Anasondan kurtarıp Allah’ın ayyaşını
Kumara yöneltmekti dara düşmüş başını
Yoğun bakımdan çıkmış hastanın göz yaşını
Isırgan yaprağıyla silmeye benziyordu
Günahla sıvamışken gençlik denen süreyi
Sofiler meclisinde kınar oldum çareyi
Son rekatta unutup en bilinen sureyi
Namazı yeni baştan kılmaya benziyordu
Hayali bir kurbana sahte tekbir getirip
Şaha zekat vermekti servetini bitirip
Atlas okyanusunda mavi boncuk yitirip
Renk körü bir talihle bulmaya benziyordu
Velhasıl seni sevmek en bilinmez oyunu
Kurala uydurmaktı süresini boyunu
Ömür boyu arayıp ölümsüzlük suyunu
Bulduğu gün sevinçten ölmeye benziyordu...
Ali ERDİNÇ