600 yıl dünyaya hükmeden Osmanlı ve torunları olan bugünkü nesil. Hep dile getirilir Osmanlı’nın büyüklüğü, hoşgörüsü, terbiyesi, din bilgisi, merhametliliği, paylaşımcılığı, çalışkanlığı…
Bu sıfatları bir sayfa dolusu çoğaltmak mümkün.
Bugün elinize bir gazete alın ve üçüncü sayfasını açın. Nerde kavga, nerede cinayet, kim kime tecavüz etmiş, kim eşini dövmüş nerede toplumun kanayan yarası varsa o sayfalarda görebilirsiniz.
O kadar ihtişamlı, o kadar hoşgörü sahibi, o kadar yardımlaşmayı seven bir toplumun evlatları ve torunları bu hale geldi. Yada getirildi. Nedir bizi bu duruma sokan yada bu hale gelmemize sebep olan nedir?
Aklıma üç cevap geliyor hemen.
Birincisi ya bize yalan söylediler önceden de biz böyleydik. İkincisi biz onlardan değiliz. Osmanlı ayrı bir toplumdu şimdiki toplum ise başka yerden uzaydan, sağdan soldan geldi. Üçüncüsü de bizi çok fazla baskı altında tuttular ve üzerimizden baskı kalkınca bozulmaya müsait yapımız ortaya çıktı ve bozulduk hemen.
İşin içinde şu da var elbette. Toplumun hepsi mi böyle? Üçüncü sayfa olayları tüm toplumu bağlamaz. Üç beş, on, 100 kişiye bakarak koca toplum yargılanamaz. Elbette bu doğru yargılanamaz. Ancak bozulduğumuzun tek göstergesi tecavüz, dayak, kavga değil. Nereden tutarsanız tutun bir önceki ile şimdi nesil, toplum arasında dağlar kadar fark var. Bunu her alanda gözlemlemek mümkün. En başta dediğim gibi ya bize yalan söylediler biz önceden böyleydik diye, yada biz bozulmaya müsaittik zaten sadece fırsat arıyorduk. Bu sorunun cevabını çok bilinmeyenli denklem gibi. Ancak bir bilinmeyeni de toplumun ahlak yapısının çökmesi ve kaybolmasıdır.
Yazı Bana aitir. Kendi Düşüncem ve Fikirlerim..Bilmeden Bi Kusurum Olduysa Affola.../
08.05.2013 K.Mecit[
[/color]