Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => Yavuz Dogan => Konuyu başlatan: Kuskün Çiçek - Ekim 18, 2018, 12:33:04 ÖS

Başlık: Kırgın / III
Gönderen: Kuskün Çiçek - Ekim 18, 2018, 12:33:04 ÖS
Meğer sevda, hüsranın gölgesinde gizlenmiş
Yüreğin için için çarpmasıymış sadece.
Meğer umut, efkârın bağrında filizlenmiş
Bir kuşun kanadını çırpmasıymış sadece.
Meğer gece, sabahın nuruyla temizlenmiş
Yıldızların güne göz kırpmasıymış sadece.

Geç anladım, geç gördüm; affet ey deli gönül
Kusurumu bağışla, senden af diliyorum… -

III.) Suskun…

Oysa biz, kırılmanın anlamını yok sayıp
En beyaz elbiseyi dikmiştik siyah için.
Oysa biz, gökyüzünün her halini kutsayıp
Karanlığın kahrını çekmiştik sabah için,
Tövbeler biriktirip ekmiştik günah için.

Oysa biz, bildiğimiz her şeyin üzerine
Aslında hiç yoktunuz, “hiç”tiniz yazacaktık.
Oysa biz, yemin edip Hüseyin üzerine
Çölleri yudum yudum içtiniz yazacaktık,
Günah ekip eyvahı biçtiniz yazacaktık.

Oysa biz, yazamadık hüsranı satır satır
“Ben” olmuş boynumuzu büktük “biz”in üstüne.
Ne “eyvallah” istedik, ne gün saydık ne hatır
Yalnız “Enel Hak” derken çöktük dizin üstüne,
Aşikârı sır kılıp döktük gizin üstüne.

Kim kırdı kolumuzu, kim tuttu elimizden
Hangi saat takvimden gün tüketti ki sustuk?
Kim bıktı, kim usandı yorgun emelimizden
Kim umuda sürgünü mecbur etti ki sustuk,
Kimin gücü vebale bunca yetti ki sustuk?

Dilimiz lâl kesildi, gönlümüz Sahra Çölü
Sustuk, suskunluğumuz inerken bir ırmağa.
Ne gerçektik ne yalan, ne diriydik ne ölü
Sustuk, korkularımız sinerken bir ırmağa,
Sustuk, cümlelerimiz dönerken bir ırmağa.

Madem sustuk, suçumuz sabit görüldü madem
Büktüğümüz boynumuz kıldan incedir artık.
Gözlerimizin önü sisle örüldü madem
Yarının var oluşu dünden öncedir artık,
Gördüğümüz son rüya suskun gecedir artık.

Takvimlere not düşüp saatleri kurarak
Her sabah gün doğarken kurşuna dizin bizi.
Gökkuşağını vurup kalemleri kırarak
Mutsuz düşlerimizle meçhule çizin bizi,
Sessizce gölgesine defnedin gizin bizi.

Nasılsa karanlığı terk eden suçlarımız
Tövbekâr bir geceden arşa çıkacak bir gün.
Nasılsa nasırlarla süslü avuçlarımız
Zifirin günahını güne yıkacak bir gün,
Yıldızların yüzüne aşkla bakacak bir gün.

Şimdi sen, köhne dünya; ruhu kaybolmuş kukla
Madem kuytularında gezdiğimiz duvarsın
Gel de yarattığımız intiharı tutukla
İmzamızın üstünde isim yazmasın varsın,
Bil ki sen, bizim seni gördüğümüz kadarsın.

23.04.2010

Beylikdüzü

Yavuz Doğan