Bu gece son defa karşına geçip,
İlk defa sevgimi söyleyeceğim.
Ve cevap vermeni hiç beklemeyip,
Elim dudağımda ``sus`` diyeceğim...
Şaşkınlık taşacak yeşil gözünden
Sözlük utanacak herbir sözünden.
Kurduğun ukalâ cümle yüzünden
``Kibirin kendine has`` diyeceğim...
Kahkahan bölecek sonra sözümü
Şaka sanacaksın ciğer sızımı
Masada parlayan keskin kozumu;
Bıçağı gösterip, ``kes`` diyeceğim...
Yuh olsun tek damla kanım akarsa!
Azmimi gururun yıkar yıkarsa.
Sabrım küfürümden baskın çıkarsa,
``Kendini haddince kas`` diyeceğim...
Bir garson ``Emriniz var mı?`` diyecek,
İştah mı kalır ki lokma yiyecek?
``Rakı ver, yanında şalgam içecek;
Kadehe bolca buz bas`` diyeceğim...
Zaptolmam kendimden böyle geçmişken
Daha konar mıyım hazır uçmuşken?
Necip Fazıl gibi, gedik açmışken;
``Ne yönden esersen es`` diyeceğim...
Çok görmem sevdada çömezsen eğer
Aşk aşını benle yemezsen eğer.
Nuh deyip, Peygamber demezsen eğer;
``Aynı hamam aynı tas`` diyeceğim...
Kumarda aşığı şans geri teper
Kaybetsem, melekler alnımdan öper.
Elimde dört as var, sende dam döper
Restine gülerek ``pas`` diyeceğim...
Gönül bu, bulunca bunuyor işte.
Herkesi vefalı sanıyor işte.
Güle de, ota da konuyor işte.
``Ne yani... Küsersen küs`` diyeceğim...
Bu yürek yıllardır haraptı zaten.
Tattığı her neşe seraptı zaten.
Közlendi, kavruldu, kebaptı zaten;
``Seninki üstüne sos`` diyeceğim...
Madem ki hislerim boş bir masalmış,
Mantığım ruhumdan intikam almış.
Cinayet çeşidi keyfine kalmış
``İster vur, istersen as`` diyeceğim...
Baktım ki fayda yok, herşey boşuna;
İnadın çıkmıştır dağlar başına.
Tek cümle söylerim bunun peşine:
``Çekildim, yokum ben. Pes!`` diyeceğim...
Son buldu içimde yeşeren kuşku
Bir gecede yıktın bu sırça köşkü.
Ağzımdan burnumdan getirdin aşkı
``Dilerim kan irin kus`` diyeceğim...
Ali ERDİNÇ