Issız yaylalarda güneş batıyor
Toros dağlarında akşam üzeri
Uzanmış tepede yalnız yatıyor
Seni kimler yoklar Yörük mezarı
Kurumuş bir ardıç durur başında
Ne bir ad var ne de tarih taşında
Terki dünya etmiş hangi yaşında
Nice canı saklar Yörük mezarı
Bu ıssız dağlarda geçer mi günler
Sohbete gelir mi periler cinler
Çobanlardan yanık bozlaklar dinler
Gamına gam ekler Yörük mezarı
Üşür müsün kışta tipi boranda
Nedendir bu hüzün sızın nerende
Devran dönüp bahar yaza erende
Açarsın çiçekler Yörük mezarı
Virane taşında bir baykuş öter
Soğuk toprağında çıyanlar yatar
Gün gelir başında bir fidan biter
Sarar seni kökler Yörük mezarı
Keçeye sarmışlar şalvarın soyup
Bir yatak sermişler toprağı oyup
Bir bahtsız mevtayı bağrına koyup
Göç etmiş Yörükler Yörük mezarı
Belli değil ölü genç mi yaşlı mı
Sırma belikli mi inci dişli mi
Elma yanaklı mı beyaz döşlü mü
Çekilmez bu yükler Yörük mezarı
Nice Yörük çadır kurdu bu yurda
Nicesi yem oldu kuş ile kurda
Sen taştansın dayanırsın her derde
Dayanmaz yürekler Yörük mezarı
Biri dağın biri suyun başında
Biri yalnız Bokluboyun başında
Biri Yazıgöl’de Sayın Başı’nda
Bir Fatiha bekler Yörük mezarı
Mülki basa basa taşa kevene
Gezerim dağlarda deli divane
Senin evin benim ruhum virane
Çöktü üstte gökler Yörük mezarı
(Aslan AVŞARBEY)