Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Şiir Fm Şairlerimiz ve Şiirlerimiz »»-(¯`v´¯)-» => ..:: İbretlik Sesli Hikayeler ::.. => Konuyu başlatan: мυαммєя αнмєт - Mart 10, 2021, 10:35:12 ÖÖ

Başlık: Miraç gecesi ne oldu
Gönderen: мυαммєя αнмєт - Mart 10, 2021, 10:35:12 ÖÖ
#siirfm  #miracgecesi  #seslisiirler  #ibretlikseslihikayeler
Sadece Hz. Muhammed' e nasip olan Miraç Mucizesi nedir ?
Nasıl vuku bulmuştur ?

Seslendiren: Muammer Ahmet Sağlam
https://www.youtube.com/watch?v=GsbJ5IxzMAQ
konunun orjinali https://siirfm.org/ibretlik-sesli-hikayeler-b145.0/
Edebiyata Şiire ve Şairlerimize destek olmak için abone olabilirsiniz
https://www.youtube.com/Webailemcom/?sub_confirmation=1

Miraç gecesi ne oldu


Miraç kandili yani miraç gecesi ayet ve ve hadislerle sabittir ve müslümanların iman ettiği bir olaydır.

Peygamber efendimizin yaşadığı en büyük mücizelerden biridir miraç,

Kelime anlamı itibari ile isra yani gece yürüyüşü, gece yolculuk etmek anlamına gelir,
Miraç ise yükselmek, yükseğe çıkma anlamına gelmektedir.

Miraç hadisesi peygamber efendimizin, peygamberliğinin 12. yılında mekkedeyken gerçekleşmiştir.
Miraç hadisesi Recep ayının 27. gecesi Cenabı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimizle (asm) birlikte Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmiştir.



Miraç mucizesinin nasıl gerçekleştiği Kur’an’da, İsra ve Necm surelerinde anlatılmıştır.

İlgili ayetler şöyledir:

“Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi,
Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O'dur.”[6]

“O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı.
Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu.
Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti.

O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı.
Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz?

And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü.
Sidre-i Müntehâ’da gördü. Ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır.
O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı.
And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.”[7]



MİRAÇ GECESİ NASIL OLDU

Hazreti Peygamber (asm) Mescid-i Haram’dan (Mekke'den),
Mescid-i Aksâ'ya (Kudüs'e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi.

Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz. Musa'nın (as) makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı,
daha sonra Mescid-i Aksâ'ya geldi.

Orada içlerinde Hazreti İsa, Hazreti Musa ve Hazreti İbrahim’in de bulunduğu,
peygamberler topluluğu kendisini karşıladı.

Hazreti Muhammed (asv) bu peygamberlere imam olarak onlara iki rekat namaz kıldırdı.

Bu hadiseden sonra Hazreti Peygamber’e (asm) iki kap getirildi ki;
kabın birisinde şarap, diğerinde süt vardı.
“Bunlardan hangisini istersen, al!" denildi.
Peygamberimiz (asm) sütü seçti.

Cebrail (as), Peygamberimiz’e  "Sen fıtratı seçtin,
eğer sen şarabı almış olsaydın, senden sonra ümmetin azardı.
Sütü tercih etmekle sen de fıtrata yöneltildin, ümmetin de fıtrata yöneltildi.
Şarap size haram kılındı!” dedi.

Semanın bütün tabakalarına uğradı.
Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz. Adem, Hz. Yahya ve Hz. İsa,
Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz. Harun, Hz. Musa ve Hz. İbrahim gibi peygamberlerle görüştü,

Onlar kendisine “Hoş geldin!..” dediler, tebrik ettiler.
Sonra her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beytü'l-Ma'mur'u ziyaret etti.

Bundan Sonra Hz. Cebrail (as) ile birlikte sidretü'l-müntehâ'ya geldiler.

Sidretü’l-müntehâ
kökü altıncı kat gökte
gövdesi dalları yedinci kat göğün üzerinde,
gölgesiyle bütün gökleri ve cenneti gölgeleyen,
yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri küpler kadar, bir ağaçtır.


Refref ve Öteler Ötesindeki Buluşma

Cebrail (as), Peygamberimiz’i yukarı götüre götüre, nihayet (kaza ve kaderi yazan) kalemlerin cızırtılarını işitecek kadar yüksek bir yere çıkardı.

Peygamberimiz cennetten,
yemyeşil bir Refref 'in yani tabiri caizse (ipek döşeğin) birden ufku kapladığını gördü.
Peygamberimiz Refref’in üzerine oturdu.
Cebrail (as), Peygamberimiz’den ayrıldı.
Peygamberimiz ; Aziz ve Cebbar olan Rabbine yükseltilip yaklaştırıldı.

Peygamberimiz, Yüce Rabbinin:
"Korkma ya Muhammed, Yaklaş!" buyruğunu işitmeye başladı.
Nihayet, hiçbir kimsenin hiçbir zaman erişememiş olduğu yakınlık makamına,
İlahî kabule, İlahî ikram ve ihsana nail oldu!

İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre,
Peygamberimiz (asm): "Ben, Yüce Rabbimi gördüm!" buyurmuştur.

Peygamberimiz Miraç’ta Cenab-ı Hakk’a selam yerine bütün mahlukatın ibadetlerini hediye etmiştir. Efendimizin Cenab-ı Hak ile olan bu konuşması,
bütün müminlerin miracı olan namazlarında okudukları tahiyyatın sözlerinden oluşmaktadır.
Bu konuşmanın meali şöyledir:

Peygamberimiz (asm) Cenab-ı Hakk’a hitaben:

“Bütün tahiyyeler, bütün mübarek şeyler, bütün salâvat ve duâlar ve bütün kelimat-ı tayyibe
Allah’a mahsustur, şeklinde hitab vermiştir.

Bunun anlamı “Bütün varklıkların bütün peygamberlerin,kamil insanların, evliyaların halleriyle ve dilleriyle yapmış oldukları ibadetleri ve tesbihlerini, onların namına sana hediye ediyorum; sana mahsustur.” demektir.

Bu selamın üzerine Cenab-ı Hak da Resulüne (asm):
“Selâm olsun sana ey Peygamber!” şeklinde mukabele de bulunmuştur.

Bunun üzerine Allah Resulü de:
“Bize ve Allah’ın salih kullarına selâm olsun.” şeklinde cevap vermiştir.

Bu konuşmaya sidretü’l-müntehada tanık olan Cebrail (as) da
Allah’ın şahitlik etmesini emretmesi üzerine

“Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına şehadet ederim.
Ve Muhammed’in (asv), Allah’ın elçisi olduğuna da şehadet ederim.” diyerek şehadet etmiştir.

Miraç’ta cereyan eden bu karşılıklı sohbetteki sözlerin, müminlerin miracı hükmünde olan namazda okunması sünnettir. Bu şekilde her mümin bütün şuurlu ve şuursuz mahlukatın ibadetlerini kendi ibadeti içerisinde Cenab-ı Allah’a takdim etme şerefine ulaşmış olur.


Mirac’ta Peygamberimize Verilenler

Peygamberimiz’e Mirac ta şu üç şey verildi:

1. Elli vakit namaz sevabına denk, beş vakit namaz verildi.

2. Bakara sûresinin son iki âyeti verildi.

3. Peygamberimiz’in ümmetinden olup da, Allah'a şirk koşanlar  hariç (büyük günahlar) bağışlandı.


Nitekim bir hadiste bu hediyeler şöyle ifade edilmiştir:

“…Miraçta Hz. Peygambere şu üç şey verildi: 
Beş vakit namaz
Bakara Suresinin son kısmı (Amenerresul)
ve bu ümmetten Allah’a şirk koşmadan ölen kimsenin günahlarının bağışlanacağı hususu (söz verildi).

” (bk. Müslim, İman, 279).

Yüce Allah:

"Yâ Muhammed
Bu namazlar, her gün ve gecede, beş namazdır!
Amma, her namaz için, on sevab vardır!
Bu, yine, elli namaz demektir.

Bende söz bir olur, değişmez!


Her kim, bir hayr işlemek ister ve onu yapmazsa,
o kimseye (bu iyi niyetinden dolayı) bir sevab yazılır,
yaparsa on sevab yazılır.

Her kim de, bir kötülük yapmak ister, onu yapmazsa, ona bir şey yazılmaz.
O kötülüğü yaparsa, bir günah yazılır!" buyurdu.

Peygamberimiz’e (asm) Cennetin Gösterilişi

Yüce Allah, Peygamberimiz’e  vahyedeceğini vahyettikten sonra,
Peygamberimiz, Cebrail (as) tarafından cennete götürüldü.

Cennetin eni, göklerle yer kadar olup.
Peygamberimiz orada:

İnciden, yakuttan, zebercetten,.. köşkler, cennetin toprağını da, misk kokar bir halde buldu.

Peygamberimiz, cennette;
iki yanında içi boş inciden yapılmış kubbeli evler ve dizili bir ırmak da gördü ki, inci, yakut çakılları ve misk üzerinde akıp gidiyordu.

Peygamberimiz:
"Ey Cebrail! Nedir bu?" diye sordu.
Cebrail (as): "Bu, sana Yüce Allah'ın vermiş olduğu Kevser ırmağıdır!" dedi.
Kevser ırmağının suyu da, baldan daha tatlı ve sütten daha ak idi.


Peygamberimiz’e (asm) Cehennemin Gösterilişi

Peygamberimiz dünya semasında kendisini güler yüzle karşılayan melekler arasında,
yüzü hiç gülmeyen, cehennemin bekçisi Malik adındaki bir melekle de karşılaşmıştı.

Peygamberimiz, onun kim olduğunu Cebrail (as)’dan sorup öğrenince,

Cebrail (as)’a:

"Cehennemi bana göstermesini ona emretmez misin?" diye sormuştu.

Cebrail (as) da:

"Olur!" diyerek, cehennemin bekçisi Malik'e: "Ey Malik! Muhammed’e (asm) cehennemi göster!" demişti.

Malik; cehennemin üzerinden örtüsünü açınca, cehennem öyle kaynamaya ve kabarmaya başladı ki,
Peygamberimiz onun gördüğü her şeyi yakalayıp yakıvereceğini sandı.

Hemen, Cebrail (as)’a:

"Ey Cebrail! Malik'e emret de, onu yerine geri çevirsin!" buyurdu.

Cebrail (as) da, cehennemi yerine çevirmesi için, Malik'e emretti.

O da, cehenneme:

"Sakin ol!" dedi.

Cehennem, çıkmış olduğu yerine girince, Malik onun üzerine örtüsünü tekrar örttü.

Peygamberimiz cehennemdeki susuzluk azaplarını, azap zincirlerini, azap yılan ve akreplerini,
oradaki azaplardan daha bazılarını da gördü.

Peygamberimiz (asm), bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

"Eğer benim bildiğimi sizler de bilmiş olsaydınız, muhakkak ki, pek az güler ve çok ağlardınız!"



Peygamberimiz’in (asm) Mekke'ye Dönüşü

Peygamberimiz, Mekke'ye dönmek üzere,
Beytü'l-Makdis mescidinin kapısına bağladığı Burak'a binip Mekke'ye döndü.
Peygamberimizin İsrâ ve Miracı, bir gece içinde, yatsı namazı ile sabah namazı arasında vuku bulmuştur.