Kim bilir hangi aşka ağlıyorken gökyüzü
Islanacak oluşu, yalnızca onun suçu… -
Sormayın sakın bana; hangi düşle uyanıp
Yanacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Gördüğü rüyaların hepsini gerçek sanıp
Kanacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Kararmış geceleri, gizlediği günahla
Çekip gittiği günü, simsiyah bir sabahla
Ve kim bilir, aşkını; hangi suç, hangi “ah”la
Anacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Kardelenler solarken avuçlarında bir gün
İsmim yankılanırken kulaklarında her gün
Sevdasını firarda, yaşadığını sürgün
Sanacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Göç etmiş yıldızların sahipsiz muradına
Terk edilmiş düşlerin lanetlenmiş adına
Ağlayan bülbüllerin güllerin kanadına
Konacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Üşüyen bedenini işgal ederken telaş
Yorgun bakışlarından sızarken bir damla yaş
Kollarında kavrulmuş bir aşkın yavaş yavaş
Donacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Attığı her adıma siyah güller dikerek
Kirpiğinin ucundan sağanaklar dökerek
Gecikmiş eyvahını, sevdama diz çökerek
Sunacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
28.02.2009
Beylikdüzü
Yavuz Doğan