Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Şairlerimiz ve Sizin Şiirleriniz ::.. => Yavuz Dogan => Konuyu başlatan: Kuskün Çiçek - Ekim 19, 2018, 04:49:31 ÖS

Başlık: Bu Bir Suç Duyurusudur…
Gönderen: Kuskün Çiçek - Ekim 19, 2018, 04:49:31 ÖS
Aziz ve muhterem büyüklerim.

Sunmuş olduğunuz imkânlar, sağlamış olduğunuz istihdam, kurduğunuz demokratik sistem, yansız ve tarafsız adalet, var ettiğiniz “halka sadece haber verme ihtiyacı doğrultusunda hareket eden medya “ ve “Dünya Barışı” adına attığınız olumlu adımlar için size teşekkür etmek istiyorum.

Ya da böyle bir girizgah yaparsam beni ciddiye alacağınızı ve belki yazdıklarımın bir kısmını okuyacağınızı düşünmek gibi ütopik beklentilerim var benim.

“Ütopik”

Elalemin “Word” programı bile “hayali” olarak düzeltiyor ve farkında değil doğruyu söylediğinin.

Nasıl farkında olsun ki garip?

Darbe planları da Kuran mealleri de kural tanımaz yasa metinleri de komplo teorileri de yıkım emirleri de torpil notları da fezleke sunumları da ihbar mektupları da milletvekili yeminleri de atama emirleri de YGS sınav soruları da evlenme aktimize dair bilgiler de faturalarımız da fişlenmelerimiz de tutanaklarımız da idam fermanlarımız da onun sırtından yürüyor nicedir.

“Hayali” zannediyor bizi.

Yazık…

Oysa ne çok şey var bilmediği ya da bizim biliyor olup doğru zannettiğimiz, onun “hayali”; benim “ütopik” zannettiğim…

Neyse, ne diyorduk?

“Ütopik”

Anamın ak sütünü tekrar tadabileceğimi düşünmek kadar güzel, babamı tekrar görüp ellerinden öpebileceğimi düşünmek kadar yürek acıtan bir tansık.

Ve evladımı emanet etmeyi düşünmediğim ve fakat mecbur bırakıldığım bir paradoks word programının bahsettiği.

Koyu siyah önlüğümüz, yaka diye taktığımız kolalı kartonlar, sokak aralarında oynadığımız oyunlar ve annemizin bize seslendiğinde suratımıza düşen hüzün kadar gerçek üstelik.

Yanisi, büyüyeceğini düşünmek kadar uzak, büyüdüğünü kabullenmek kadar zordur bu ülkede “Ütopya” sevgili word kardeşim.

Yanisi, çocukluğunu silah sesleri arasında geçirmek, büyüdüğünü o silah seslerini daha büyük, daha asker silahların suskunluğuyla anlamak, gençliğini - büyük paşaların, kelime anlamını nasılsa kimse bilmiyor diye “anarşist” diye isimlendirdiği - siyah beyaz resimlerinden tanıdığın adamları anladığını zannederek geçirmek, hep yorulmak, hep üzülmek ve hep inanmak demektir “Ütopya”…

Büyümek, seninle büyümüşlerin - ölümün adını bile bilmezken - ölmüşlüğüyle katmerlenmek, acı duyduğunu sanmak ama hiçbir şey anlamadan saatlerin takvime çalıştığını idrak etmek demek “Ütopya”…

Henüz 17 yaşında “Gazi Mahallesi” denen cehenneme girip “neden? ” diye kalakalmak, kaçamamak tepende ne aradığını anlayamadığın helikopter sesinden, korkmak; bir önceki sene “Sivas” denen güzel şehrin aleviyle kavrulmak, yandıkça karanlığa karışmak, karanlığa karıştıkça yanmak, yandıkça yanmak demek “Ütopya”…

Büyüdükçe anlamak, anladıkça kahrolmak, kahroldukça seslenmek, sesine ses bulamadıkça kırılmak, kırıldıkça yalnızlaşmak, yalnızlaştıkça umutsuzlaşmak, umutsuzlaştıkça umuda umut ekleme gayretine girmek, hep ama hep güneşi yakalamaya gayret etmek demek “Ütopya”…

Gençliğini kantinlerde - seve seve - harcamak, orta yaşlarını enteresan bir düzenin yanında, hiç de anlayamadığın bir biatla tapınan bir güruhla geçirmek, kızmak, korkmak, telaşlanmak, haykırmak ve hep anlatmaya çalışma gayretiyle geçirmek.. Başka bir şeydir “Ütopya”…

Ukala tavırların ve kelime düzeltme mesain dışında pek de bir işin olmadığı için benim klavyemde, bilmezsin de sen asıl ütopyanın ne olduğunu…

Asıl “Ütopya” sevgili word kardeşim, 1993 yılının 2 Temmuz sabahı, ağzının kenarındaki salyalara Allah adını bulaştırarak, bu ülkenin aydın insanlarını katlederek, bilinçsiz, sorgusuz, sualsiz, her şeye “eyvallah” eden bir güruh yaratma eyleminin ilk adımlarını atan eli kanlı katillerin hesap vermesidir..

Olmamıştır, olamamıştır ama mutlaka olacaktır. İşte senin “hayali” dediğin “Ütopya”, o gün gerçeğe dönecektir.

O sene ve o gün doğanlar yarın 19. Yaş gününü kutlayacak.. Ve 19. Kaybediş yılını anımsayacak 35 tertemiz yüreğin aileleri..

İsmimle, cismimle, yüreğimle ve tüm inancımla yanlarında olacağım 19 yıldır olduğum gibi..

Bu bir suç duyurusudur sevgili word kardeşim.

Hangi kelimemi nasıl düzelteceğini öğretmiştir mutlaka sevgili büyüklerim..

Aynen öyle değiştir işte dediklerimi.

Ve şöyle söyle o emperyalist yaratıcına:

“O duman, o kül, o inanç seni yok edene kadar dimdik burada duracakmış Yavuz Doğan.”

Ve ekle:

“Kendini ihbar ediyormuş…”


Yavuz Doğan

01.07.2012

- Sivas diye geçsin tutanaklara… -

Yavuz Doğan