Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => Gülsen Tunçkal => Konuyu başlatan: Kuskün Çiçek - Ekim 15, 2018, 09:42:33 ÖS

Başlık: Öyle Değil Mi Çocuklar
Gönderen: Kuskün Çiçek - Ekim 15, 2018, 09:42:33 ÖS
Uzun zamandır tatlı yemeyen ben, lüks bir pastahanenin önünde durup albenisi olan türdeki pastalara bakarak, gönlümü gezdirmiştim. Neler yoktu neler, envayı çeşitleriyle
kazandibi sütlaç demişti iç sesim, garsona siparişi verdiğimde salonun en ucunda kılığı kıyafeti pek de uygun olmayan bir genç kıza gözüm takılmıştı.
 
Telefonla
konuşan kızı takip eden gözlerim, yanında hazır ve nazır olan garsona çevrilmiş, bir dondurma lütfen, yanında da bir şişe su demiştim. Garson - Emredersiniz, yalnız
sizin yanınıza ben aslında dediğinde anlamıştım - O genç bayanın sesinden rahatsız olup olmadığımı söyleyecektiniz, öyle değil mi?
 
 Garson - Nereden bildiniz, deyip
gülümsediğinde Ben - İnsanları yakın markaja alıp, biraz fazla gözlemlediğinizde, ama bir şartla, onlara hissettirmemek kaydıyla olmalı bu eylem. Pastahane gayet sakindi,
genç kadın birilerine veryansın ederek, daha fazla bekleyemeyeceğini ima ediyordu, maksat önündeki pastayı yemek değil de adeta didiklemekti.
 
Garson  yirmili yaşlarda genç
ve tecrübesizdi, aklıma birden,Garson gence yardımcı olup, tecrübelerimden faydalandırmak gelmişti, başka bir arzunuz var mı diye sorduğunda
- Çikolatalı pasta istemiştim,
-Buyurun dediğinde,  gencin yüzüne dikkatle baktıktan sonra; Sizin yaşınızdan çok, çok büyük 3 çocuğum var, okuyor musunuz dediğimde - Evet teyze, sonra da pardon
hanımefendi dediğindeyse - Rica ederim oğlum, teyze diyebilirsin demiştim. Bana, sizin konuşma tarzınız ve yaklaşımından cesaret alarak bir şey söylemek istiyorum dediğinde
elbette sorabilirsiniz demiştim.
 
Köşede oturan o genç bayan buraya sıkça geliyor ve devamlı telefon konuşmaları yapıyor, bu hareketleriyle sanki benim dikkatimi çekecek
hareketlerde bulunuyor dediğinde - Nereden ve nasıl anladınız diye sorduğumda, her geldiğinde aynı masaya oturarak demişti. İçeriye alış veriş için girenlerin haricinde,
bir çift daha girmiş, karşı masalardan birine oturmuşlardı, genç garson onların siparişini alırken! Salonun uç kısmında oturan o genç hanım, yanıma gelerek; Oturabilir miyim
dediğinde, elimle yer gösterip buyurun demiştim, bana bir şey alır mıydınız meşrubat veya pasta dediğinde, ben size ikram edeyim demiştim. Teşekkür edip bu muhitte oturup
oturmadığımı sorduğunda, hayır demiştim, peki siz dedim, o da hayır demişti.
 
Neden geldiğimi merak etmediniz mi dediğinde evet ettim demiştim. Ben o garson çocuk için
geliyorum dedi. Merak edip, nasıl diye sormadan! Vallahi neden yanınıza geldiğimi bilmiyorum, sadece içgüdüsel ama yüzünüzün temizliği beni size çekti desem, dediğinde.
O garson genç ile ne alaka, demeden genç hanım; Ya, aslında uzun bir hikaye, bana tahammül ederseniz vaktiniz de varsa anlatayım .
 
Ben - Kardeşimi bekliyorum,
Beşiktaş'ta işi vardı, o gelene kadar elbette demiştim ki, genç bayan başlamıştı hikayesine. Yıllar önce Yugoslavya'dan göç etmişler, o dönemlerde annesinin tek çocuğu
varmış, yani bu hanım kız. Genç hanımın babası vefat etmiş, sonra bu garson gencin babası ile evlenmiş, bu genci Türkiye'ye kaçırmış. Kadının İstanbul'da akrabaları
varmış, hafiye gibi takip ederek bu genç garsonun oturduğu muhiti, sokağını, okulunu ve çalıştığı yeri yani pastahaneyi bulmuşlar. Yugoslavya'daki, anneannesi, dedesi,
annesi ve bu kız hep beraber İstanbul'a gelip buraya yerleşmişler. Kız ortaokulu bitirip konfeksiyon atölyesinde annesiyle beraber çalışıyormuş, patronuna durumu
anlatınca da, aileye yardım mahiyetinde kıza müsaade etmiş, kardeşin üvey dahi olsa sahip çık, en azından annenin hatırı için demiş, ve başlamış bu tatlı kız kardeş takibine.
 
Sizi, annemden bir babamdan ayrı bu gençle konuşur görünce! Haliniz, tavrınızdan cesaret alıp geldim, ne olur bana yardım edin dediğinde çok üzülmüştüm. Ona, bu çok önemli
bir durum, öyle ki, bu tür vakıalar ters sonuçlar doğurabilir, bence siz bu pastahanenin sahibiyle iletişime geçin, dediğimde hanım kız üzülmüştü.
 
Kardeşimin pastahanenin
kapısından girdiğini gördüğümde bize selam vermiş, kim bu hanım yoksa hayranlarından biri mi dediğinde gülüşmüştük, yok burada tanıştığım bir hanım kız demiştim. O
esnada genç bayan; Tebessümle yoksa siz şarkıcı mısınız? Hayır, ama tabiri caizse şaireyim demiştim. İsminin Cemile olduğunu söyleyen bayan, sizi blogtan takip ederim,
kim bilir yine buralara yolunuz düşer, belki o zaman kardeşime! Ablası olduğumu söylemiş olurum, annem hasta dediğinde, gözlerim yaşarmıştı, elimi öpüp başına koyduğunda,
Allah sizlerle beraber olsun inşallah diyebilmiştim. Genç hanım bana; Teyzecim, şayet her şey istediğimiz gibi gelişir ve kardeşimle bizler yan yana gelebilirsek, size
blogtan mutlaka ulaşacağım, belki de kardeşimle ulaşacağız dediğindeyse, çok mutlu olurum, talihiniz açık olsun deyip, hesabı istemiş ve ayağa kalkmıştık.
 
Garson çocuk  paranın üzerini getirdiğinde bahşişini alıp teşekkür etmiş ve göz göze geldiğimizde de, Bu hanım kızla ben Anne ve kızı gibi sohbet ettik, sizin de  iki kardeş
gibi sohbetler edeceğinizden hiç ama hiç kuşkum yok, her ikiniz de bana dua edin lütfen, yarın Danimarka'ya çocuklarımın yanına uçacağım, bir anne için evlatlar ne ise, evlatlar için de Anne o olmalı öyle değil mi çocuklar dediğimde kız ağlayarak bana sarılmıştı ki, ben de kendimi tutamayıp gözyaşımı akıtmıştım. Umarım, o yavrucaklar
birbirleriyle kavuşup, buluşmuşlardır, psikolojisi bozulup hasta olan anneleri de inşallah iyileşmiştir. Başımdan geçen anlamlı bir İstanbul anımı sizlerle paylaşmak istemiştim, saygılarımla.

Gülsen Tunçkal