Ben de gidiyorum ya, bu sokaklar kim bilir
Yarından itibaren kimlere vatan olur...
Zannetmem ki hiç kimse ben kadar arşınlasın;
Belki birkaç gönülsüz, küs adım atan olur...
İçinde hep -ukte-dir tanıyan tüm kulların
’’Hey gidi günler’’ derdi, dili olsa yılların.
Ayak izimden mahcup, taş döşeme yolların
Kirli kaldırımında yüzüstü yatan olur...
Duydum; Müslüman semte salyangozcu dadanmış!
En gözüpek kavganın sebebi en ’’su’’ dan mış.
Yeşerir sanmasınlar, kök dibinden budanmış;
Boşa hasat bekleyip, bahara batan olur...
Namımız karaborsa, ismimiz bedavaymış...
Gölgemdeki çakallar, şimdi kazanovaymış.
Uzadıkça uzadı... Meğerse ne davaymış!
Ben hayrıma devrettim, pahalı satan olur...
Eminim basıp gitsem, binbir özür sunarlar
O zaman, ne demeye hep nefsimi sınarlar?
Bilenler hak verir de, bilmeyenler kınarlar
Üçüncü şahısların dilinde ’’utan’’ olur...
’’Geçmişi sildim’’ dedim, ’’kaçtı’’ diyenler olmuş.
’’Sahipsiz köyde ünvan saçtı’’ diyenler olmuş.
’’Baktı pabuç pahalı, göçtü’’ diyenler olmuş
Oysa karşıma gelse, dilini yutan olur...
Sabır elma değildir, kilo ile tartılmaz
Haya ucuz bez değil. Sündürmekle yırtılmaz.
Yumruğumdan kurtulan, kalemimden kurtulmaz
Yer yarılsa yedi kat cürmüyle batan olur...
Ali ERDİNÇ