Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Site Hakkında Gelişmeler »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Güncel Haberler ::.. => Görsel Eğitim Setleri => Kullanılmayan Bölümler => Her Telden => Konuyu başlatan: Fatih - Kasım 23, 2013, 10:48:50 ÖÖ

Başlık: Diziler 'kanser' ediyor
Gönderen: Fatih - Kasım 23, 2013, 10:48:50 ÖÖ
(http://cdncms.zaman.com.tr/2013/11/23/kanserrdizii.jpg)

Her dönemin amansız hastalığının filmlere konu olmasına yabancı değiliz. Bugün de kanser, dizi ve filmlerde birbirinden trajik hikayelerle işleniyor. Psikologların dikkatli işlenmesi konusunda uyardığı senaryolarda eleştirmenlere göre ise abartılmadığı sürece bir sorun yok.

Yeşilçam klasiklerinden aklımıza kazınan sahnelerden biri de başroldeki oyuncunun öksürüklere boğulduktan sonra gördüğü kanlı mendilidir. Dönemin amansız hastalığı verem, filmdeki iyi yürekli kadının da başına gelmiştir işte. Kurgu ne kadar saçma olursa olsun hikâye öyle dokunaklı gelir ki film bittiğinde seyirci bir kâbustan uyanmış gibi olur.

    Neyse ki ince hastalığa çare bulundu, korkulu rüya olmaktan çıktı. Bugün bütün dünyanın mücadele etmekte zorlandığı hastalık ise kanser. Türkiye’de de her yüz kişiden yirmisinin karşılaştığı bu hastalık, dizi ve film senaryolarında çoktan yerini aldı. Yayındaki dizilerden Güneşi Beklerken’de Jale’ye  konulan kanser teşhisi ile senaryo farklı bir boyut kazandı. Uzun süredir yayında olan Lale Devri’nde önce başröldeki Çınar’ın oğlu Çınar Berk, daha sonra Zümrüt kanser oldu. Son dönemde başlayan A.Ş.K. isimli dizide ise Şebnem karakteri üzerinden hastalık oldukça trajedik şekilde işlenilmeye devam ediyor. Daha önce de Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Asi  gibi birçok dizide de bu konu ele alındı. Yıllardır senaristlerin çözümsüz sorun bulmada ilham kaynağı olan kanser, çoğu zaman senaryonun tek drama malzemesi oluyor. Senarist ve televizyon eleştirmenlerine göre yanlış olan kanser hastalığının işlenmesi değil gerçeklikten uzak bir şekilde melodrama dönüştürülmesi. Dönem dizilerinden birinde hastalığının yeniden nüksettiğini öğrenen genç kızın, ‘Sevdiklerimin gözünün önünde ölmek istemiyorum.’ diyerek yurtdışına kaçmak istemesi, bunu başaramayınca da intihara kalkışması bunun örneklerinden biri. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Aslında senaristler kansere yer verme konusunda yapımcılardan çoğunlukla olumsuz geri dönüş alıyor. Ancak bu konuyu işlediklerinde de deyim yerindeyse suyu çıkarılarak dizi trajedi yumağına dönüştürülüyor.

    Çağın vebası kanserin senaryolarda işlenmesi durumu sadece Türkiye’de yok. Hatta Batı dünyasında gerçek boyutları ile işlenerek filmin ana konusu bile olabiliyor. Finali olan ancak Türkiye’de şu sıralar en çok izlenenlerin başında gelen Breaking Bad de bunlardan biri. Dizide kimya öğretmeni olan Walter White, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için bir araba yıkamacıda ek iş yapar. Bir gün ileri derecede akciğer kanseri olduğunu öğrenen White, ailesine daha çok katkı sağlamak için uyuşturucu ticaretine girer. Bunu yaparken de “Şimdiye kadar namuslu yaşadım ancak kanserden başka bir sonuç elde edemedim.” düşüncesiyle hareket etmektedir. 

‘Hastalık yanlış işlenmemeli’

Senarist Necati Şahin’e göre bu hastalık Batı’daki dizilerde bizim kadar duygusallığa saplanmadan, çok daha rasyonel işleniyor. Senaryoya yerleştirilen konu ne olursa olsun gerçek hayattaki uzmanlarına danışılıyor. Örneğin geçtiğimiz yıla kadar sekiz sezon boyunca yayınlanan ve reyting rekorları kıran House dizisinde tıp fakültesinden danışmanlık hizmeti alınmıştı. Türkiye’de uzun çalışma saatleri ve haftalık periyoda yetiştirme çabalarından bunun pek mümkün olmadığını söyleyen Şahin, “Her şeyimiz gibi dizimiz de uyduruk.” diyor. Necati Şahin’e göre bir diğer sorunumuz ise filmle gereğinden fazla özdeşleşme: “Bizde Yeşilçam’dan gelen kendini perişan ederek izleme algısı var. Eskiden seyirciyi sinemadan sedye ile çıkarırlardı.”

    Kanseri insan hayatında ani bir değişime yol açtığı için ‘aydınlatıcı bir hastalık’ olarak niteleyen Necati Şahin, hastalığın bu yüzden birçok popüler filmde kullanıldığını söylüyor. Senarist olarak kanserle değil ölümle ilgilendiklerini söyleyen Şahin’e göre bir insanın ölümle nasıl yüzleştiğini anlatmak için bu hastalık iyi bir konu. Eleştirilmesi gereken ise hastalığın yanlış işlenmesi. Şahin, lenf kanserinin kullanıldığı Asmalı Konak dizisinde abartılı bir trajediye yer verilmesini ve o dönemde doktorların haklı olarak diziye itiraz etmelerini hatırlatıyor. Çünkü bu hastalık en çok tedavi edilebilen kanser türlerinin başında geliyor.

‘İdealist dönemlerin çok uzağındayız’

Kurgunun gerçek hayattan beslendiğine dikkat çeken televizyon eleştirmeni Tayfun Atay’a göre rahatsız edici olsa da dizi ve filmlerde bu konuların işlenmesi kaçınılmaz. Atay, Batı’da bu hastalığın çok daha sert kurgulandığını belirterek, “Orada kurgulandığının onda biri burada olsa şimdikinden çok daha büyük bir sorun olarak tartışırdık bunu.” diyor.

    Tayfun Atay, yapımcılardan bu hastalıkla gerçek hayatta mücadele edenin psikolojisini dikkate almasının beklenebileceğini söylüyor. Nihayetinde bu, ahlaki bir sorumluluk kapsamında düşünülebilir. “Eleştirileri anlayabiliyorum, ama sektörü de biliyorum.” diyen Atay’a göre reyting derdindeyken hastalarla empatiye en son sıra geliyor. Olumlu haber ise dizilerde bu konuları işleyenlere kılavuzluk eden uzman ve danışmanların olması. Tayfun Atay, sektörden seyirci konumundaki hastayı ve hasta yakınını olumlu yönde etkileme gibi bir misyonun ise pek beklenemeyeceğini düşünüyor. Çünkü böylesi idealist dönemlerin çok uzağındayız, özellikle ticari olarak.

‘Melodrama çevrilmemeli’

Televizyon eleştirmeni Tuna Serim ise bu konuda tedavi yöntemlerine dikkat çekilebileceğini söylüyor. Dizilerde yaşamın içinden konuların işlenmesi gerektiğini belirten Serim, “Ama bu melodrama çevrilmemeli, daha umut verici şekilde işlenmeli.” diyor. Örneğin hastalığın dünyadaki gelişen yöntemleri dizide işlenebilir. KİM Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nden Psikolog Ömer Akgül de hastalığın bir son gibi sunulmasını doğru bulmuyor. Böyle bir yaklaşımın kanser hastası bir izleyicinin ya da yakınının mücadele ruhunu zayıflatacağını söyleyen Akgül, “Ölüm algısı yeniden kurgulanabilir.” diyor.


http://www.zaman.com.tr/cumaertesi_diziler-kanser-ediyor_2170992.html (http://www.zaman.com.tr/cumaertesi_diziler-kanser-ediyor_2170992.html)
Başlık: Ynt: Diziler 'kanser' ediyor
Gönderen: Kuskün Çiçek - Şubat 27, 2017, 06:40:59 ÖS
 eys bravoo bravoo
Başlık: Ynt: Diziler 'kanser' ediyor
Gönderen: вαşκαп - Ekim 14, 2017, 01:11:17 ÖS
(http://i.hizliresim.com/ZZNddG.gif)
Başlık: Ynt: Diziler 'kanser' ediyor
Gönderen: Özgür Kız - Eylül 19, 2018, 01:11:23 ÖS
 eys