Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Dini Bilgiler ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Kasım 24, 2013, 10:53:37 ÖS

Başlık: Boşu Boşuna
Gönderen: Fatih - Kasım 24, 2013, 10:53:37 ÖS
Ahirete inanan bir insan için mühim bir gerçek vardır ki, o da burada hiçbir şey ahireti feda etmeye değmez. Bir manada ahiret mezraası olan, tohum ekme yeri olan bu dünya, içindekilerle beraber zaman zaman insanın gözüne gönlüne o kadar hoş ve şirin gelir ki, onları elde etme ve daim sahip olma hissi her tarafını kaplar. Bu hengamda hiç onların fâniliğini, ahiretin bütün gerçekliğiyle hemen iki adım ötede kendini bekliyor olduğunu hatıra getirmez veya getiremez.

Kimileri bütün bir hayatı bomboş, manasız görür ve öyle geçirir. Bunların yemeleri boşuboşuna, içmeleri boşuboşuna, evlilikleri boşuboşuna, sa’y u gayretleri boşuboşuna, dolayısyla bütün bir hayat bomboştur. Kur’an bunların hallerini anlatırken, imanı inkar edenlerin (Mâide, 5/5).. Allah’ın indirdiği buyrukları beğenmeyenlerin (Muhammed, 47/9).. müşriklerin (Tevbe, 9/17; Zümer, 39/65).. münafıkların (Tevbe, 9/69).. Allah’ın gazabını celbedecek şeylerin peşine düşüp, O’nu razı edecek şeylerin peşine düşmeyenlerin (Muhammed, 47/28).. bütün bir hayatlarını zayi ettikleri, hatta iyilik adına yaptıklarını sandıkları şeylerin bile boşa gideceğini, heder olacağını haber vermektedir. Kur’an hemen her sınıf insanın değişik durumlarından ötürü böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalacağının altını çizer. Mesela; …şayet Allah’a ortak tanırlarsa müminlerin yaptıklarının boş olduğu (En’âm, 6/88) .. dünyayı ve zinetlerini isteyenlerin bunlara nâil olacakları, buna mukabil ahirette ateşten başka nasiplerinin olmadığı hatta yaptıkları herşey, iyiliklerin bile heder olacağı (Hûd, 11/15-16).. dininden dönen ve irtidat edenin yaptıklarının dünyada da ahirette de boşa gideceği (Bakara, 2/217).. Allah’ın ayetlerini inkar edenleri, haksız yere peygamberleri öldürenleri, adaleti isteyip yaymak isteyenlerin canlarına kıyanları, can yakıcı bir cezanın bekleyeceği istihzâî bir tavırla müjdelenirken yaptıklarının dünyada da ahirette de boşa gideceği belirtilmektedir (Âl-i İmrân, 3/21-22; Kehf, 18/105).

Yine bir başka yerde ahirette vuku bulacak bir sahne anlatılır. Münafıkların hakikat-i hallerini, içlerinin ne olduğunu keşfeden müminler birbirleri ile şöyle konuşurlar: “Hayret doğrusu! Onlar değil miydi, siz müminlerle beraber olduklarına dair var güçleri ile yemin edip duranlar?” Hemen bunun ardından âyet onların akibetini: “Gösteriş için yaptıkları bütün işleri boşa gitti, dünyada da, ahirette de ziyen edenlerden oldular” (Mâide, 5/53) şeklinde haber verir. Bir diğer ayette o münafıkların bir kaç vasfı sıralanarak; harbe iştirak ettiklerinde cimri ve kıskanç davrandıkları, düşmanın ortalığa saldıkları korku neticesi baygın baygın bakıp isteksizlik izhar ettikleri, yine harp bitince cimriliğe devam edip dilleri ile de müminleri incittikleri bildirildikten sonra yine onların amellerinin boşa gideceği haber verilmiştir (Ahzâb, 33/19).

A’râf süresinde, ahiretin varlığını ve ahirete kavuşmayı yalanlayanların da bütün işlerinin ve eserlerinin boşa çıktığı haber veriliyor (A’râf, 7/147).

Hucurât süresinde, Cenâb-ı Hak, iman edenlere seslenerek: “Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi onunla da öylece konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan bütün emekleriniz hiçe iniverir” (Hucurât, 49/2) buyurulmaktadır. Burada özellikle vurgulanmak istenen şey şudur. Allah’ın Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem Allah katında o kadar yüce bir mevkidedir ki, ona yapılan bir saygısızlık, seviyesine göre küfür sayılıp bütün iyi işlerin iptal olmasına sebep olabilir. Zira ona gösterilen saygısızlık, kendisini görevlendiren Zât-ı Zü’l-Celâl’e râci olur. Halbuki bu durum bir başkası için söz konusu değildir. Bu yönüyle de bu ayetin hükmü bakîdir. Yani, ayet sadece Efendimizi gören, sahabe veya diğer talihsiz kimseler için değildir.

Efendimizin adını taşıyan sürede, inkarlarının yanı sıra insanları Allah’ın yolundan çevirmeye çalışan, hak yol kendilerine belli olduktan sonra bile Peygamberin karşısına çıkanların Allah’a, yani O’nun Peygamberin’e ve dinine zarar veremiyecekleri belirtildikten sonra fezleke yine aynı tehditle bitiyor ve onların da işlerinin heder edileceği bildiriliyor (Muhammed, 47/32). Burada işlerinin heder olması iki türlü olabilir. Birisi, onların burada Allah’ın dinine engel olmak için sarfettikleri bütün emekler zayi olacak, zira muvaffak olamayacaklardır. Diğeri ise, onların burada iyi işler bilerek yaptıkları şeylerin karşılığını ahirette göremeyeceklerdir. Daha pek çok yerde Kur’an bu hassas noktaya vurgu yapmaktadır.

Kur’an okurken ondan istifadenin en mühim yollarından birisi, okunan ayetlerin -kim hakkında olursa olsun-, bizzat kendi nefsimize hitap ediyormuş gibi algılanmasıdır. Bu sayede bütün Kur’an bize seslenmiş ve direk kâfirleri muhatap aldığı yerlerde bile müminlere, bizlere birer tenbih, birer ikaz mahiyetinde hitap etmiş olacaktır. Hal böyle olunca, ahirete inanan ve kendince ahirete hazırlanan müminin dikkat etmesi gereken mühim bir husus ortaya çıkıyor. O da, binbir zahmetle, uğraşa didine, sıkıntı ve ızdırapları göğüsleyerek yaptığı ibadetleri, hasenâtı, tıpkı rüzgarda savrulan saman çöpü gibi, avucundan akıp giden su gibi kaybetmemesidir. Elbette bunun için azami dikkat göstermesi gerekiyor.

Meselâ, Kur’an’da namazı hakkıyla eda etmeyenlerin, namazlarından gafil olanların halleri anlatılıp yazıklar olsun derken, o namazın hayrını göremiyecekleri… hadis-i nebevî’de, nice kimselerin oruç tuttuğu halde işledikleri günahlar sebebiyle, diğer azalarına da oruç tutturmadıklarından dolayı, açlıktan başka yanlarına kâr olarak bir şey kalmayacağı… nice zekat veren, hayr u hasenatta bulunan kimselerin, bu iyiliklerinin, gösterişe vesile kılmaları ve başa kakmaları sebebiyle hiçe gideceği… nice hac için yollara düştüğü halde, yediği haram, içtiği haram, giydiği haram olan, dolayısıyla da haccı mebrûr olmayan kimselerin olduğu… yine nice Allah yolunca cihad eden, mücadele veren ve fakat riyâ için, şan için, başka çıkarlar için o yollarda telef olup hiçbir şey kazanamayan insanlar anlatılıyor. Daha nice güzel şeyler var ki; küçük bir niyet kayması, hedefin iyi belirlenememesi, nefsin ve hissiyatın yanlış yönlendirilmesi sebebiyle heder olup gitmektedir.

O halde, sürekli niyet tashihi, nazarı Hakkın rızasına odaklama, ihlas-ı etemmi elde etme ve istikamet üzere olma en mühim mevzularımızdır.

Şu bir gerçek ki, dünyalık hiçbir şey, ahireti berbat etmeye değmiyor…
Başlık: Ynt: Boşu Boşuna
Gönderen: Özge - Kasım 27, 2013, 09:27:02 ÖÖ
ALLAH razı olsun
Başlık: Ynt: Boşu Boşuna
Gönderen: Özgür Kız - Mart 25, 2016, 05:12:20 ÖS
(http://siirfm.org/Smileys/default/cgp.gif)
Başlık: Ynt: Boşu Boşuna
Gönderen: Aysun. - Mart 27, 2016, 01:24:17 ÖS
 cgp